2. Bölüm - Sonun Başlangıcı

515 59 16
                                    

"Hadley bekle," diye bağırdı Raya. Ancak Hadley kimseyi umursamadan bahçede ilerliyordu. Ayakları birer gülleydi ve Hadley onları kontrol edemiyordu.

Başına hep aynı şey geldiği için, bu sefer de gelmesine şaşırmamıştı. Ne zaman parmaklarının ucuna kadar bir mucize gelse, Hadley onu yakalayamadan mucize kaçardı. Bu kadar zamandır prensin onu çağırmak istediğine inanmıştı. Kendini aptal gibi hissediyordu.

Raya'nın hayallerini hiçbir zaman sarayın büyülü kapıları süslememişti, hiçbir zaman Hadley kadar tırnaklarını kazıyarak hayata tutunması gerekmemişti. O zaman şimdi bu fırsat neden onun kapısına geliyordu?
Kendisini hazırladığı harika baloya Raya'nın gitmesini istemiyordu. Bu ne bencillikti, ne de kötülük. Hadley kendini haksızlığa uğramış hissediyordu.

"Git başımdan," dedi Hadley arkasını bile dönmeden.

Kardeşi için mutlu olmak isterdi. Onun geleceğini değiştirecek bu güne onunla hazırlanabilecek kadar umursamaz olmayı dilerdi. Hadley de böyle bir durumda kıskançlık yaptığı için kendini berbat hissediyordu. Ancak hislerine zincir vuramıyordu.

Buz gibi rüzgar Raya'nın yanaklarını çizerken adımlarını hızlandırdı. Hadley'nin elinden bu şansı aldığı için kendini korkunç hissediyordu. Kendini onun yerine koymak bile içini burkuyordu. Ancak Raya bunu istemiyordu. Ne davetiyeyi, ne de prensi görmeyi.
Hadley'nin bileğini yakaladı; "Ne olur konuşmama izin ver."

"Kendimi konuşacak kadar sakin hissetmiyorum Raya."

Birbirlerine dönmüş iki kız kardeş nefes nefeseydi. Hadley kaçmaktan, Raya da bir açıklama yapmak adına onu yakalamaktan yorulmuştu.

"Ne hissettiğini anlıyorum," diye söze başladı Raya.

Hadley o sözünü bitirmeden bir kahkaha patlattı. Bu gülüşte sadece alay vardı. "Sen mi anlıyorsun? Önüne her şey altın tepsiyle geliyor, herkes beni bir merdiven olarak kullanarak üzerimi çiğneyerek sana çıkıyor. Ama sen beni anlıyor musun?"

Raya ne söyleyeceğini bilemedi. Hadley'nin her şeyi böyle içinde biriktirdiğinden bir haberdi. Eğer yardımı olacaksa ona sunulanları reddetmeye hazırdı. Hadley için buna değerdi.
"O aptal balo umurumda değil-"

"Sorun da bu!" diye bağırdı Hadley. "Elinde ittireceğin şeyler benim günlerdir tek düşündüğümdü! Bunun ne kadar can acıtıcı olduğunu biliyor musun?"

Hadley sözüne bağırarak başlasa da cümlesini tamamlarken sesi titremişti. Raya kardeşini anlayamayacağını o zaman fark etti. Şu an söyleyeceği hiçbir şey bu duruma yardımcı olmayacaktı. O da aklına gelen tek şeyi söylemekle yetindi.

"Özür dilerim."

Hadley sinir ve adrenalinden hızlanan kalbini duymazlıktan gelerek başını iki yana salladı.
"O baloya git," dedi Raya'ya bakmadan. "Bu hayır diyebileceğin bir davet değil. Seni okul etkinliğine çağırmıyorlar. Prensten bahsediyoruz."

Raya, yine de Hadley ile arasını bozmak istemiyordu. Bu yüzden omuz silkti.

"Önemli değil."

"Benim için önemli. Lütfen beni biraz yalnız bırak ve bu konuyu asla açma."

Hadley arkasını dönüp ormanlık yola doğru saptığında Raya onu takip etmedi. Herkesin iple çekeceği heyecan dolu bir haber, ancak Raya'nın hayatına şimşek gibi çakabilirdi.

⚔️

Hedef tahtasını gözünün ucuyla kontol eden Isabella bedeni ve ok bir olmuş gibi hareket ediyordu. Nefesi yayın dengesini bozmadan bedenini terk ettiğinde parmakları oku serbest bıraktı. Hızla hedef tahtasına fırlayan oka bakmaya gerek yoktu. Herkes Isabella'nın hedefi tutturduğunu biliyordu.

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin