Öncelikle merhaba nasılsınız ben çok iyiyim. Kitabın yeni bölümü sizlerle birlikte. Yalnız okunmalar çok düşük biliyorum daha yeni başladım zaten bir anda olup bitmesini beklemiyorum ama 1. Bölüme nazaran okunmalar düşmüş. Neyse iyi diyelim iyi olsun umarım her şey güzel olur sizleri çok seviyorum iyi okumalar 🌺
Multi Medya: Eflal Duman
______________________________Sabah gün ışığının gözüme hücum etmesiyle uyanmıştım. Saat daha erken olduğu için duş alıp yatağı topladım. Aşağı indiğimde sadece Betül ablanın uyandığını gördüm. "Günaydın abla"
Betül abla kısa bir tebessüm edip "Günaydın, gece rahat uyuyabildin mi?"
"Evet rahat uyudum hiç bu kadar rahat uyuduğumu hatırlamıyorum." Gerçekten de bu kadar rahat uyuduğumu hatırlamıyorum ara da bir kâbus görüp uyansam da en azından önceki gecelerim gibi acıdan ve ağrıdan uykum bölünmüyordu.Betül abla "Eflal beraber kahvaltıyı hazırlayalım mı? Hem çabuk bitmiş olur." Diye rica da bulununca beraber kahvaltıyı hazırlamaya başladık.
"Sen şimdi burdan arkadaşına gideceksin dimi?" Betül ablanın ansızın sorduğu soruyla ne cevap vereceğimi bilemedim onlara yalan söylemek hoşuma gitmiyor, daha doğrusu yalan söylemek hoşuma gitmiyor. Bana bir günde olsa değer veren evlerinde ağırlayan insanlara yalan söylemek istemiyorum ama benim yüzümden zarar görmelerini de istemiyorum.
"Evet abla burdan arkadaşıma geçeceğim arkadaşım bana yazdı zaten merak etme." Betül abla beni onaylayınca işimize dönüp kahvaltıyı hazırlamaya koyulduk.
***
Kahvaltı hazır olunca yavaş yavaş herkes uyanmaya başladı ben de çayları almak için mutfağa gittiğim de arkamdan Ilgaz'ın da geldiğini gördüm. Çayları doldururken uykudan yeni kalktığını belli eden o kısık ve mahmur sesi ile "günaydın" dedi.
Hafif tebessüm gönderip "günaydın" dedim. Masanın üzerin de bulunan sürahi de ki suyu bardağa doldurup kafasına dikti. Gözlerim hareket eden adem elmasına çarptı. Aşağı yukarı hareket edişi... Resmen büyülenmiş gibiydim. Suyu içip bardağı masaya koyunca, çıkan ses ile kendime geldim. Resmen çocuğu röntgenledim yuh artık bana ya. Ilgaz yüzüme baktı, sonra genzini temizledi ve ağzını açıp "bugün gidiyorsun dimi?" Dedi.
"Evet" diye yanıtladım sorusunu "peki nereye gideceksin?" Bu çocuk niye bu kadar çok soru soruyordu daha dün benimle ters konuşmuyor muydu ne oldu da bir gece de böyle değişti. "Arkadaşıma geçeceğim" dedim. Gerçekten ne yapacaktım bilmiyorum nereye gidicem kimden yardım alabilirim hiç bilmiyorum tek umduğum kaderimin bana gülmesi.
Ilgaz verdiğim yanıtla başını salladı bir kaç saniye yüzüme bakıp mutfaktan çıktı. Ben de fazla oyalanmadan çayları alıp salona gittim. Herkes kahvaltı masasında idi "günaydın" deyip masaya oturdum. Altay abi başını kaldırıp bana döndü " Eflal kahvaltı yaptıktan 1 saat sonra çıkarız tamam mı?"
Onaylar şeklinde başımı sallayınca derin düşünceler ile önüme döndüm.Bir saatim vardı, bir saat içinde bir şey bulmam lazım adres istediklerinde ne yapacağım. Çıkmaz sokağa girmiştim kaçacak yer bulamıyorum, bir şey yapmaya kalksam elime yüzüme bulaştırıyorum.
***
Kahvaltıdan sonra herkes bir yere dağılmıştı. Ben de odamda oturmuş çıkış yolu arıyordum babamdan kaçmışken tekrar ona dönmek istemiyorum. Bir şekilde onları engellemem lazım Altay abi kafasına koymuş beni kendisi götürecek.
Derinlerden gelen melodi sesiyle düşüncelerimden çıktım. Yastığı kaldırıp telefonu aldığımda bir arama olduğunu gördüm, bilinmeyen bir numara...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kayıp İzleri
Chick-LitBir eve kaç ölüm sığar? Bir ev kaç çığlığı içine alır? Gözlerinde acı besleyen kadın, Acılarına acı katan babasının korktuğu yeşil harareleri. Tik... Tak... Tik... Tak... Zaman doluyor geçmişin karanlığı aydınlığa çıkıyor. Yıllar önce planlanmış bir...