*önceki bölüm*
Aizawa senseinin odasından ayrıldım ve odama gittim. Tekrar yapamıcaktım. Belki de bu olanlar yapmamam için neden olurdu. O gün sonunda rahat bir uyku çekebilmiştim. İçimi dökmek rahatlatmıştı cidden. Yarın beni iyi bir gün bekliyordu.
...
Sabah olduğunda kendimi rahatlamış hissettim. Uyku bana iyi gelmişti. Bir de yemekle olan problemimi halletsem en güzeli olucaktı. Onu nasıl yok edebilirim diye sorucaktım. Aizawa sensei bana çok yardımcı olmuştu. Sonuçta aklımdaki karmaşayı çözmeye yardımcı oluyor. Ve her türlü durumda yargılamadan dinleyeceğini biliyorum.
Okul için hazırlanmaya başladım. Daha doğrusu sadece kıyafetimi giyip dişlerimi fırçalamıştım. Tüm her şeyim dolapta olduğu için rahattım. Okul eşyalarım onların içindeydi o yüzden çantaya gerek yoktu. Okuldaki dolaplar çok işe yarıyordu. Odadan çıkmıştım ve okula doğru yürüyodum. O sırada bir anda içime bir şüphe düşmüştü. Sanki birisi beni izliyor gibiydi. Neden bir anda öyle hissetmiştim. Arkama baktığımda kimse yoktu.
Aoyama: Selam bakugou.
Bakugou: AY HOŞT ULAN!
Aoyama: Sakinliğimizi koruyalım lütfen.
Bakugou: Her neyse. Nerden çıktın sen?
Aoyama: Ben başından beri burdaydım. Seni görünce geleyim dedim.
Bakugou: Dur ben seni hatırladım şimdi. Sen sürekli Fransızca konuşup özgünlüğün yüzünden parlıyorum diyendin değil mi?
Aoyama: Beni böyle yanlış hatırlamanı istemem.*mırıldanarak* Onları bilerek ama istemeyerek yapıyorum...
Bakugou: Son dediğini tekrarlar mısın? Anlamadım.
Aoyama: Bir şey demedim. Sadece sana bir şey söylemek istiyorum. Temiz ve sığ gözüken sulara bile inanma.
Bakugou: Huh? Neden ki? Ne demek istedin açıklasana!
Aoyama: Zamanı geldiğinde anlarsın. Sadece sana bir uyarı yapmak istedim.
Bakugou: Oğlum söylesene. Meraklandırma beni.
Aoyama: Zamanla anlayacaksın. Ve lütfen sormayı bırak artık.
Bakugou: Tch her neyse.
Aoyama: Neyse bakugou görüşürüz.
Bakugou: Peki..? Görüşürüz.
Vedalaştıktan sonra tekrardan kayboldu. Bu çocuk bunu nasıl yapıyordu? Korkmaktan daha fazla şeyler yaşadım. Belki onda bir şeyler vardı? O sırada okula gelmiştim zaten
Okula geldiğimde hemen sırama geçtim. Mutfaktan bir kaç tane yemek ve poşet alarak çıkmıştım. Yemekleri çıkardığımda ufak dilimlerle yemeye çalıştım. Ama olmadı. Yediğim gibi kustum. Bence bu kadarlık yeterdi. Sınıftakiler gelmeden her şeyi topladım. Onların öğrenmesini istemiyordum. Sınıfa ilk isminin koli bandı olarak hatırladığım birisi geldi.
Sero: Selam bakugou! Bakıyorum erkencisin.
Bakugou: Ah evet. Neden erken geldin?
Sero: Ben hep erken gelirim. Erkenden gelip uyumayı seviyorum. Asıl sana sorulmalı. Sen niye erken geldin?
Bakugou: Defterimde bir kısım eksikti onu tamamladım.
Sero: Zeki kardeşim benim.
Bakugou: Matematiğin m sini bile zor söylüyorum. Nasıl zeki olayım?
Sero: Benim gönlümde zekisin.
Bakugou: Peki.
Sero: Bu arada numaranı alabilir miyim? Konuşuruz. Sınıfta kendi kafama göre birisini bulamadım ve sanki senle konuşmak çok zormuş ve sarmazmış gibi düşündüm. Şu anda öyle düşünmüyorum onu da söyleyeyim.
Bakugou: Tabi vereyim. *Numarasını verir* istediğin zaman yaz. Ama birisi numaram var mı diye sorarsa hayır de. Yayılmasını istemiyorum.
Sero: Tamamdır kardeşim.
Yeni bir arkadaşım olmuştu belki de? Şu an mutluluğumu gösteremesem de içimdeki küçük bir velet heyecandan zıplıyor.
O anda içeri birisi girdi. Gelen kişiyi anlayamadım. Arkamı döndüğümde gelen kişi haruki'ydi.
Haruki: Bakugou!! Nasılsıın?
Bakugou: iyiyim, teşekkürler. Sen?
Haruki: İyiyiiim teşekkürler~
Bu çocukta bir gariplik vardı. Olduğundan daha farklı davranıyordu. Normalde güzel bir sey olsa bu kadar neşeli girmez ve bana sabahın dördünden beri mesaj atardı. Bugün ondan uzak durup izlemem gerekiyordu.
O sırada sınıf daha çok toplandı. Dersin başlamasına 5 dakika kalmıştı. Herkes eşyalarını almış yerlerine koymuş ve gördüğü herhangi birisiyle konuşuyordu. Bu özgüven bende olsaydı ne yapardım hiç bilmiyorum. Zil çaldığını kimse duymadı çünkü sınıftaki gürültü tüm sesi yutuyor.
Aizawa: Problemler susun artık!
*Tüm sınıf bir anda susar*
Aizawa: Bugün güçlerinizi test etmek için sahaya gideceğiz. Orda herhangi bir yaygaralık yapamazsınız yoksa ceza yersiniz.
*Tüm sınıf-bakugou hariç*
: Ama niyeee!Aizawa: Cidden kuru gürültüden başka bir şey değilsiniz. Sizin oyun oynamanız için değil gücünüzü test etmek için yapıyorum. Ve sizin bu gürültünüzü anca ceza ile engelleyebilirim.
Mina: Peki hocam...
Aizawa: Böyle daha iyi. Şimdi soyunma odalarına gidin ve diktirdiğiniz kahraman kıyafetlerinizi giyin.
*Tüm sınıf*
: Tamamdır hocam!Aizawa: Bakugou sen burda biraz kalabilir misin senle bir şey konuşacağım.
Bakugou: Tamamdır sensei.
*Herkes çıktıktan sonra*
Aizawa: Kolların yüzünden rahatsız hissedeceğini düşündüm. Seni başka bir yere götüreceğim. Sen hep orda giyinirsin.
Bakugou: Çok teşekkürler sensei. Ve sizinle bu güç şeyinden sonra konuşabilir miyiz? Yardımınız lazım. Çok acil değil beklerim ama lütfen konuşalım.
Aizawa: Tamam bakugou. Dönüşte benim ofise gelirsin.
Bakugou: Tekrardan teşekkürler..
Aizawa: Neyse geldik. Sen üstünü değiştir. Sonra kapının orda otobüsler bekliyor. Onlardan herhangi birisine binersin. Ama biraz hızlı ol.
Bakugou: Tamamdır sensei. Hemen giyiniyorum.
Sonunda aklımdaki şeyi biraz daha sonra da olsa konuşacaktım. Şimdi beni dövüş bekliyordu! İçimdeki her şeyi çıkaracaktım.
...
Evet biliyorum tekrardan geç geldi ve bu seferki tek bahanem üşengeç olmam. Cidden çok üşengeçim. Burdan sonra olaylar daha fazla degisicek. Bu arada bir tane kitap daha çıkardım ama bu bitmeden yada son bölümlerine yaklaşınca yazicam onu. Yani cok bir ümit olmasın. Görüşürüzz
(Oy atar misiniz bu arada)Olum bunu yazdıktan 5dk sonra satıldığımı öğrendim kendimi kötü hissediyorum.