1. Bölüm: Plan

181 22 4
                                    

Medya: Eflal Duman

İlk bölümü sizinle paylaşıyorum umarım beğenirsiniz yorumlarınız benim için çok önemli diyeceklerim bu kadar 🌺


İyi okumalar...
______________________________

Bir boşlukta süzülüyordum dünya karanlığımdan ibaret oluşmuş bir cehennemdi benim için. Sırların sarmaşıkların ardında gizlendiği bir cam kırığıydı benim için hayat,  Öyle ki bir gün o cam kırığının benim kalbimde kocaman yara açacağını bilmiyordum. O yaranın zihnimin içinde kaybolmuş anıları getireceğini bilseydim bizzat ben saplardım o cam kırığını kalbime ve ben şimdi o cehennemde ateşten,yatak denilemeyecek kadar kötü olan karyolanın üzerinde celladımı bekliyordum. Ben Eflal Duman. Yakında 18'ine girecek bu cehennemde belki de yaralı ama sağ çıkan tek insandım. Bir cellatla dönme dolaptaydık bu evde yükseğe çıktıkça özgürlüğe ulaştığını sanırsın ama o yere tekrar çakılacağın aklının bir köşesinde hep olur. Tam tamına yirmi dakika, yirmi dakika sonra burada olacaktı ama benim ruhum ebediyen geri gelmeyecekti. Hayatım yaralarımı sarmakla geçti o celladın açtığı yaraları ben saracaktım ve bu döngü devam edip sürecekti. Korkuyordum, ama ölmekten değil. Ölmemekten, ölememekten. İstemiyordum o yaraların üstüne yenilerinin eklenmesinden korkuyordum. Eğer ölmezsem annemin yanına gidemezdim. Kendimi öldüremezdim çünkü annemin bana küsmesinden korkuyordum. Annem... Belki de bu cehennemde ki yaşama sebebim olan en güzel varlıktı. Adı gibi sevgi doluydu çiçek gibiydi. O babam olacak canavar zihni bozuk, bozuk bir karaktere sahip olan cellat, anneme şiddetin en kötüsünü uyguluyordu. Annem sırf benim için acılarını göz ardı ederdi benim için çabalardı, bana siper olur korurdu. Ne zaman babam ona zarar verse yanıma gelir ve beraber çizim yapardık o ilacını bende bulurdu. O zamanlar küçüktüm aklım pek ermiyordu ama anneme ilaç olmak onun yüzünde tek bir gülümsemeye sebep olmak için elimden geleni yapardım, ama şimdi anlıyorum ki annem acılarını iyileştirmek için değil onları unutmak için benim yanımdaymış. Benim yanımda gülermiş, acılarına perde çekmek için mekan çok hatırlamasam da yaşadığımız şeyleri hatırlıyordum.

Son on beş dakika hayatımın korktuğum sayılı dakikalardan biriydi. O sırtımda ki yaraları yanıkları morlukları her aynada gördüğümde o ateşi görüyorum sanki, o anlar tekrar canlanıyor beynimde kalbimde, ne kaçabilirsiniz bu evde ne de ölebilirsiniz. Saçma gelecek biliyorum ama ölmek bile bir lütuf benim için. O, babam denecek, belki de o kelimenin anlamını hiç hak etmeyen, o kelimenin onun üzerinde emanet gibi duran adam, Suat Duman. Anneme yaşattıklarını bana uyguluyordu. Küçükken ona bunu neden yaptığını sorduğumda bana, beni sevdiği için yaptığını söylerdi, dedim ya küçüktüm, inanmıştım. Cellatlar bile insanlar infaz edilmeden önce son sözünü söylemelerini ister. Bırakın son söz söylemeyi acımı çekmeye acıdan inlememe bile izin vermezdi, evet cellattı ama öldürmüyordu, evet canavardı ama bir tek insan öldürmüyor ruhumu da öldürüyordu. Onun için dövmek bir zevk meselesi haline gelmişti, zaten hastalıklı bir zihinden ne beklersiniz. Vücudumun her yeri farklı renklerle doluydu, sarı, kırmızı, mor, yeşil... Belki de bu şekilde öğrenmiştim renkleri, bu şekilde öğretmeyi seçmişti. 

Son on dakika. Gelmesine on dakika kalmıştı ve benim yaptığım tek şey her zaman ki gibi oturup nefes alarak ölmeyi beklemek. Kalp atışlarımın hızlandığını hissediyorum sanki kalbimde beni duyuyor hissediyor belki de durmak için çırpınıyordu. Bu şiddet 8 yaşındayken başlamıştı ondan öncesi annem bana kol kanat geriyordu. Zaten lanetli yaşımdı o benim, 8 yaşımdı. Annemin benim yanımdan gitmesinin üzerinden 10 yıl geçmişti. Annemi gözlerimin önünde öldürmesinin üzerinden 10 yıl geçmişti. Annem gitmişti ve ardından sadece bir et yığını bırakmıştı çünkü o olmadan benim bu hayatta bir yaşamım kalmamıştı. Annem gitmişti ve ben burada bir eve sıkışıp kalmıştım sadece buydu.

Geçmişin Kayıp İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin