"Biraz önce Kral Henry dedi ki Marilla ya da onun kanından olan.O zaman bir sözleşme hazırlayalım.İlk doğan çocuğunuz tabiki de Atfa'nın varisi olarak yetiştirilecek ama ikinci doğan çocuğunuzu Litun'a varis olarak yetiştirebiliriz.Böylece senin kanından olan oluyor."
"İki çocuğu geçtim, çocuğumuzun olacağı ne malûm?" diye sorduğumda "Dua edelim öyle olsun.Olmazsa da yeni bir çözüm bulana kadar bu, insanları oyalar." diyen Vanya'yı başımla onayladım."O zaman düğünde bu sözleşmeyi duyururuz." diyen annemle herkesten onaylayan mırıltılar çıktı.
Annem, Rhory'ye "Pekii, düğün için bir tarih düşündün mü?" diye sorduğunda Rhory cevap olarak "2 ay sonra uygun olur diye düşündüm." dedi.Yine herkes onaylayınca düğünü başka ülkelere duyurması için elçinin eline bir ferman tutuşturup gönderdik.Muhafızlardan birkaçını da aynı sebeple Atfa ve Litundaki şehirlere gönderdik.
Sonrasında annem ve babam odalarına çekilirken ben ve diğerleri üstümüze rahat bir şeyler giyip aşağıda, sarayın dışında buluştuk.Onlara etrafı gezdirecektim.Böylece biraz kafaları dağılmış olurdu.
Hepimiz için birer at hazırlanınca atlarımıza binip yavaşça saraydan uzaklaştık.Sarayımızın bulunduğu şehre gidip evlilik kararımız için insanların tebriklerini kabul ettikten sonra çarşıyı gezmeye başladık.Her tezgahta durup en az bir şey alıyorduk.
Yanlış hatırlamıyorsam gezdiğimiz 6. tezgahtaydık.Rengarenk takıların arasında yaşlılıktan kırışmış yüzüyle bize gülümseyen satıcı kadına selam verdiğimde "Sonunda tanışabildik prenses!" dedi.Gülümsedikten sonra tezgahtaki el yapımı takıları incelerken "Tanışmak için bu kadar hevesli olduğuna göre söylemek istediğin bir şeyler olmalı.." dedim.
"Var tabii, mesela evliliğiniz.."
"Ne olmuş evliliğime?!" diye sorarken gerginliğimin sesime ve yüzüme yansımasına engel olamamıştım.
"Ahahah korkmayın prenses..Çok mutlu bir evliliğiniz olacak."dedikten sonra elini, içi yukarıya bakacak şekilde uzattı.Bakışlarını sağ elime diktiğinde ben de elimi aynı şekilde uzatıp elinin üstüne koydum.Gözlerini kapatıp yorgun sesiyle konuşmaya devam etti."Çok mutlu başlayan evliliğiniz bir bebekle taçlanacak.Durun...Bir değil, iki bebekle..Aynı anda iki bebeğiniz olacak.." gülümsemesi solup kaşları çatıldığında anlattığı şeylerin şokunu atlatamamış bir halde "Ne oldu?" diye sordum.
Bir anda Rhory'ye dönüp "Hamileliğinin son zamanlarında asla yalnız kalmamalı!Doğum başladığı an prensesin olduğu odada gebe otunu kaynayan suya atmalısınız.Yoksa prenses ölecek!İki bebeği birden doğurmaya yetecek güce sahip değil." dediğinde Rhory "Ne saçmalıyorsun sen?! Alın şu kadını!" diye bağırarak muhafızlarına emir verdi.Elimi kaldırıp "Durun!" diye sesimi yükselttiğimde duran muhafızlarla "Devam et, başka ne görüyorsun?" diye sordum.
"Bundan sonrasında yol ikiye ayrıldığı için göremiyorum.Ya öleceksiniz ya da benim sözümü dinleyip kurtulacaksınız.Bu size ve çevrenizdeki insanlara bağlı.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU PERİSİ
FantasyBelli bir yaşa gelene kadar içimdeki güç ve o gücün beni dönüştüreceği kişiyle ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu.Bir anda değişen hayatımla birlikte oradan oraya sürüklenişimi anlatacağım size.