6. Bölüm "Aptal & Gerizekalı"

205 18 1
                                    

İyi okumalar!

Mısra'dan》》

Kapı hala deli gibi yumruklanmaya devam ederken komodinin üstündeki bıçağımı elime alıp kapıya yaklaştım, bir an kapının deliğinden bile bakmayı unuttum. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara karşısında neredeyse küçük dilimi yutacaktım bunun ne işi vardı burada...

"Ediz?!" Bir eli kapının pervazında diğer eli kapı kulpunda olan Ediz ile karşılaşmam bir oldu. Tamamen leş gibi içki kokuyordu bir an dengesini kaybedip üzerime düştü bende dengesiz olarak onu eve aldım, zar zor şekilde evin içine sürükledim fazla ağırdı hemde fazlasıyla. Deri koltuğun üzerine onu attığım an kafasını arkaya atıp beni süzdü. Benimde aklıma o an kıyafetlerim geldi. Rambo lacivert siyahlı atletim, iç çamaşırından farksız gecelik şortumla karşısında duruyordum.

Bazen gerçekten dengesiz olabiliyorum gecenin bir yarısı kapıyı kontrol etmeden açtım sadece adını bildiğim bir adamı eve almış ve benim birtanecik deri koltuğuma oturttum cidden dengesiz ve fazla aptalım.

"Mısra sen böylemi yatıyorsun ya.... iyiymiş!" saçma sapan sözleri üzerine kafasını ani bir hareketle sağ tarafa çevirdi evet çünkü ben tokat atmıştım ama onun iyiliği için canım yoksa yapar mıyım ben hiç ayıp ayıp."Kendine geldin mi?!" Yanağını tutup bana alayla bakmaya devam etti "Ehh!" gözlerimi devirip mutfağa gittim kahve makinesinde acı türk kahvesi yapıp içeri geçtim ortadaki siyah üzeri beyaz şeritli masanın üzerine bıraktım bana 'hayırdır?' der gibi baktı. "İç çabuk şunu!"

"Bana ne!" inanamıyorum bunu diyen gerçekten Ediz Özberk olamaz. "Ediz of uğraştırma beni iç şunu daha sonra defol git!" Tekli koltuğun başında oturup ona bakmaya devam ediyorum ama şuan üç yaşında bir çocuk gibi görünüyor gözüme... yani- her neyse. "Mısra!" 'a' harfini uzatarak söylemesi üzerine yine gözlerimi devirdim. "Hıı?" bu sefer gözlerini deviren taraf o oldu ama sonra yeniden sırıtmaya başladı "Bana sen içinsene!"

"Çok beklersin!" şuan bana o kadar masum bakıyor ki dayanamayıp deri koltukta yanına oturup bağdaş kurdum, anında bana döndü kahveyi içirmeye başladım. Telvesine kadar içirip üzerine birde su verdim onuda içti ama hala zor dengede duruyordu.

"Artık gidebilirsin!" bana bakıp omuz silkti "Olmaz kesin kaza yaparım..." kahkaha "Ve yine ölemem" bir kahkaha daha. Telefonumu masadan alıp ona uzattım "Aras'ın numarasını gir gelip alsın seni!" hızla telefonu elimden alıp bir numara yazdı ve telefonu bana uzattı, tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda kafasını olumlu anlamda salladı. Arama tuşuna bastım bir süre sonra salondan telefon sesi yükselmeye başladı Ediz deri ceketinin cebinden telefonunu çıkartıp aramayı sonlandırdı ve pis pis sırıtmaya devam etti. Sinirle derin bir nefes alıp telefonunu elinden aldım. Kendisi açtığı için kilide gerek yoktu.

Rehbere girip A harfine bastım ama Aras falan çıkmadı bir iki kız ismi ve bir kaç erkek ismi vardı. "Aras sende ne diye kayıtlı?!" Tısladığımı ben bile yeni fark ederken ağzından çıkan sözcüğe ister istemez dudağımı eğdim, kim kardeşim dediği adamı 'Şerefsiz' olarak kaydeder ki. Omuz silkip Arasın numarasını telefonuma geçirdim.

"Ne var lan?!" sinirle gözlerimi devirmem bir oldu.

"Aras! Benim Mısra hemen bizim eve gel ve şu geri zekalıyı al buradan." onun cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım ve mesaj olarak adresi gönderdim. "Ne işin var burada?" Bıkmış sesle sordum soruyu "Seni takip ettim!" Asabi ama bir o kadar sakin ses tonuyla cevapladı. "Niye? Nedeni ne?!"

"Mısra.." kalkıp bir büyük adımlarla bana yaklaştı o çikolata kahvesi gözlerini gözlerime odakladı şuan ne kadar çok gözlerimi kaçırmak istesem de bunu yapamazdım yaparsam zayıf olduğumu sanabilirdi, elini yandan örülmüş olan saçlarıma götürdü ve oynamaya başladı "Benim rolümü çalıyorsun güzelim!"

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin