5. Bölüm "Cheers Bar"

218 21 3
                                    


İyi okumalar!

Sabah》Mısra'dan;..

Çalar saatim yüzünden gözlerimi açtım yatakta doğrulup anlamsızca halıya bakmaya başladım bunu neden yaptığımı ben bile bilmiyorum. Odama kolay alıştım çocukluğumdan beri siyaha düşkün bir insandım ve hep boyle kalacağım sanırım. Odamdaki banyoya ilerleyip rutin işlerimi hallettim. Dolabımdan çok sevdiğim siyah dikenli şortumu çıkarttım ve yatağın üzerine bıraktım kalın askılı üzerinde anlamsız cisimler olan tişörtüm de şortun yanında yerini aldı, topuk tarafı dikenli, topuklu ayakkabılarımı dolaptan çıkarttım ve tabi ki de eşsiz deri ceketim, çıkarttıklarımı üzerime geçirip saçlarıma dalgalı bir görünüm verdim. Makyaj dolabımın karşısına geçip koyu bir makyaj yaptım rimel, eyeliner, göz kalemi ve kan kırmızı bir ruj.

Odamdan sessiz ama topuklu seslerimi yankılandıracak şekilde çıktım seviyordum bu sesi, tam Bestenin kapısını açacağım sıra deri etek takımı düzleştirilmiş saçlarıyla karşımda belirdi. Merdivenlerden ilk o ardından da ben indim tam o indiğinde bu sefer ben onun sırtına atladım mutfağa kadar götürdü, ayak üstü kahvaltı yaptık oradan buradan yeyip dışarı çıktık motorları yanında bulunan arabaya bindik bu sefer elimi bile sürmedim o sürdü arabayı okulun adresine bakıp sürmeye devam etti İstanbul'a daha önce bir çok kez geldiğimiz için biliyorduk hemen hemen.

Beste dün dediği sözde haklıydı. Bugün 'oyun başlıyor' bizim yaşamımızdaki bu intikam oyunundaki karakterlerle bugün tanışacağız hepsi bizim hikayemizin içinde olacaklar görevlerinin ne olduğundan hiç birinin haberi dahi yok. Bizim yönettiğimiz bu oyunda kimler başrol olacak onu bizde bilmiyoruz, zaman o lanet olası zaman bize her şeyi gösterecek nasıl olacak? Yapmayacağız dediğimiz şeyleri gerçekten yapmayacak mıyız? Yoksa bir şekilde bizi çekecek mi aşk, o saçma şeyden kaçacak mıyız? Yoksa kader kendi elleriyle bizi onun içine mi atacak güven, birilerine güvenmeden durabilecek miyiz? Bu zor oyunda ne olacak? Bilemeyiz. 

Okulun park yerine Beste kıvrak hareketlerle arabayı park etti. Arabadan inip okulun bahçesinde yürümeye başladık bahçede bulunan kişiler bedenlerini bize doğru döndüler ve şaşkın gözlerle bize bakmaya devam ettiler. Okula girdiğimizde yine aynı olay oldu Beste birini kendine çekip "Müdür odası nerede?!" gibisinden bir şey sordu "En üst kat asansörden inince karşıdaki büyük oda" çocuğun yakasını bırakıp arkadaşlarının üzerine attı.

Asansör geldiğinde binip en son kata bastık Beste hemen elimi tuttu. Holdingdeki asansörün etrafı camdan yapıldığı için bir sorun olmamıştı çünkü etrafımı görebiliyordum. Lanet olsun! Benim kapalı alan fobim, Beste'nin ise yükseklik korkusu var. Kapalı alanda durunca sanki nefesiniz kesiliyor ölecekmiş gibi hissediyorsunuz boğazınızda bir düğüm oluyor ne yaparsanız yapın geçmiyor, o dar ve kapalı alan sizi içine çekecekmiş gibi iyice üzerinize gelip sizi sıkıştıracakmış gibi hissediyorsunuz berbat bir şey.

Son kata geldiğimizde direk karşımızda büyük geniş bir kapı, onun yanında yine büyük ama diğer kapı kadar büyük olmayan bir kapı ve o kapının karşısında geniş ama kapısı olmayan bir bölüm vardı. Burası 'Ö. Yemek Hane' karşısı 'Öğretmenler Odası' karşımızdaki ise 'Müdür ve Müdür Yardımcısı' yazıyordu. Karşımızdaki odaya doğru ilerlemeye başladık tabi ki de asansörden inince ellerimizi bırakmıştık.

Kapıyı çalmadan içeri girdiğimizde sarışın oldukça genç bir müdür yardımcımız Burcu hoca yani masasında öyle yazıyor. Müdürümüz Demir bey oldukça genç ve okuldaki kişilere taş çıkaracak biri gibi duruyordu. Burcu hanım kızgın ve sert sesiyle tekerlekli sandalyesinde bize döndü. "Kapı çalmak denilen bir şey var kızlar!" Beste'yle bakışıp aynı anda omuz silktik. Burcu hoca sinirlenirken onu takmadan müdürümüze döndüm. "Ne için geldiniz?" Burcu hocaya göre daha sakin bir sesle bize yönelttiği soru üzerine Beste konuşmaya başladı. "Hemen okula kayıtlarımızı yapın!"

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin