13) Palavra Alkışlar

10 5 0
                                    

                     Umay Yıldız

Kaçtığım kendim miydim yoksa geçmişim miydi, orası hep bir bilinmemezlik içindeydi. Kendimden kaçmıştım belki, belki yok etmek istemiştim kendimi. Görmezden gelmek istemiştim.

Ama onun da sonu buraya kadardı.

Geçmişimden kaçmıştım belki, silmek istemiştim yaşananları.

Ama öyle bir şeyin imkanı yoktu, onun da sonu buraya kadardı.

Geçmişimin en büyük hataları herkese güvenmek ve herkese yenilmekti.

Ve ben hatalarımdan ders çıkarmamıştım.

Hatalarım beni yok edecekti bir gün.

Ben de önceden ne yaptıysam onu yaparak durup olduğum yerden olanları izleyecektim, hiçbir müdahalede bulunmadan.

Küçükken -üç meleği bulmadan- herkese güvenirdim, herkesin içinde bir iyilik olduğunu düşünürdüm.

Aslında olmadığını çok sonradan fark etmiştim ama vazgeçmeden her seferinde insanlara yenildim.

Bu olacakları bilip sonuna koşarak gitmekti ve ben bundan hiçbir zaman çekinmedim.

Belki çok aptaldım, çok eziktim ama ben buydum.

Kırıldım, parçalandım, belki de bu yüzden kaybettim ruhumu.

Kendimden ödün verdiğim için.

İnsanlar kırdılar döktüler, umursamadılar.

Ama ben her kırdığımda düşündüm, 'Acaba yapmasa mıydım?'.

'Çok kırılmış mıdır?'

'Çok üzülmüş müdür?'

Kendimi hiç düşünmedim aslında.

Hep karşı tarafı düşündüm, ve insanlar bunu fark ettiklerinde hiç umursamadan beni harcadılar.

Bir gün ümidi keserken karşıma onlar çıktı.

Kırmadan dökmeden yok etmeden nasıl sevilir, nasıl sırtını yaslayabileceğin bir duvar olunur ve onlar nasıl olur benim için en büyük örneklerdi.

Benim acılarım, benim üzüntüm, hepsi onlarda da vardı.

Onlar içimde bir umudun yeşermesini sağladı.

Yok olurken beni tuttular.

Ben çıktım, kurtuldum o bataklıktan.

Bizim simgemiz bu yüzden Lotustu.

Lotus çiçekleri bataklığın ortasında onca yerin dibine çeken negatif ne varsa onun içinde açan çiçekti.

Onlar en kötü günlerin içinden bile sağ çıkan bizlerdik.

Lotus bataklığın içindeydi,

Biz bir bataklığın çok daha fazlasının içindeydik.

Lotus bizdik.

Leo Kumsal'la gitmişti ve yaklaşık yarım saat olmuştu, meraktan çatlıyordum evet ama onu aramayacaktım çünkü Leo ile iddiaya girmiştik eğer onu rahatsız etmezsem bana gelirken karamelli çikolata alacağına söz vermişti.

Ben karameli çok seviyordum ve Leo sürekli zaaflarıma oynuyordu, bu canımı sıkıyordu.

Eflal Kumsal'ın gidişini ilk başta sorgulamıştı ama sonrasında umursamazca yukarı çıkmıştı. Muhtemelen eşyalarını yerleştiriyordu. O yukarı çıkınca ben de yaklaşık iki saattir kayıp olan Aden'i bulmak için dışarı çıkmıştım. Başına bir şeyler geleceğinden şüphelenmemiştim çünkü bahçe çok büyük değildi. Bir havuz ve kış bahçesi tarzında çardak vardı.

Lotus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin