Bölüm 19

1.7K 129 48
                                    

Merveelik863 bu bölümü de sana ithaf ediyorum bebiş.Gecen bölümün ilk oy vereni sendin😍
Sevdim ben bu ithaf işini ahahahajsksj.

Neyse bölüme geçebilirizz..

"Birgün kadının biri gelip bu dükkanda çalışan demir ustasından bir kılıç sapı yapmasını istemiş.Usta başta anlayamamış neden istediğini ama yine de yapmış.Sonra kadın sapı alıp gitmiş.Birkaç gün sonra geri geldiğinde elinde bu kılıç varmış.Ustadan bunu saklamasını, zamanı gelince sahibinin gelip alacağını söylemiş.Usta "Sahibinin kim olduğunu nereden bileceğim?" demiş.Kadın da "Onun kim olduğunu ben bile bilmiyorum ama geldiğinde anlamaman mümkün değil." demiş.Günler, haftalar, aylar geçmiş ama gelen olmamış.Zamanla usta ümidini kesmiş ama kılıcı saklamaktan da vazgeçmemiş.Yıllar içinde babadan oğula geçen bu dükkan kılıca ev sahipliği yaptı.Bizim için sadece bir efsane olmasına rağmen kılıcı hep sakladık.Sizin Litun'a ayak bastığınızı duyduğum gün kılıç kabına sığamaz oldu.Tahta kabının içinden bile görünen ışığı müşterilerin dikkatini çekmeye başlayınca saklamaktan vazgeçip çıkarttım ve buraya koydum.O günden beri hareket etmeden duruyordu.Meğer sizi bekliyormuş."

Geldiğimizden beri demir ustası bize elimdeki kılıcın hikayesini anlatıyordu.Bir şoktan diğerine girerek onu dinlerken böyle bir kılıca sahip olmak büyük bir lütufmuş gibi geliyordu.Kılıcı kınına sokup ustayı dinlemeye devam ettim.

"Gücünüzü çok uzaktan bile hissetmek mümkün.Sizin gibi birinin bu kılıcın sahibi olması beni hiç şaşırtmadı.Şu kapıdan göründüğünüz an gözlerimi sizden alamadım.Umarım bu kılıçla birlikte ülkemize nice zaferler getireceksiniz."

"Umarım."diyip gülümsedim ve ayağa kalktım."Biz artık gidelim.Daha kontrol edilecek bir sürü usta var."dedikten sonra dükkandan çıktık.Kapıda bekleyen muhafızlara "Bu dükkandaki demir ustasıyla ilgili her şeyi öğrenmek istiyorum.Kimi kimsesi var mı öğrenip bana söyleyin.Ayrıca bütün ihtiyaçlarını da giderin." diyip atıma ilerledim.Bağını çözüp üstüne binince babam ve muhafızlar da kendi atlarına bindiler.

Şehirde ilerlerken bir yandan dükkanları geziyor, bir yandan da insanlarla konuşuyorduk.Evlerden birinin önünde oynayan çocukları görünce durup atımdan indim.Onların oyununa eşlik ederken bize doğru dört nala gelen elçiyi görünce yerimde doğruldum.Geçen sefer olduğu gibi önümde eğilip mektubu uzatınca elinden aldım.Üstündeki mührü görünce mektubun Atfa'dan geldiğini anlayıp heyecanla açtım ve okumaya başladım.

Mektubu kalbime bastırıp ışıldayan gözlerimle etrafıma bakınırken babamın gülümseyerek baktığını görünce ben de gülümsedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mektubu kalbime bastırıp ışıldayan gözlerimle etrafıma bakınırken babamın gülümseyerek baktığını görünce ben de gülümsedim."Rhory'den mi?" diye sorduğunda "Evet" diye cevap verdim.

Yolumuza devam edip çoğu dükkanı gezdikten sonra akşam yemeği için saraya döndük.Biz sadece bir şehri gezmiştik ama diğer şehirlerde de mühimmat hazırlanmaya çoktan başlanmıştı.Şu an ülkemizin dört bir yanında demirler dövülüp yaylar geriliyordu.Yaklaşık 6 saat sonra insanlar, bütün mühimmatları pusu kuracağımız yere getirmek için yola çıkacaklardı.Biz de aynı zamanda yola çıkıp pusu kuracaktık.

SU PERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin