8)Kilitli Kapılar Ve Kayıp Anahtarları

25 7 0
                                    


Kaçtıklarıma yakalanma konusu gerçekten doğruydu, yarım saat öncesine kadar kapısından baktığım eve girdiğim yetmemiş gibi bir de asıl konunun hakkından gelmiştim. Ülke değiştirmiş, hayatıma sil baştan başlamıştım.

İlk başta kendimden kaçmıştım, sonra çevremdekilerden. Ve en sonunda çevremden.

Yine hiçbir şey değişmemişti.

"Sen misin?"dedi az önceki tanıdık ses.

"Her kötü şeyi silmişsin bir tek ben mi kaldım geriye silmediğin?"

"İninden çıkıp gelebilmişsin!"dedi hayretle.

"Ayı mıyım lan ben, ne ini?"dedim.

"Hayırdır?"dedi Leo'yu göstererek.

"Pek değil ya!"dedim alayla ve devam ettim.
"Sen bensiz cidden kafayı yedin herhalde"

"Niye?"

O sırada konuşmayı biri böldü.

"Kızım, kızım yanıma gel!"dedi Kenan düştüğü yerden kalkmaya çalışarak.

"Şşşt Kumsal bak buraya aslanım!"dedi Eflal ve devam etti. "Bu dağ ayısı kim sana kızım diyor? Bize zorluk çıkardı da iki dayak yemiş olabilir! Ama bak benim olayla alakam yok Umay dövdü."

Kumsal önce babasına, sonra Eflal'e baktı. En sonunda bana döndü.

"İyi yapmışsın."

"Benden kötüsünü bekleme zaten"dedim alayla.

"Tabii ne demezsin!"

"Lan o senin baban baban!"dedi Eflal gönderme yaparak. "İnsan azıcık acır!"


"Acı dediğin adama az önce dağ ayısı dedin farkında mısın?"dedi Kumsal Eflal'e bakarak.

"Ben derim! Yapmaması gereken tonlarca şey yaptı çünkü?"

"Bu onu dağ ayısı yapmaz?"

"Ayyy seninle hiç laf dalaşına giremeyeceğim kusura bakma Kumsal!"dedi Eflal.

"O muhteşem bir araya gelme sarılmamızı ne zaman yapacağız?"dedi Aden sonunda varlığını belli ederek.

"Sen burada mıydın kız?"dedi Kumsal.

"Kaç dakikadır göz göze geliyoruz Kumsal ciddi misin şuan?"

"Heheheh neyse tamam gelin sarılalım bari!"dedi Kumsal barinin a'sını uzatarak.

Önde Eflal arkasında Aden gidip sarıldılar.

"Ayyy çok özlemişim heeee!"dedi Aden.

"Bendeeeee!"dedi Kumsal ikisine birden sarılarak.

Her birine sonrasında ayrı sarılarak ayrıldıktan sonra göz göze geldik.

"Daha ne kadar bakışacağız?"dedi Kumsal.

"Bilmem gittiği yere kadar herhalde"

"Ya yeter be! Umay git sarıl işte!"dedi Aden.

"Sarılayım mı?"dedim Kumsal'a.

"E sarıl bari."dedi Kumsal.

Leo'nun kollarından sonunda ayrılıp yavaş adımlarla Kumsal'a ilerledim.

"Ağır çekimle geliyor ya tipe bak"dedi ve o da bana yürümeye başladı. En sonunda bana sarıldı ve ben de ona sarıldım.

Bu hikayede hepimiz yanmıştık.

Ve o en kötüsünü yaşayandı.

"Beni kurtarmaya mı geldiniz?"dedi fısıldayarak.

Seni kurtulamadığım kuyuya çekmeye geldim diyemedim.

"Evet canım bak biz buradayız artık."

Yalan söyledim.

Pembe yalanlardan değildi bu yalan.

Pembeliği zamanla kan kırmızısı olacaktı.

En sonunda benden ayrılıp yüzüme hüzünlü bir tebessümle baktı. Gülümsemesine karşılık verdim ve ona gülümsedim.

"E unutuldum mu şu an ben?"dedi Eflal.

"Seni unutmayaaaa ömrüm yeter miiiiii!"dedim Eflal'e bağırarak.

Kahkaha atarak gelip bize sarıldı. En sonunda Aden de geldi ve biz dördümüz yıllar sonra yine bir aradaydık.

Ve bitmesini hiç istemiyordum.

En sonunda ayrıldığımızda birbirimize bakıp güldük.

"Eee, niye dövdünüz cidden biyolojik babamı?"

"Konuşuruz bunları şimdi acelesi yok, eee ne yapıyoruz?"dedi Aden.

"Önce babamla ilgileneyim"dedi imayla göz devirerek. Yanına gidip kolundan tuttu ve yavaşça kaldırdı.

"Bak gör kızım kimlerle arkadaşlık ettiğini, koskoca adamım ben! Siz kime saldırıyorsunuz?"

"Sen hala konuşuyor musun?"dedim dik dik bakarak.

"Sizi şikayet edeceğim!"

"Bak sen hala kaşınıyorsun.."

"Bir saniye Umay.."dedi Kumsal ve devam etti. "Sen kimi şikayet ediyorsun baba?"

"Bu arkadaş bozuntularını! Benim de arkadaşlarım var!"

"Onlar senin arkadaşın değil! Paran yüzünden varlar ve en ufak bir düşüşünde üstüne basıp geçecekler! Sen kendini ne sanıyorsun?"

"Onlar benim arkadaşlarım ve sen onlara laf edemezsin! Eğer çocuğumsan saygılı olmalısın!"

"Sen de benim babamsan, bana saygılı olacaksın! Ne istiyorsun sen benden ya ne?"

Kenan'ın sesi kesildi. Kumsal hiddetle devam etti.

"Ne o? Sustun neden? Kaç yıldır tutsağım ben? Kaç yıldır beni onlardan mahrum bıraktığının farkında mısın? Bizim hayallerimiz vardı! Beraber okuyacaktık biz! Ben neden burada okuyorum baba? Ben neden buradayım?! Bir anda her şeyden uzak tuttun beni! En başta arkadaşlarımdan kopardın beni? Ne suçu vardı onların? Ne yaptılar onlar sana?"

Kumsal en başından beri bu anı bekliyor gibiydi. Resmen ne biriktirdiyse onu boşaltıyordu.

"Eflal'in babası Melih Amca'nın ne suçu vardı mesela? Neden onu bir ton borca soktun mesela? Düşünüyorum düşüyorum bulamıyorum insan neden iş yaptığı adamı borca sokar? Ya da Aden'in babası Adem Amca ne yaptı da sen adamın İstanbul'daki en iyi mekanlardan biri olarak bilinen mekanını kapattırdın? O mekan bütün şubelerinin ana şubesiydi! Hani çok iyiydi? Çıkmıyordun oradan? Ne oldu söylesene! Ya da Umay'ın babasına mı gelmeliyiz?.."

"Yeter!"

"Ne yeter ya ne yeter! Asıl sana yeter! Bıktım artık! Anlıyor musun beni? Bıktım ben! SENİN SAÇMA SAPAN HAREKETLERİNDEN BIKTIM!.. Nerede kalmıştık? Heh, Umay'ın babasından devam edelim! Fatih Amca ne yaptı peki sana? Bir insan neden bütün holdingi iç mimar olarak ona tasarlatıp sonra parasını ödemez? Para suyunu mu çekti ne yaptı ya? Adam senin holdingi döşemek için borçlar aldı! Sen ne yaptın? Bir de çok iyi dostumdur diye geziyorsun etrafta! Sen misin dost?"

Kumsal taramalı tüfekle tarar gibi babasını sözleriyle tarıyordu.

"Yeter diyordun az önce! Devam etsene hadi! Yapmadım desene! Hadi! Ben onların numaralarını bir köşeye daha önceden kaydetmeseydim, ne yapacaktım? Ben her hafta onlarla konuştum! Sen beni onlardan kopardığını mı sanıyorsun! Ben onlardan asla kopmadım, kopmayacağım!"

"Yazıklar olsun!"dedi Kenan ve o birkaç saniye sonra holde bir ses yankılandı.

Kenan Kumsal'a tokat atmıştı.

"Sen ne yapıyorsun lan? Seni var ya öldürürüm yeminle!"dedim ve fırlayıp yakasından tuttum.

"Umay bırak.."dedi Kumsal.

"Ne bırakacağım ya! Öldüreceğim bu şerefsizi!"

"Eflal şunu alın.."dedi Kumsal.

O sırada Eflal ve Leo yanıma geldi, Aden Kumsal'ın yanına gitti. Eflal beni çekiştirerek yanına çekti. Bu kez Leo yapıştı adamın yakasına.

"Sen önce canıma, sonra canımın canına dokun! Sen gerçekten kaşınıyorsun!"dedi Leo.

Adam Leo'ya göre kısa kaldığı için adamın yakasından tutup yukarı çekince ayakları yerden kesilecekmiş gibi oluyordu.

"Eflal Umay'ı aldın bunu bıraktın.."

"Ya biri durunca diğeri başlıyor! Tencere kapak gibi birbirlerini bulmuşlar! Ama korkma o sen demeden bişi yapmaz."dedi isyanla.

Demesiyle kaldı. Leo yarım kalmış işini tamamlar gibi diğer gözüne de yumruğunu çaktı. Ve adamı yere attı.

"Leo!"dedim bağırarak.

"Gözüm kaşınıyor dedi."dedi İngilizce.

"Hayır öyle bir şey demedi!"

"Gerçekten bir şey yapmıyormuş Eflal!"dedi Kumsal.
"Ne bileyim yapmaz sandım yaa! Leo adamsın!"dedi Eflal ve Leo göz kırptı.

Şok içinde bir Eflal'e bir Leo'ya bakıyordum.

Aden'le Eflal bu durumda bile katıla katıla gülüyorlardı. Onların gülmesine dayanamayıp Leo ve Kumsal da gülmeye başladı. En sonunda gülmeyi bırakıp bana baktılar.

"Ne?"dedi Eflal umursamazca.

"Pes!"dedim isyanla.

Kumsal yerdeki babasına eğildi.

"Asıl sana yazıklar olsun! Annemin emanetine böyle mi bakıyorsun sen? Kurtuluyorum artık senden tamam mı? Bitti! Senin babalığın buraya kadarmış. Babalığın da paran da yerin dibine batsın! Annemin bana bıraktığı miras yeter de artar bile bana! Sen benim babam değilsin, ben de senin kızın değilim!"


🪷



Lotus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin