Herkes saraydan çıkıp evlerine giderken ben babama "Neden herkes bu kadar şaşırdı ve neden siz bile önümde eğildiniz?" diye sordum.Hâlâ balo salonundaydık.İnsanlar salondan çıkarken halam ve kuzenim yanımıza gelmişti.Olanları duyunca halam babama bakıp "Nasıl yani? Bunca zaman sonra bu mümkün olabilir mi?" diye sordu.
"Ne mümkün olabilir mi?!" diye sabırsızca sorduğum soruya babam suskunluğunu bozup cevap verdi."Sen bir safkansın kızım.O suyun taşıp merdivenlerden dökülmesi bu yüzdendi.Suyu taşırmayı bırak ilk damlada kaynatan bile olmadı şimdiye kadar.Asırlardır Litun soyundan safkan çıkmadı.Çok güçlü ve kıymetli bir insansın.Bizim için zaten öyleydin ama artık halkımız için de öylesin."
"Anlamıyorum..Safkan olmam için hem annemin hem de babamın Litun soyundan olması gerekmez mi?"
"Bu öyle bir şey değil.Litun seni layık gördü.Sen seçilmiş kişisin."
Ülkeye adımımı attığım andan beri çok farklı bir güç hissediyordum.Demek ki sebebi buymuş.Kafamda her şey yerine otururken bundan sonra ne olacağını bilmiyordum."Marilla'nın bundan sonraki hayatında ne değişecek?" diye soran Leon düşüncelerime tercüman oldu.Babam ona hitaben "Artık sorumlulukları artacak çünkü halkın gözünde benden de üstün.Ona danışmadan bu ülkede bir dal parçası bile oynatamayacak kimse." dedi.
Duyduklarımdan sonra gözüm korkmadı diyemem.Prensesliğe bile daha yeni yeni alışırken bu kadar büyük bir sorumluluğun altından nasıl kalkacağımı bilmiyordum ama annem ve babamın bu süreçte bana yardım edeceğinden emindim.Bu eminlik korkularımı yatıştırırken omuzlarımı dikleştirdim.
Düşüncelerimin arasından çıkmamı sağlayan şey babamın "Safkan olduğunu öğrenen krallıklar seni ve dolaylı yoldan ülkemizi ele geçirmek için birçok yol izleyecektir.Bu süreçte kimin düşman kimin dost olduğunu iyi anlaman lazım." sözleri oldu.Sonra da "Neyse, bunları ulu orta konuşmayalım.Gidip biraz dinlenin.Yarın bir toplantı yapar detaylıca konuşuruz." diyip yanıma geldi ve alnıma bir öpücük kondurduktan sonra annemi de alıp gitti.
Halam ve kuzenim de gittikten sonra Nesta ile başbaşa kaldık."Etrafı keşfetmeye ne dersin?" dediğimde "Olanlar seni yormadı mı? Baban haklı, dinlenmen gerek." dedi.
"Yorgun hissetmiyorum."
"Hiç keyfim yok Marilla.Belki başka bir gün.."
"Peki.O halde, yarın görüşürüz."
"Görüşürüz." diyip yanımdan ayrılırken bu haline üzülmeden edemedim.Acısını yaşamasına bir şey demiyordum ama bu kadar içine kapanması beni üzüyordu.Bu konuya bir çözüm bulmalıydım.Yoksa Nesta kolay kolay kendine gelemeyecekti.
Odama doğru yürürken aklıma gelen fikirle yüzümde bir gülümseme oluştu.Öğlen Nesta ve Leon'u gördüğümde konuşurken gayet mutlulardı.Leon da kabul ederse Nesta'nın eski neşesini beraber geri getirebilirdik.Leon ile konuşmayı aklıma not edip kalan yolu yürümeye devam ettim.Odama gelince üstümdeki kıyafetlerden kurtulup geceliğimi giydim.Saçlarımı da arkadan gelişigüzel bir şekilde bağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU PERİSİ
FantasyBelli bir yaşa gelene kadar içimdeki güç ve o gücün beni dönüştüreceği kişiyle ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu.Bir anda değişen hayatımla birlikte oradan oraya sürüklenişimi anlatacağım size.