Sabah erkenden kalkıp alışverişe gelmiştim amcamın söylediğine göre bugün barda,yani barın arka kısmında sözleşme imzalanıcaktı,değerli ve önemli insanlar gelicekti amcam bu yüzden sabahın köründe beni aramış ve üzerime düzgün şeyler almam için beni uyarmıştı, grunge giyim tarzına sahip olduğum için amcam'dan hep azar işitiyor olsamda bu çok umrumda olmuyordu, ama bugünde sözünü dinlemezsem beni fena fırçaliyacağını bildiğim için onun sözünü dinlemeye karar verdim.
Büyük bir alışveriş merkezine girip etrafta dolanmaya başladım sevdiğim markalardan birini görünce içeriye doğru adımladım,içerisi gayet geniş ve kaliteli ürünlerle doluydu etrafıma bakınıp ilgimi çeken üstlere doğru ilerledim elimi attığım gömleği alıcakken elimin üzerine kemikli, damarlı ve oldukça büyük bir el dokundu.
Kafamı kaldırıp baktığımda hiçte görmek istemediğim insana denk gelmiştim Karan'a, elimi hemen elinin altından çektim hafifçe gülümseyip yüzüme baktı.
'aramadın' bunu söylerken soru sorar gibi tonlamıştı ve dudağı hafifçe kıvrılmıştı.
'evet aramadım'
'sana aramanı söylemiştim ama yanlışım mı var?'
'yanlışın yok,aramak istemedim ve aramadım bu kadar şimdi çekil önümden'
Bana bu cesaret nereden geliyordu acaba, adam beni bir sözü ile öldürte bilirdi.Yanında ki koruma 'patronla düzgün konuş kötü olur' diye uyarıda bulundu Karan hemen elini kaldırıp susmasını istediğini belli etti koruma hemen bir adım geri gidip sustu.
'nolurmuş gel bir anlatsana bana ya' diye korumaya hitaben konuştum bu sırada Karan üzerime doğru bir adım attı korumanın arkadan bana attığı kötü bakışları hissedebiliyordum ama hemen önüme gelen Karan dikkatimi dağıtıyordu,neden bu kadar iyi kokuyordu ki,peki ben neden kokusunu solumak istemiştim iyice kafayı yiyordum.
'tamam uzatmayın artık sina sen kapıda bekle beni birazdan gelirim' benim yüzümü incelerken konuşmuştu Sina denen adam yanımızdan uzaklaşırken bana tip tip bakmayı ihmal etmemişti bir anda elimden tutulması ile gözlerim hemen Karan'a döndü ben daha ne olduğunu anlamadan beni ilerletmeye başladı.
'napıyorsun sen be dağ ayısı bırak elimi'
'sesiz ol ve yürü' çok güçlüydü ne kadar elinden kurtulmak istesemde bu pek mümkün olmamıştı kabinlerin olduğu alana gelince,kabin önünde bekleyen kadına bir miktar para uzattı ve yanımızdan gitmesini söyledi kadın parayı alıp kabin bölümünü terk edince şaşkın şaşkın bakındım,bir anda tekrar çekiştirilince peşinden gittim ne kadar itiraz etsemde fayda etmiyceğini biliyordum çünkü beni bir kabine soktu ve arkamdan girip kapıyı kitledi bu sırada elimi bırakmıştı.
'manyak mısın sen be aç şu kapıyı,beni burada zorla tutamazsın anladın mı beni amcam çok güçlü bir adamdır seni mahveder bırak çabuk beni seni dava ederim' ağzımın üzerine kapanan elle susmak zorunda kaldım beni kabine yaslayıp üzerime eğildi hala eli ağzımın üzerindeyken iyice bana yaklaştı ve hafifçe güldü.
'güzel ve komik bir çocuksun ama çok konuşuyorsun be' güzel mi dedi o, hayır barış hayır duyma onu, ağzımdan hala çekmediği elini ısırdım tıslıyarak elini ağzımdan çekti.
'sende konuşuyorsun ama boş konuşuyorsun bırak beni dava ederim yoksa seni' evet aynen bu kadar güçlü bir adamı polise şikayet edicem onlarda barış bey böyle uygun görmüş diyip hemen içeri atıcak çünkü.
'dava ediceksin, etsene içinde kalmasın üzülmeni istemem'
'kapıyı aç çıkıcam'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMSİN | GAY
Romance'biride senin bu şekilde sikini okşasa sende sertleşirdin,kendini kandırma' bir anda kendini bana bastırması ile siki tam kalça arama deymişti,ahhh siktir o zaten sem sertti. 'sana bakmam bile sertleşmeme yetiyor zaten güzelim okşamana gerek yok'