14. Bölüm "Etki"

118 4 0
                                    

İyi okumalar!

Nefes alırken bir an boğazınıza bir şey takılır ve sanki.. Sanki o an ölecekmiş, nefesiniz kesilecekmiş gibi hissedersiniz ya. İşte ben her an böyle yaşıyorum, her an böyle nefes alıyorum, her an yanan sigara izmariti gibiyim ama ben her seferinde küllerimden yeniden doğuyorum yeniden bir bütün oluyorum, karşıma çıkan herkesi yakıp kavuruyorum. Bu hayatta başkalarının canını almadan onları ezmeden yaşayamıyorum eğer yolunuza devam etmek istiyorsanız önünüze çıkan çukurların içini birer insan bedeni ile dolduracaksınız. Bunu yapabilir misiniz? Bunu yapacak güç var mı sizde?

"...Babam annemle tanışmadan bir ay önce bir kadınla birlikte olmuş, kadın hamile kalmış, ama babama haber vermemiş. Çocuğu doğurmuş annem çok araştırmacı biri, özellikle konu babam olunca sert bir kadına dönüşür araştırıp bulmuş yardım etmiş bir kaç ay ama babam para eksikliğinden ve annemin alış-verişinden şüphelenmiş babamda öğrenince çok şaşırmış annemle birlikte gidip Levent'i görmüş ve o yıl içerisinde evlenmişler. Çocukları olmuyormuş. Levent dört yaşına gelene kadar hep gidip gelmişler annemde babamda hep onunla ilgilenirmiş ama annem gün içerisinde bir baygınlık geçirmiş hastaneye kaldırıldığında hamile olduğu ortaya çıkmış. Her gün yanlarına giderken, gitmeleri azalmış sadece para göndermeye başlamışlar, ben doğmuşum herkes annemleri konuşuyormuş beş yılın ardından çocukları oldu diye.." Ağzının içindeki kuruluğu ıslatmaya ihtiyacı olmuş olmalı ki elindeki kahveden oldukça büyük bir yudum aldı. "Levent kendi kendine içinden hep beni suçlamış o olmasaydı yine benimle olacaklardı diyerek sanırım annesi ona hep böyle demiş, sürekli uzaktan bizi takip ediyormuş. Ben henüz beş yaşındayken Evren ile Evrim doğdu. Benim karşıma hiç çıkmadı ama bir gün onu kızlarla konuşurken gördüm Evren, Evrim'i çekiştiriyordu Levent yerde diz çökmüş onlara bir yere gitmeyi teklif ediyordu ben yanlarına gittiğimde kızlar arkama geçti Levent uzun uzun beni inceledi. Kızları eve yollayıp kim olduğunu sordum bana yaklaştı kulağıma bir şey söyleyecek sandım ama karın boşluğuma giren acıyla çığlık attım 'Eğer ölmezsen yakında daha iyi tanıyacaksın beni' dedi ve gitti. Dizlerimin üzerinde duramıyordum elimi kaldırıp baktığımda kanımın bulaştığını gördüm Uzay ve Aras geldi o an, hemen babamı aradılar o günden sonra üçümüzde hızlı bir şekilde eğitim verdiler." Elleriyle saçlarını arkaya doğru tarayıp sırtını pervaza dayadı ve gözlerini gözlerimden ayırmadan cümlelerine devam etti. "Kızlar 13'lerine girdiğinde partiye geldi Evrim'i kenara çekip konuşmuş ve bir şekilde ikna etmiş 3 seneden beri onun yanında, aradım her yerde aradım. Bulamadım kardeşimi kurtaramadım, onu bulduğumda ise toplanamaz haldeydi hastaneye yatırdık bir hafta sonra yine kaçırmıştı o pezevenk onu. Şimdiyse bu halde hastaneye yatırsak kaçar biliyorum onu kendine getirmem lazım ama bunu tek başıma yapamam seni zerre sevmiyorum ama evet güveniyor olabilirim bana yardım edecek misin? Yanlış anlama emir değil bir istek bu."

Gözlerimi onun üzerinden çekip yeşillik alana baktım ve temiz havadan oldukça derin bir nefes aldım. "Ben.. Ne kadar umursamasan da ne hissettiğini anlıyorum. Evet birbirimizi sevmiyoruz ama bu anlattıklarından sonra güvenini hissede biliyorum.. Im bu yüzden evet yardım edeceğim onun düzelmesi gerek, her gün biraz daha yıpranarak devam edemez! Her insanın hata yapar fakat bunu düzeltmek onun elinde biz sadece yardımcı piyonlar olacağız eğer istekliyse en kısa zamanda toparlanır. Yani umarım." Şaşkındı. Sanırım benden böyle bir cevap beklemiyordu ama benden istenmiş bir yardımı elimin tersiyle itemezdim. Bir an, çok kısa bir an gülümser gibi oldu ama yeniden kendini toparladı ve başıyla teşekkür etti bi'nevi.

Evin içerisinden gelen kırılma ve çığlık sesleriyle hızlıca doğrulup içeri girdik. Ediz önde ben arkadan kızların odasına adım atmamızla şaşırmamız bir oldu. Evren ağlayarak ona yaklaşmaya çalışıyor, Evrim ise o her yaklaştığında elindeki cam parçasını koluna daha çok bastırıp kesiyordu. "Ediz! Evren'i al ve çık odadan. Hemen!" Ediz koşup Evren'i kucağına aldı ve odadan çıktı. Evrim'in mavi ve kanlı gözleri beni buldu bana meydan okurcasına elindeki camı daha hızlı hareket ettirdi, hiçbir tepki vermeden yanına gidip önüne oturdum, yerdeki camlardan birini alıp bende kolumu derince kestim o an elindeki cam parçası yere düştü korkulu gözlerle beni izledi. Etrafı kan olan elimdeki camı kaldırıp ona gösterdim ve bende yere bıraktım ve kollarımı iki yana açtım bir iki saniye bekledikten sonra kollarını boynuma doladı ve ağlamaya başladı "Ben böyle olmak istemedim! Bana elektrik vererek işkence ettiler sürekli dövdüler kılımı bile kıpırdatamıyordum, iç diyorlardı içiyordum sus diyorlardı susuyordum bana hep ne yapmam gerektiğini söylediler ve ben onların dediklerini yaptım kendi karalarımı veremiyordum. Ben.. Ben çok acizdim Mısra abla!"

KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin