Günaydın aşklarım. 🌺 Bölüm yarın sizinle birlikte olucak. Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın kitabımı okuyup destek veren herkese şimdiden çok teşekkür ederim. Bu yola çıkarken hiç umudum yoktu ama artık şimdi var bu sizin sayenizde tekrardan çok teşekkür ederim. Kitabıma oy verip yorum yapmayı unutmayın ❤️
______________________________Karanlık koridor... Kapalı kapıların, dikdörtgen, buzlu camlarından gelen soğuk ışıkların buğusu yüksek ve çıplak duvarlara vurarak donuyor. Koridorun sonlarında görünmeden açılıp kapanan bir kapının gıcırtısı... Muşambalara sürtünen bir ayak sesi... Köpüklenerek uçan ve uzaklarda kaybolan bir beyaz gömlek. Rahatsız eden ilaç kokan hastane...
Koridorun sonuna yürüyordum. Kapının gıcırtısı kulağımı çınlatırken kalbimin hızlı ritmi beni korkutuyordu. Her adımım içimde bir şeylerin kopmasına neden oluyordu. Yavaş yavaş yaklaşıyordum. Nefesim ciğerlerime yetmezken daha da korkuyordum...
Kapının sesi daha da yakından gelince kulaklarımı koparmak istedim.
Bu hastane de kimse yok muydu?
Kapının önünde durunca kapının içerisinde insan gölgesi görmem ile nefesimin kesildiğini hissettim. Gölge hiç hareket etmiyordu. Arkamda ki ışıkların yanıp sönmesiyle korkum daha da arttı.
Titrek bir nefes alıp içeri girdiğim de ilaç kokuları burnumu sızlattı. Küçük iki kapaklı bir dolap vardı yanında küçük tek taraflı bir cam. Hasta yatağının üzerinde oturan bir kadın vardı. Arkası dönüktü hiç hareket etmiyordu, sanki nefes bile almıyordu. Yavaşça yanına ilerledim, attığım adım sesleri odanın içinde yankılanırken arkada ki kapı gıcırtı ile karışıyorlardı. Kadın hâlen daha hareket etmezken ben yanına varmıştım bile. Önce derin bir nefes aldım sonra kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıp konuştum "merhaba" sesim oda da yankı yaparken kadın hiç bir tepki göstermedi. Kadının önüne geçtiğimde dışarda bir fırtına koptu kanımın çekildiğini hissettim tüylerim diken diken oldu, gözlerim dolarken bir andan da ne yapacağımı düşünüyordum. Ben karşımda annemi görüyordum. Gözlerini boş duvara dikmişti, ama sanki boş duvarı değil de başka bir yere bakıyormuş gibiydi. Siyah saçları ve üzerinde ki beyaz hasta kıyafeti ile çok uyumlu duruyordu. Yüzü çok kötüydü gözü morarmış, elmacık kemikleri çürümüştü dudağının kenarı patlamış, gözleri kızarmış, kanlanmıştı ve rengi solmuştu. Onu böyle görmek canımı yakıyordu. Kısık ve pürüzlü çıkan sesimle anneme seslendim "A-anne" hala tepki göstermiyordu elimi kaldırdım ve o güzel yüzünde gezdirdim, soğuktu çok soğuktu o gün ki gibi buz gibiydi ama ben onu ısıtacak bilinçte değildim... Çok özlemiştim onu, kokusunu... Şuan ona sarılıp deli gibi ağlamam gerekmiyor mu? Niye şimdi yapamıyorum. Elim hâlen daha yüzünde iken bir anda gözlerini bana çevirdi. O an ne yapacağımı bilemedim kalbim göğüs kafesimi kıracak şekilde atarken ben ona özlemle bakıyordum. Gözlerinde hiç bir duygu yoktu sadece boşluk vardı az önce baktığı duvara bile farklı bakıyorken bana bomboş bakıyordu. İlk başta duyduğum koridordaki ayak sesleri tekrar kulağıma gelirken, seslerin daha yakından geldiğini anladım
Annem hızla gözlerini benden çekip arkama kilitledi. Adım sesleri odanın içinde yankılanırken arkama bakmaya korkuyordum. Annemin tepkilerini ölçüyordum gözlerinde korku yoktu bir tek endişe vardı. Zar zor arkamı döndüğümde şuurumu kaybedecekken yanda ki serumun askısından tuttum. Canavar buradaydı, kirli sakallarını daha çok uzatmıştı. Yeşil gözleri koyulaşmış adeta nefret saçıyordu. Babam, annemle benim aramda gözleriyle zikzak çizerken, annem hızla ayağı kalktı, ani hareketiyle geriye savruldum. Annem geri geri yürürken, babam tam aksine anneme doğru yürüyordu. Olacakları biliyordum her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyordum. Babam annemin önüne geçecekken onu engelledim ve annemi arkama aldım. Babam elini kaldırdı bu sefer gözlerimi kapatmadım, ama yüzüne de bakamadım. Sonra bir şey oldu bir çığlık koptu odada, babam anneme vurmuştu, iyi de ben önündeydim hala önündeyim ama babam vurabiliyor. Babamın eli içimden geçiyor ama nasıl? Babam annemin saçından tuttu odanın diğer tarafına sürükledi, koşar adımlarla peşinden gittim. Anneme vurmaya devam ediyordu, engellemeye çalışıyordum ama nafile hiç bir şekilde işlemiyordu. Babam bir şeyler diyordu ama anlamıyordum sadece annemin feryatlarını dinliyordum. Bağırıyordum ama bir işe yaramıyordu, yapamıyorum yine o gün ki gibi elimden hiç bir şey gelmiyordu deli gibi ağlıyordum. En sonunda dayanamayıp yatağın kenarına çöktüm, dizlerimi kendime çektim ve kulaklarımı kapattım. Sesler kesilince titrek bir nefes aldım ve yavaşça kafamı kaldırdım önce babam görüş açıma girdi elindeki kanı mavi gömleğine sildi ve hiç bir şey yapmadan çekip gitti. Bir süre gıcırdayan kapıya baktım. Kafamı anneme çevirdiğim de boğazım düğümlendi, annemin ağzından kan akıyordu ve parça parça şeyler çıkıyordu. Bir şeyler mırıldanıyordu ama anlamıyordum, biraz yaklaştım son duyduğum şey ise "s-senin yüzünden" oldu. Gözleri geriye kaydı ve yumdu, bu benim için taşan son damla oldu "Anne!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Kayıp İzleri
ChickLitBir eve kaç ölüm sığar? Bir ev kaç çığlığı içine alır? Gözlerinde acı besleyen kadın, Acılarına acı katan babasının korktuğu yeşil harareleri. Tik... Tak... Tik... Tak... Zaman doluyor geçmişin karanlığı aydınlığa çıkıyor. Yıllar önce planlanmış bir...