FİNAL

251 13 4
                                    

Gökçe kendi hayatını kurmuştu. Artık o zenginn , model ve herkesçe tanınan biri olmuştu. Tam 4 yıl newyorkta yaşamış ve artık neredeyse oraya hakimlik sağlamıştı.

Çınar ise ingilterede yaşamış ve orada birsürü insan tanımıştı. İşleri iyi gidiyor , ingilter enin büyük şirletleriyle anlaşma yapıyordu. Tam 4 yıl orada kendi hayatını sürdürüyordu.

Gökçe ve Çınarın ortak 2 şeyi vardı ; Birbirleri.

Şimdide ortak birşeyleri vardı ; 4 yılın sonunda ülkelerine , herşeyi bıraktıkları ana vatanlarınaa dönüş.

Evet az öncede dediğim gibi her ikiside artık geçmişlerini bıraktıkları yere geri dönüyordu. Gökçe artık ülkesinde mesleğini icra edecekti. Çınar ise oradaki işleri yoluna koymuş ve ülkesini özlediği için geri dönüyordu.

Birbirinden habersiz artık iki farklı insan.

.........

GÖKÇENIN AĞZINDAN

Bugün özlediğim herkese kavuşacaktım. Tabi birisi hariç. ÇINAR..

Unutmamıştım onu hala. İnsan sevdiğini hiç 4 yılda unuturmu ? Bırakın 4 yılı ömürler geçsede unutmaz. Benimkisi de öyleydi işte. Fakat artık olamazdık biz.

Ben artık sadece annemi düşünecektim. Ona söz verdiğim gibi onu o hayattan kurtarmıştım. Ona bahçesi olan çok güzel 3 katlı bir ev almıştım. Artık temizlik yapıp kendisini çürütmesine gerek yoktu. Eve işlerle ilgilensin diye bir yardımcı ve temizlikçi tutmuştum.

Uçaktan inmiş ve kapıda beni bekleyen annem ve begüme doğru koşmuştum. Onları çok özlemiştim. Beni görünce ağlayan Nuray Sultanı görünce hiç bırakmamak üzere sarıldım. O ağlıyınca bende ağlıyordum.

Anneme sarılmayı bırakıp can dostum begüme sarıldım bu sefer. Yaa ama artık ağlamayın lütfen. Bir magazinci görse rezil olacağım. Ünlü model salya sümük ağlıyor !!! Şok şok şok !

Ağlamaları kesip çıkışta bizi bekleyen arabamıza doğru ilerledik. Valizlerimi bagaja koyması için şoföre verdiğim sırada gözlerime yasinin arabası takıldı. Fakat o bizi farketmemişti.

Gözlerine taktığı güneş gözlüğü havaalanına girince gözlerinde yukarıya doğru çıkartıp başına taktı. Sax mavisi bir pantolon giyip üzerinede beyaz bir tişört giymişti. Oldukça havalı duruyordu. Tek havalı duran o değildi.

Ellerinde valiziyle yasine doğru sırıta sırıta gelen kişi çınardı.. benim çınarım..

Bordo bir pantolon ve siyah deri ceket giymişti. Giydiği kıyafetler esmer olduğu için çok yakışmıştı. Çok yakışıklıydı.

Yasine erkekçe sarıldıktan sonra her zaman yaptıkları gibi yumruk tokuşturmuşlardı. Çok mutlu gözüküyordu. Anlaşılan beni unutmuştu. Evet doğru duydunuz Çınarımm beni unutmuştu.

...........

ÇINAR'IN AĞZINDAN

Yasin benim kardeşim gibiydi. Onu çok özlemiştim. Onu görünce yanımda birilerinin olduğunu bir kez daha farkettim. Yasin valizlerimi taşımama yardım ettikten sonra çıkışa , bizi bekleyen siyah minibüse doğru ilerlemeye başladık.

Çıkışta beni bekleyen tek minibüs değil , bir çift yeşil zümrüt gözlerdi. Gökçemmiydi o ?? Ne kadarda değişmiş . Üzerinden ün , servet akıyordu resmen.

Onu görünce daha fazla ilerleyemedim. Olduğum yerde sabitlendim. 4 yıldan beri ilk kez onu canlı canlı görüyordum. Gözlerimin içine bakıyordu. O gözlerime öyle masum ve öyle temiz bakıyordu ki bundan 4 yıl önce sanki o ayrılık hiç yaşanmamış gibi , beni bırakıp gitmemiş gibi.

AŞK KONDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin