14. Bölüm: Yeşil Gözlerin Rüyası

64 12 20
                                    

Selam aşklarım nasılsınız. Umarım iyisinizdir, yeni bölüm ile yeniden karşınızdayım heyecanlı mısınız ben çok heyecanlıyım çünkü yazarken sizin okuduğunuz da verdiğiniz tepkiyi veriyorum. Oy ve yorum atmayı unutmayın öpüldünüz. 🌺

                   İyi okumalar...

Medya: Ilgaz Karan
________________________________

Bazı acılar vardır, derinden etkiler seni öyle ki hatırladıkça o ilk gün ki gibi hissedersin acısını. İçinde bir yerlerde o acı nefesini keser, ama yaşama tutunmak için unutmaya çalışırsın. Ben yıllardır bir cehennem de şeytanla saklambaç oynadım, nereye saklanacağımı iyi bilirim ama bazı anlar bulur o şeytan seni inine götürür. Korkarsın, korkuyu iliklerine kadar hissedersin, kalbin bir gök gürültülüsü gibi çarpar, ellerin titrer düşecek gibi olursun ama ayakta da durursun. Bende her zaman babama karşı böyle oldum, mesela babam hiç saçımı okşamadı, beni öpmedi, gelip bir kere bile 'nasılsın' demedi ya da bir kere bile bana gülmedi tebessüm dahi etmedi. Sormak istedim 'neden baba?' neden hiç sevmedin beni o kadar mı çirkinim o kadar mı sevilmeyecek bir insanım, demek ki öyleymişim. Ne kadar canımı acıtıyor böyle davranman biliyor musun herkesin babası diğer çocuklara güzel şefkatli davranırken, senin bana acımasızca davranman ne kadar kırıyor beni biliyor musun, sen küçük Eflal'i çok kırdın baba, hoş şimdi de kırıyorsun ama o zamanlar ümidi olan bir çocuğun kalbini kırmak şimdi ki beni kırmaktan çok daha acıtıcıydı. Aslında biz seninle düzeltilmeyecek hiç bir şey yaşamadık, sadece sen düzeltmek istemedin. Ben seninle her türlü sevgi görmeye hazırken, sen o sevgiyi bir çırpıda kullanıp attın baba, o yüzden artık ölüm döşeğinde bile olsam beklemem seni, ben çoktan ümidimi kestim senden bundan sonra gelip o sevgiyi versen bile ben sana artık gelmem baba.

Koltukta oturmuş Ilgaz'ı okula gitmek için beklerken beynimi yiyen düşüncelerle boğuşuyordum kahvaltı yaptıktan sonra okula gitmek için hazırlanmıştım ama Ilgaz hala gelmemişti, beden dersimiz olduğu için de forma giymem gerekmiyordu, Meriç abi de yarım saat önce gelmişti Altay abi ile beraber yukarı çıkmışlardı. Betül abla mutfaktaydı Gül teyze de dinlenmeye odasına çıkmıştı.

Altay abi ve Meriç abi salona girdiklerin de ilk bana baktılar ve koltuğa geçip oturdular.

"Okula geç kalmıyor musunuz? Ilgaz nerde?"

Meriç abinin sorduğu soruyla gerçekten de geç kalacağımızı anladım.

"Bilmiyorum hala yukarıda hazırlanmaya gitti ama gelmedi."

Bu sefer Altay abi ses tonunu yükseltip yukarıya bağırdı.

"Ilgaz! Hadi oğlum geç kalıyorsunuz kız seni bekliyor burada!"

"Geliyorum!"

Ilgaz da bağırınca oflayıp arkama yaslandım, ben bile bu kadar hazırlanmıyorum o neye bu kadar özeniyor anlamıyorum.

"Altay abi siz işe gitmiyor musunuz?"

"Gideceğiz ama evde çalışacağız öğlene kadar."

O sırada merdivenlerden inen Ilgaz'a gözüm çarptı, baştan aşağı süzdüğüm de hiç bir değişiklik yoktu aynıydı o kadar saat yukarıda ne yaptı çok merak ediyorum.

"Sonunda be oğlum saatlerdir ne yapıyorsun? Hayır bir değişiklik de yok ki ne yapıyordun onca saat?"

"Ya sorma abi valla"

Ilgaz elini ensesine götürüp başını eğdi, Altay abi de kaşını kaldırıp sorgularcasına baktı.

"Tamam ya, proje ödevi vardı ya onu dün gece eksik bırakmışım onu tamamladım"

Geçmişin Kayıp İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin