Bölüm 9

29 6 21
                                        

Salondan yavaş adımlarla ayrıldı ve odasına attı kendini genç kız. İfadesiz bir şekilde baktı etrafına ve salondan çıkışındaki yavaşlıkla masasının başına oturdu. Koydu kitabı önüne ve okumaya başladı. Sonunu bildiği ve bittiğinde yaşların özgürlüğe koşacağını bilerek okudu kitabı. Mesaj sesi böldü sessizliği ve aldı eline yavaşça telefonu. 

Yine yollayanın kim olduğunu bilmediği bir mesaj ile yüz yüze kalmıştı. Bu sefer yanında onu sakinleştirecek kimse de yoktu. İş yine başa düşmüştü. 

Telefonda gördüğü mesaj ile topladığı zihni dağıldı. 

"Yaptığın şeylerden kaçmana izin vermeyeceğim. Bu sefer abin ve Alaz da kurtaramayacak battığın bataklıktan."

Doldu gözleri ve içinden bu son dedi. Kendine sözler verdi ve bu son dedi. Anıları silmesi gerekliydi, her şeyi silmesi gerekliydi. Üzülmemeli ve kendine gelmeliydi. Verilen sözleri hiçe saymış insanları düşünerek şu anına haksızlık etmemeliydi. Yazdı, yazdı, yazdı içinde yuttuğu ne varsa yazdı. Geçmedi ama acı yerini kızgınlığa bırakıyordu.

İçindeki bu hüzün niyeydi? Bu dalıp dalıp gitmeler niyeydi? Yavaşça iç çekti kız düşüncelerden uzak bir an diledi. Olmadı akan su gibi ardı ardına geldi düşünceler. Yeter dedi değmeyen birisi için, yeter bu kadar acı, yeter bu kadar gözyaşı, yeter dalıp dalıp gitmeler, yeter kalbin sızısı. Yeter değmeyen birisi için bu kadar düşünce. Yan kalbim, yan ve unutma hiçbir şeyi. Yan ve taze tut aklındaki şeyleri. Yan duygular ve hissetme bir daha bu hisleri, yan ve anla bir şeyleri.

Yavaşça kalktı oturduğu yerden, sessizce mutfağa gitti ve her zaman kullandığı kupasına yavaşça su doldurdu. Odasına döndü, şu andan itibaren masanın üzerinde olan kitabı okuyamayacağımı, okusa da anlamayacağını biliyordu. Kitabı yavaşça kapattı, kapağında yazan kitabın isminin üzerinden baş parmağıyla üzerinden geçti. Kabartma içinde garip bir his uyandırdı. Kitabı alıp masanın köşesine bıraktı. Dosyasını alıp önündeki beyaz sayfaya bir şeyler karalamaya başladı. Kelimeler cümlelere, cümleler paragraflara dönüştü ve içinde hissettiği bariz bir rahatlama vardı. Bu ferahlık ile gözlerini yavaşça kapatıp sessizliği dinledi.

Sessizliği bölen yine telefonun bildirim sesi oldu. Genç kız korkarak telefonu eline aldı ve mesaja baktı. Bu sefer korktuğu olmamış ve ondan mesaj gelmemişti. Mesaj Gece'dendi.

"Simra iyi misin?"

"Neden?"

"İyi değilsin değil mi?"

"Nereden anladın?"

"Uzun zamandır mesajıma  cevap vermiyorsun."

"Ben... Üzgünüm fark etmemişim."

"Ne oldu?"

"Sana anlatmadığım bir şey var ilk onu anlatmam gerekiyor."

"Simra korkutma."

Genç kız anlatmakla anlatmamak arasında giderken pişman olmamayı umarak anlatmaya karar verdi. Şimdiye kadar ona birçok şeyi anlatmıştı. Mira olayı, Alaz ve birkaç şey hariç.

"Uzun zamandır bir konu ile ilgili tehdit mesajları alıyorum. Konuyu anlatamam gerçekten."

"Polise gittin mi?"

"Hayır."

"Neyi bekliyorsun?"

"Gece, lütfen Bulutlar gibi konuşma."

"Haklılar. Neyse  bunu sonra konuşacağım."

"Bence de. Bu sefer daha kararlı gözüküyordu."

"Nasıl yani?"

"Bulut'un bile adı geçiyordu."

"Sen şu anda iyi misin onu söyle."

"İyiyim sanırım. Emin değilim."

"Evde misin? Neredesin?"

"Hayır eve dönmeyeceğim. Bir müddet anneannemlerde kalacağım."

"Adresi ilet bana."

"Neden?"

"İlet Simra.

"Pekala."

Genç kız bu konuşma üstüne adresi iletti ve cevap beklemeye başladı fakat uzun bir süre beklediği olmadı. Evde kimse olmadığı için ev ve etraf oldukça sessizdi bu onu daha çok gererken bahçeden çıtırtılar gelmesi onu korkuttu.

Bahçeye göz ucuyla bakarken kıpırtı görmesi panikle yerinde mıhladı. Telefonu eline alıp Bulut'a mesaj yolladı. Mesajı alan genç hızlı adımlarla kimseye belli etmeden evin yolunu tuttu.

Genç kız o anda ona bile saçma gelen bir şeyi yapıp sobanın yanındaki kalın odunu alarak dışarı çıktı. Kıpırtı netleşmeye başladı bahçe kapısının önüne bir şey bırakıyordu birisi. Hızlı adımlarla oraya yaklaştı ve henüz daha tam uzaklaşmamış kişiye seslendi.

"Hey!"

Sesi duyan kişi yerinde durdu ve kıpırdamadı.

Genç kız kutunun yanına ulaşırken aynı anda seslenmeye devam etti.

"Hey! Ne var bunun içinde? Tehdit mesajlarını atan sensin değil mi?"

Sadece sırtını gördüğü kişi kafasını olumsuz yönde sallarken genç kız kutunun üstündeki nota dikkat kesildi.

"Hiçbir şeyin seni üzmesine ve korkutmasına izin verme." -G

Genç kız şaşkın bir ifadeyle karşısında sırı dönük kişiye baktı.

"Gece?"

VisalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin