Bölümü okurken medyadaki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim💙
Yavaş yavaş yürüyerek askerlerin arasından geçtim.Babamlar da beni takip ediyordu.En öne geldiğimde hepsinin yüzüne son birkez bakıp önüme döndüm.Buradan Charles'ın çadırını görebiliyordum.Geleceğimizden haberi vardı ve bir korkak gibi çadırına saklanıp askerlerini başıboş bırakmıştı.
Şu an durduğum yer Luna topraklarının sınır çizgisiydi.Yani Charles'ın topraklarının başlangıcı...
Bütün cesaretimi toplayıp kılıcımı kınından çıkardım.Yukarıya kaldırdığımda askerlerimiz iki tarafımdan koşarken saldırıya başlamıştı.
Hemen dönüp atıma bindim ve askerlerin arasında dörtnala gitmeye başladım.Babalarımız savaşın yönetimini Rhory ve bana bırakmıştı.Bu yüzden onlar biraz daha arkadan gelirken biz liderliğimizi gösterircesine en önde gidiyorduk.
Düşman askerlerine yaklaşınca atımı daha da hızlandırıp yayımı gerdim ve ilk atışımı yapmak için çok kısa bir sürede nefesimi düzene soktum.
Oku özgür bıraktığımda hedefimdeki askere saplandı.Asker yere düşerken atı önce şaha kalktı sonra da ordunun düzenini bozarak kaçmaya başladı.Askerlerimiz gittikçe birbirine girerken yolumda engel olarak duran herkesi yok ederek Charles'ın çadırına doğru ilerliyordum.
***
Savaş başlayalı en az 1 saat olmuştu.Aldığımız ufak tefek yaralarla pes etmeden ilerliyorduk.O sırada atım düşman askerinin attığı oklardan biriyle yaralanınca onu orada bırakmak zorunda kaldım.Babamı, Marlon'u ve Rhory'yi çoktan kaybetmiştim.Tek dileğim onlara bir şey olmadan zafere ulaşmaktı.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SU PERİSİ
FantasyBelli bir yaşa gelene kadar içimdeki güç ve o gücün beni dönüştüreceği kişiyle ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu.Bir anda değişen hayatımla birlikte oradan oraya sürüklenişimi anlatacağım size.