Selam nasılsınız oy ve yorumlar azaldığı için sınır koymak istedim. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Sizi seviyorum keyifli okumalar diliyorum🌺
Oy: 50
Yorum: 50
_____________________________Sabah kalktığımda Öykü ve Aysu
Kahvaltıyı hazırlamıştı. Kahvaltı yaptıktan sonra önce okul için kırtasiyeye gittik, şimdi de okula geldik müdürün kapısının önünde şakasız 2 saattir bekliyoruk. Niye? Çünkü içeride karga sesini andıran bir kadın kızı için ciyaklıyordu!"Ya bakın müdür bey benim kızım yapmaz öyle şey, kesin bu kadının kızı yaptı."
"Yalana bak asıl senin kızın benim kızıma bulaştı burda müdür beyi yalan yanlış şeyler ile kandıramazsın!"
"Sen bana yalancı mı diyorsun, asıl yalancı sensin be bir önce şu aynadaki yüzüne bak"
"Ne varmış benim yüzümde ne ima yapmaya çalışıyorsun, asıl sen kendi yüzüne bak"
"Bana bak...
"Hanımefendi! Ne yapıyorsunuz siz, okulda olduğunuzu fark edin en önemlisi yetişkin bir insan olduğunuzu anlayın çocuklarınıza örnek olacağınız yerde siz ne yapıyorsunuz. ElifSu Zeynep'ten kalemini istemiş oda vermeyince kavga başlamış siz bunun yanlış olduğunu çocuklarınıza anlatacağınız yerde siz kavga ediyorsunuz. Lütfen şimdi çocuklarınızı alın bahçede konuşun iyi günler."
Kapı hızla açılınca içeriden sarı saçlı ve kızıl saçlı iki kadın çıktı arkalarından 2 küçük kız hepsi hızlı adımlarla bahçeye çıkınca birbirimize baktık. Öykü bir adım atıp ilerleyince biz de onunla birlikte peşinden içeri girdik.
Müdür şaşkın ifadeyle bize bakınca Öykü konuşmayı başlattı.
"İyi günler Barış müdürüm biz sizinle bir konu hakkında konuşmaya geldik. 3 hafta önce okuldan 2 kız atılmıştı eğer yer mümkünse 2 arkadaşım okula yazılmak için geldi. Biliyorum dönem ortası zor ama bir şey yapamaz mısınız?"
Müdür önce Aysuya baktı boydan süzdü sonra bana döndü beni süzdü. Boğazını temizleyip Öykü'ye hitaben konuştu.
"Bu işler böyle olmaz kızım, ailenizin gelmesi gerekiyor ayrıca siz daha reşit bile değilsiniz."
Konuşmayı ben devraldım. "Ben 18'imi doldurdum reşitim buraya okumak için geldim ailem İstanbul'da" Aysu da altta kalmamak için kendini ifade etti,
"Benim teyzem burada ailemi küçük yaşta kaybettim, o gelse olur mu?"
Aysu'nun sesinden bile anlaşılıyordu acı çektiği üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin izler geçmez, hani derler ya zaman her şeyin ilacıdır, zaman ilaç değildir. Yıllar geçse dahi acı geçmez unutursun, aklına gelmez, hatırlamazsın ama acı geçmez hep ilk gün ki gibi kalır aynı sızı vardır. O gün nasıl hissettiysen bugün de aynısını hissedersin, acı öyle bir şeydir ki bazen ölmek bile daha cazip gelir sana, bazen acı çekmemek için acı çektirmek istersin. O yüzdendir her dile getirdiğinde her düşündüğün de bu kadar acı çekmen.
Müdür bey elini kirli sakallarına götürdü biraz düşündü sonra bize döndü baktı, kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı. "Peki tamam, kayıt işlemlerinizi başlatıyorum kimliğinizi verin bana, senin de basın sağolsun hatırlatmak istemezdim, gün içerisinde teyzen gelsin halledelim."
Öykü bize döndü göz kırptı müdür beye iyi günler dileyip çıktık. Sırada oda için eşya almaya gitmekti.
***
Mobilyacının içerisine adım atınca etrafıma bakınmaya başladım çok pahalı bir şey istemiyordum, hatta ikinci el bile olabilirdi ama Aysu 'yok artık' diye uzun uzun konuşmaya başlayınca kabul ettim ucuz bir şey bakıyorduk zaten.
![](https://img.wattpad.com/cover/327157586-288-k650476.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kayıp İzleri
Chick-LitBir eve kaç ölüm sığar? Bir ev kaç çığlığı içine alır? Gözlerinde acı besleyen kadın, Acılarına acı katan babasının korktuğu yeşil harareleri. Tik... Tak... Tik... Tak... Zaman doluyor geçmişin karanlığı aydınlığa çıkıyor. Yıllar önce planlanmış bir...