yazilim okuyan cocuk ile mimarciligin birlesimi aslinda pek de cok uzaklarda degilmis sanirim, herkesin dedikodusu olan mimarci, yazilimcinin apartmanına taşınınca asıl isler basladi.
cok utanc veya cok cesaret, acil acilabilirsen.
doyoung x jungw...
Hava kararmaya başladığında woo evine çıkacaktı. Doyoung'la vedalaştı ve eve çıktı. Hala aklında o eskizler vardı. Woo'yu çizecek ve baş ucuna koyacak kadar yakınlar mıydı orası bilinmez.
Eve girdi ve cebindeki telefonunun titrediğini farketti, bildirim gelmiş olmalıydı.
"@d0d0.young seni takip etmek istiyor! Kabul et ✅ Reddet ❌"
Büyük ihtimal kullanıcı adından dolayı bu doyoung'du. Hesabına girdi.
dodo.young
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
145 beğeni, 23 yorum dodo.young: dark side of map
dodo.young
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
234 beğeni, 56 yorum dodo.young: yes or yes?
dodo.young
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
198 beğeni, 17 yorum dodo.young: blowing
Hesabında göz gezdirdikten sonra isteği kabul etti. Fakat bu hesabın adının kızların eline geçmemesi lazımdı, woo hariç kimse onunla takipleştiğini bilmemeliydi, yoksa doyoung'u salmayan kızlar, woo'yu da salamazlardı.
Saat geç olduğunda telefonunu kapattı ve baş ucuna bıraktı. Perdesini çekti ve gözlerini kapattı. Aklında kalan portrelerle uykuya dalmıştı...
•••
Sabah woo okula varmıştı, john ile kantinde oturuyor, ödevlerini yapıyorlardı. John farketmişti. Woo etrafına bakınıp duruyordu. "Neyin var sabah sabah" dedi john. "Bak sen işine" dedi woo ödevleri gösterip. Bir kaç dakika sonra kendi de ödevlerinin başına geçti.
Minnie gelmişti, yanlarına oturdu. "Selaaam!" dedi samimi sesiyle. İkiliyle selamlaştı. Sonra o da çantasını masaya koyup ödevlerini çıkarttı. "Hangi yeri yapıyorsunuz" dedi ödevi kastederek. "Sayfa 12'deyiz" dedi woo. "Bugün yazılımdaki tasarım unitesi için mimarlıkla birleşeceğiz biliyorsunuz değil mi?" dedi minnie.
Woo'nun neşesi yerine gelmişti, "Şimdi mi?" dedi john, "Evet şimdi birazdan sınıflar bahçede birleşecek"
John, woo'ya baktı. Minnie olayı anlamasada ödevlerini tamamlamaya çalıştı. Bir kaç dakika sonra woo kol saatine baktı ve çantasını toparladı. "Ders başlayacak, sizde toplanın çıkalım."
Arkadaşlarının ödevlerini toplamasını bekledikten sonra bahçeye ilerledi, "Her zamanki ana bahçede değil mi?" dedi john eliyle bahçede duran mimarlık sınıfını gösterip. Minnie başıyla onayladı. Çoğu yazılım öğrencisi çoktan bahçeye gelmişti bile. Woo, doyoung'u görmüştü. Doyoung'da, woo'yu görmüştü.
Bir kaç saniye birbirlerine baktıktan sonra doyoung el salladı. Woo tebessüm ederek karşılık verdi ve arkadaşlarının yanına oturdu. Öğretmen, bahçedeki beyaz yazı tahtasına tasarım örnekleri yapıştırmış, hem kodlama hem de mimarlığın birlikte olduğu tasarım örnekleri sayıyordu.
Woo kağıdına taslaklar karalamaya başladığında fikir için etrafına bakındı, doğayla ilgili bir şey bulabilirim diye bakındı biraz ama bahçe yaramamıştı. Karşı karşıya duran masaları birbirlerini görmelerine olanak sağlıyordu. Arada bir woo başını kaldırıp ona bakıyor, iki saniye sonra aynısını doyoung yapıyordu.
Bütün kızlar en ufak şeyde bile doyoung'dan yardım almaya başladıklarında doyoung'un iyi hissetmediği belliydi. Yine geçenki gibi nefesi yetmiyor gibi duruyordu. Doyoung bir anda kalktı ve binaya girdi. Woo'nun ne yapıp ne edip onun yanına gidip yardım etmesi lazımdı.
"Hocam şarj aletim yukarıda kaldı, almaya gidebilir miyim?" dedi woo aklına gelen ilk bahaneyle. Öğretmen kafasını sallayıp izin vermişti. Belli etmeden ama hızlı adımlarla binaya girdi. Tuvalete ilerledi. Doyoung ellerini lavaboya yaslamış duruyordu. Kafası öne eğikti.
Woo yanına gitti. "İyi misin?"
"Kalabalık beni çok korkutuyor jungwoo" dedi doyoung yorgun sesiyle.
"Kızlarla uğraşabilecek ne vaktim ne de yeteneğim var. Fakat insanları kovmayı da beceremiyorum."
Woo doyoung'un daha da yanına ilerledi. "Onlarla ilgilenmek zorunda değilsin, arana mesafe koy yeter, soğuk davran istemediğin kişilere"
"Ama böylede insanlar seçici olduğumu sanıyor"
"İnsanlar istediğini düşünsün doyoung, bu konularda biraz bencil olmalısın, insanların senin hakkında düşüneceği şeyler için kendi isteklerini söndürme en azından." dedi woo belki yararı dokunur diye.
"Uzaktan insan canlısı falan mı görünüyorumda herkes benimle ilgilenmek istiyor?"
