29. Bölüm - Krallığın Çöküşü

106 15 3
                                    

"Bundan sonra tüm haklarım, hakların olacak. Tacı ve kraliyete oturma hakkını Arlo'nun elinden aldım," dedi kral. Karşısında duran Edgar ne diyeceğini bilemedi. Hayatı boyunca böyle bir şeyin olmasının hayalini kurmuştu. Ancak bu şartlarda değil. Abisini kaybetme bedelinde değil. O sadece kral olabilme hayaline yakın olmak istemişti.

Tek düşünebildiği şey abisi ve ikiziydi. Eğer Arlo bundan mahrum bırakılıyorsa taç Edgar ile beraber Isabella'nın da hakkıydı. Babası, Isabella'nın da hakkını elinden almış olmalıydı. Bu kadar büyük bir bedel ödemeleri nedense Edgar'ı yaraladı. Isabella'ya katılmadığı çok nokta vardı, Arlo ile otoriter davranışları yüzünden onlarca kez kavga etmişti.

Ancak bu, onların kraliyetten uzaklaştırılmalarını isteyecek bir nefrete hiçbir zaman dönüşmemişti. İçinde tuhaf bir burukluk oldu. Eline böyle bir fırsat verildiği için içindeki heyecanı saklayacak değildi. Ancak bu sorumluluk çok ağırdı ve Edgar bunu hak etmediğini düşünüyordu. Babasının bu görevi ona kendi isteğiyle vermediğini biliyordu. Buna mecbur kalmıştı.

İçindeki karanlığı geri itmeye çalışan Edgar bunu kardeşlerine nasıl söyleyeceğini düşünmeye başladı. Kralın emirlerine karşı gelecek değildi. Fakat ailenin geri kalan üyelerinin ona nasıl bakacağını çok merak ediyordu.

"Bu görevi layığıyla yapacağını biliyorum," dedi kral. "Beni onurlandıracaksın."

Beni onurlandıracaksın.

Babasından aldığı bir aferinin Edgar'ı nasıl hırslandırdığını bilmek için sarayda yaşamaya gerek yoktu. Herkes, babasının onayını almak isteyen Edgar'ın ne kadar çırpındığını görebiliyordu. Bir anda sırtı dikleşen Edgar, bu role bürünebileceğini düşünmeye başladı. Belki de her şey aynen bu şekilde olmalıydı.

Başından beri saraya bu kadar bağlı, kralın işlerine böylesine ilgili olması belki de buna çıkacaktı. Eninde sonunda kral o olacağı için kendini küçüklüğünden beri sorumlu hissediyordu. Edgar buna inanmayı istedi. Bunun tuhaf bir tesadüf olduğuna değil de, kaderin planlarının bir parçası olduğuna.

Belki de buna yeterince inanırsa gerçek olurdu.

Arlo'nun güçlerinin olduğunu keşfetmesi bile kralı heveslendirmemişse hiçbir şey heveslendiremezdi. Bu yüzden Edgar, abisi için tahtın çoktan bir hayal olduğunu anladı. Artık olan olmuştu ve bazı şeyler için çok geçti. Kraliyeti devam ettirecek olan tek bir varis olabilirdi. Ve bu kişi Edgar olacaktı.

Kapı çalınınca kral ile Edgar başını çevirdi. "Gir," diye buyurdu kral. Edgar şaşkınlıkla kapının arkasındaki Kiera'ya baktı. Daha kötü bir zamanlaması olamazdı. Tam da babasıyla gelecek hakkında konuşurken onları rahatsız etmemeliydi.

"Beni çağırmışsınız," dedi Kiera.

"Evet," dedi kral. "Yakınımıza gel."

Kral, Kiera'nın tüm olaylar çevresinde tarafsız kalmaya çalıştığını gözlemlemişti. Gözlemi tam olarak doğru değildi ancak Kiera bunu duymaktan memnun olurdu. Edgar rahatsız hissetti. Çünkü prensesi çağıranın kral olduğunu düşünmemişti. Kiera prensin yanında yerini alınca kral ikisine de baktı.

"Paul ile yaşanan son durumlar ortada," dedi kral. "Onu aşağıdaki lağımdan çıkarmak gibi bir planım yok."

Kiera bunu duyduğuna şaşırmamıştı. Kimsenin başka türlüsünü düşündüğünü hayal etmiyordu zaten. Kral çok zaman kaybetmeden cümlesine devam etti.

"Ancak Edgar'ı yanında bir yükselen olmadan tahta çıkarmam imkansız. Paul ya da Forest gibi bir gölge değil. Her zaman onun yanında olacak birinden bahsediyorum."

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin