4. Bölüm - Zümrüt Yüzük

375 49 3
                                    

Raya bütün geceyi uyanık geçirmişti. Kızarmış gözleri, şaşkın bakışlarının altını daha da çiziyordu. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Onun adına döşenmiş odasının her köşesine bakmıştı. Sihir kullanımıyla ilgili kitaplardan giymesi gereken elbiselere kadar düzenlenmişti. Odasının kocaman penceresi sarayın avlusuna bakıyordu. Oysa Raya'nın tek bakmak istediği manzara evinin gördüğü ufak yeşillikti.

Odası arkasından kilitlenmişti. Bu uzun süredir planlanmış bir şey olmalıydı ve Raya tuzaklarına yürüyerek gitmişti. Kendine inanamıyordu. İçindeki ses saraya gelirken bile huzursuzdu. Kalbindeki ağırlık baloya girmeden bile belirgindi. Bunu hiç yapmamalıydı. Buraya adım atmamalıydı.

Fakat ne değişecekti ki? O gelmese onu zorla buraya getirmeyecekler miydi? Ne kadar direnirse dirensin ne prensin emirlerine karşı gelebilecekti ne de kralın.

Kapısındaki tıkırtıyla, kilidinin açıldığını anladı. Raya ayaklanıp dimdik durduğunda Forrest ile göz göze geldi. "Umarım rahat bir gece geçirmişsizdir," dedi Forrest.

"Benimle alay mı ediyorsun?"

Raya'nın ses tonu dünkünden çok farklıydı. Forrest gülümsemekle yetindi. Hemen arkasından iki tane kadın girip ellerindekileri Raya'nın başucuna koydular. Onu güne hazırlamaya gelmişlerdi.

"Dersleriniz bugün başlayacak. Akşam kraliyet ailesi ile yemeğine davetlisiniz. Onlarla bu kadar erken tanışma fırsatı herkesin yıldızında yazmaz."

Raya dişlerini sıktı. Onur mu duyması gerekiyordu? Bu şerefe layık olduğu için mutluluktan başı mı dönmeliydi? İçinde heyecan değil, bir boşluk vardı. Forrest, Raya'nın yüz ifadesinden kıvrandığını anlayabiliyordu. Ancak bir şekilde onu yola getirmek zorundaydı.

"Marisanda krallığında yaşamaya devam etmek istiyor musun?" diye sordu Forrest.

"Bu nasıl bir soru?"

"Cevaplaman gereken türden."

Raya iç çekti; "Elbette."

"O zaman bunu yapmak zorundasın. Asil kanı, krallığı ve tacı tek kurtaracak olan güçlü bir sihir. Senin sihrin. Olayların hızlı geliştiğini farkındayım ancak kasabalılar burada olan biteni öğrenirse krallıkta savaş daha hızlı gerçekleşecek. Derdimi anlatabiliyor muyum?"

Duyduklarıyla tüyleri ürperen Raya yutkundu. Hala ayakları geri gidiyordu, ancak Forrest'ın sözleri onu korkutmaya yetmişti. Başıyla hafifçe Forrest'ı onayladı.

Forrest, cebinden bir kutu çıkarttı; "Bu senin."
Raya kutuyu açınca incecik bir yüzük gördü. Bu yüzük dünde dikkatini çekmişti. Balo salonunda hemen herkes serçe parmağına bunu takmıştı. İşlemeli zümrüt yüzük Forrest'ın serçe parmağını da kucaklamıştı.

"Bu nedir?" diye sordu.

"Bir büyüteç. Sihrini keşfetmekte sana yardımcı olacak."

Raya, büyüteci parmağına taktı. Eski bir inanca göre, serçe parmaktaki damarlar doğrudan sihir gücünün kaynağına bağlantılıydı. Kraliyette sihri olan herkes bu yüzüğü takmak zorundaydı. Çünkü bu yüzük onları kasabalılardan ayıran en büyük kuvvetti. Onun sayesinde sihir güçlerini hissedebiliyorlar, sihirlerini rahatça kullanabiliyorlardı. Kraliyetin taşı olan zümrüt, asilleri gerçek güçleriyle buluşturuyordu.

"Sana da yardımcı oluyor mu?" diye sordu Raya.

"Hepimize," dedi Forrest. "Bu yüzden onları takıyoruz."

Raya, bu yüzüklerin varislerin parmağında hiçbir işe yaramadığını biliyordu. Sadece başkalarının şüphelenmeleri için zümrütü takıyor olmalılardı.
"Hepinize değil," diye onu düzeltti Raya.

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin