Victor kapıdan çıkıp giderken prenses o broşu nerede gördüğünü hatırlamaya çalıştı, kütüphaneye gidip kitapları karıştırdı.
Prenses Lenora: O broşu bir yer de daha gördüm...ormanda...
Prensesin kafasında bir ampül yandı, vampirlerle konuşmak üzere yola çıktı, orman her zamankinden daha sessiz ve karanlıktı.
Vampir: Hangi rüzgarın esiri olup buraya geldiniz Prenses.
Prenses Lenora: Bir konuyu konuşmaya geldim, konuşacağım kişi sen değilsin.
Vampir: O kadar gizli ve önemli olan bir konuyu benden gizliyorsanız bir bildiğiniz vardır.
Prenses Lenora: Beni ormanın kalbine götür.
Vampir: Hay hay Prenses Lenora...Vampir önden Prenses arkasından yürüyordu, yol sanki uzadıkça uzamıştı Prenses neredeyse yorgunluktan bayılacak duruma gelmişti ama vampir hâlâ dayanıklı görünüyordu.
Vampir: Bu yolun sizi yoracağını düşünmemiştim doğrusu, güçlü ve dayanıklı birisine benziyordunuz.
Prenses Lenora: Saatlerdir yürüyoruz bundan daha kötülerini de yaşadım, bizi yanlış yoldan götürmüyorsun değil mi? Eğer öyleyse kalbini sökerim!
Vampir: Endişelenmeyin bu patikadan sonra gelmiş olacağız.
Prenses Lenora: Nihayet.Patikanın sonuna geldiklerinde küçük bir kulübüyle karşılaştılar, Prenses toparlandı ve kulübenin kapısını açtı, kapı büyük bir gıcırtı ile açıldı icerisi bomboştu, Prenses öfkeyle vampire döndü.
Prenses Lenora: BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUN? BURADA KİMSE YOK!
Vampir: Kapıyı kapatın lütfen.Vampir kapı kolunu tutan Prensesin eline tuttu ve kapıyı kapattı, kapıya üç kez ardarda vurdu ve son bir kez daha vurunca içeriden sesler gelmeye başladı sanki birileri konuşuyordu, sesleri çok ince ve kısıktı.
İçerdeki kişi1: Hey, birileri içeri girmek istiyor.
İçerdeki kişi2: Oh! Kapıyı açmalarını bekleyin.Vampir kapıyı yavaşça ittirdi, periler şaşkınlıkla vampire bakakaldılar şaşkınlıkları devam ederken yan tarafta duran prensesi gördüler.
Periler: Oh! Prenses mi?
+Oh! Onun burda ne işi var?
+Hey Prenses hâlâ çok güzel.
+Prenses sürgün edilmemiş miydi?Prenses elleriyle kafasını tutup gözlerini kapattı rahatsız olmuştu ve sesini yükselterek "SUSUN!" dedi, perilerin arkasından bir ses gürledi.
Sesin sahibi: DAĞILIN PERİLER! PRENSESİ RAHAT BIRAKIN!
Prenses hâlâ rahatsız duruyordu yere çökmüş bir şekilde seslerin kesilmesini bekliyordu, periler her tarafa dağıldı ve gür sesin sahibi ortaya çıktı, vampir gülümsedi ve saygıyla eğildi.
Vampir: Sizi rahatsız ediyorsam üzgünüm efendim.
Sesin sahibi: Probleminiz var öyle değil mi Prenses Lenora?
Prenses Lenora: Evet bir problem var.Vampir ve Prenses içeriye girdiler, her yer tılsım, büyü kitapları, iksirler, broşlar ve muskalarla doluydu, Prenses buraya ilk gez gelmiyormuş gibi hissetti sanki daha önce bir kez daha gelmişti, zihninin derinliklerinde bir yerde burasıyla ilgili anıları canlandı.
Prensesin anıları...
Kral Kendrick: Büyülü karanlık ormanın sahibi ne olur yardım et yardımına ihtiyacım var!
Arkasında uzun kuyruklu yüzü bir vampirin yüzüne benzeyen hafif ufak bir adam çıkıp geldi.
Ufak Adam: Merhaba Aydınlık Tarafın Kralı Kendrick izninizle kendimi tanıtayım ben Bont yarı kurt yarı vampir güçlerine sahip bir yaratığım bana ucube de diyebilirsiniz hahaha, büyüyle ilgileniyorum nereden geldiğimi araştırmak için bu işi yapıyorum, probleminizi çözmekten keyif duyacağım.
Vampir dişlerini göstererek gülümsedi, Kral kollarında tuttuğu kızını gösterdi, Bont eliyle kızın alnına dokundu buz gibiydi, gözlerinde bir telaş alevlendi.
Bont: Hemen evine girin!
Kral Kendrick, Bont'un sesindeki ciddiyetin farkına varınca daha hızlı hareket etmeye başladı.
Bont: Böyle bir şeyi daha önce hiç görmemiştim.
Kral Kendrick: Anlamıyorum. Neler oluyor?
Bont: Kızınız, Prenses Lenora, o, o artık aydınlık tarafın prensesi değil.
Kral Kendrick: Anlamıyorum hâlâ.
Bont: Karanlık taraf bildiğiniz gibi bir yer değil efendim, Kral Grant çok güçlü büyücüler ile iletişim içinde kızınızın aydınlık ruhu bu evrenden çok uzakta karanlık ruhu uyanıyor, zeki bir prenses, krallık için bu çok tehlikeli, sürgünde yaşamalı.
Kral Kendrick: Ne saçmalıyorsun!
Bont: Sakin olmanızı rica ediyorum, eğer saçmaladığımı düşünüp benden daha fazla şey biliyorsanız neden buraya yardıma geldiniz?Kral duraksadı Bont ciddi bir şekilde konuşuyordu boyu ufak olabilirdi ama kocaman bir adam sesine sahipti, sesi kalın ama zarifti.
Bont: Daha önce kehanet duydunuz mu efendim?
Kral Kendrick: Kehanet?
Bont: Bir kız aydınlık tarafın şefkatine sahipken karanlık taraf onu içine çekecek, gücü ve zekasını fark ettikten sonra krallık onu sürgün edecek ve bu yüzden bir kişi canından olacak, kanlı ay her şeyin değiştiği an olacak ve ölüm bize bir o kadar yakın olacak çünkü prenses ölümlü bedenini terk edip kanlı ayda ölümsüz olacak, ölüm bir yağmur bulutu gibi üstümüze çöküp bütün krallığı ve içindekileri yok edecek, krallığı çok karanlık günler bekliyor efendim.Kral Kendrick'in kanı donmuştu, Bont elinde küçük bir şişeyle Kral'a döndü.
Bont: Bunu Prensese içirin lütfen bu kendine gelmesini sağlayacak ama ruhuna iyi gelmeyecek sadece fani bedeni eski haline dönecek.
Kral Kendrick: Ruhu için de yapabileceğin bir şey yok mu?
Bont: Hayır, üzgünüm efendim, dediklerimi unutmayın kehanet gerçekleşecek...Zamanda şuan....
Vampir prensesi dürtüyordu ama prenses yanıt vermiyordu, Bont ona seslenmeyi denedi ama pek başarılı olamadı.
Vampir: Sanki bu evrenden kopmuş gibi bizi duymuyor ya da hissetmiyor.
Bont: Anılar... Ona gerçeği gösteriyor... Yıllardır aradığı cevapların farkına varıyor, geçmişte tanıdığımız gördüğümüz yerler geleceğimiz için bir alt yapıdır, bilincimiz kaydetmeye açık bir bellektir.
Vampir: Daha önce buraya gelmiş miydi?
Bont: Çok küçükken, o zamanlar vampirlerin vampir, kurt adamların tamamen kurt olmadığı, benimse gençlik yıllarımdı.Vampir düşünceli bir şekilde Prensese baktı, bu büyüleyici güzelliğin ardında nasıl gerçekler yatıyordu? Aklını kaybetmekten korktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Lenora
SonstigesPrenses Lenora: Neden? Neden birlikte olamıyoruz Ash? Vampir: Çünkü tarih aşıklardan nefret eder efendim. Prensss Lenora: Seninle tarihin en nefret ettiği iki kişi olalım. Vampir: Eğer istediğiniz bu ise... Prenses vampirin sözlerinin bitmesine izi...