Zombi Günlükleri

- Bölüm 21 - / Dönüş

( Sam' in Gözünden )

Bilincim yerine geldi. Gözlerimi açamadım. Her şey rüya mıydı? Ya öyleyse. Tüm o gece yaşananlar olamaz. Cesaretimi toplamam gerek. Yapabilirim. Tek gözümü açtım. Sağıma doğru döndürdüğümde Alina ellerini çenesinde birleştirmiş yatağa yüz üstü uzanmış beni izliyordu.

Gülerek " Ne yapıyorsun sen ? " Dedi.

Gerçekmiş. Gerçekmiş. Rüya değilmiş. Hızla diğer gözümü de açtım. Beni yakalamıştı ama umurumda değildi. Biraz doğruldum. Kollarından tutarak sırt üstü çevirdim. Ellerini açtım ve tuttum. Öpmeye başladım. Sonra gıdıklamaya. O kadar güzel gülüyordu ki. Her şeyi unutturuyordu gülüşü. Kıkırdaması, kahkahaları öptükçe öpesim geliyor, şu an şu dakika hiç bitmesin istiyordum.

" Tatlı sevgilim ile uğraşıyorum. " dedim gülümseyerek.

Sert bir ifade aldı suratını. " Sevgili olduğumuzu kim söyledi? " dedi.

Ne? Ne demek istiyordu. Sevgili değil miydik? Peki bu yaşananlar. Gerçek değil miydi? Bütün enerjim bitti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Üzerinden indim. Yatağa yaslandım.

" Özür dilerim. " dedim.

Kocaman bir kahkaha attı.

" ahahahaha. Gel buraya şapşal. Gıdıklama sırası şimdi bende. Yüz ifadeni görmeliydin. "

Bir anda üzerime çıktı. Her yerimden gıdıklanıyor olmam onun hoşuna gitmiş gibiydi. Bunun intikamını çok kötü almam gerekiyordu. Nasıl inanmıştım.

" Sen ahah bittin ahaha. Bu ahah bunun intikamını ahah çok kötü ahaha alacağım. " Gülerek zar zor cevap verdim.

Kıkırdayarak ve nefes nefese kalmış ses tonuyla " Yeter yoruldum. Çok komiktin. Kendini görsen gülmekten ölebilirdin. O yüz ifadeni bir daha görmek için her şeyimi verirdim. " dedi.

" Bunun intikamını çok kötü alacağım. Unutma. İntikam soğuk yenen bir yemektir. " dedim.

" Öyle mi? Bekliyorum. " dedi. Kendinden emin ses tonuyla.

O kadar güzel görünüyordu ki. Ben bundan nasıl intikam alacaktım. Nasıl alabilirdim. Bunu bildiği için bu kadar emindi. Hep bunu istiyordum. Sürekli birlikte uyandığımız, birlikte uyuduğumuz bir gün, her gün. Güvenli, tehlikeden uzak. Sadece bizim olduğumuz bir hayat istiyordum. Çok mu fazlaydı. Belki de yeni dünyada fazlaydı..

" Kalkmak istemiyorum. " dedi.

" Bende istemiyorum. Bence biraz daha oyalanabiliriz. " dedim.

Gözleri büyüdü. Sanırım benden bu cevabı beklemiyordu.

" Gerçekten miii? " Dedi. Heyecanla.

" Evet. Biraz daha yatmamızın bir sakıncası yok bence. "

Yatakta yuvarlandık. Bir o köşede bir bu köşede bulduk kendimizi. Öpüşü, gülüşü, gözleri o kadar güzeldi ki kendimi kaybetmiş öylece bu an bitmesin diye dua ediyordum. Bir süre oyalandık." Artık kalkıp daha güvenli bir yer bulmamız gerekiyor. " dedim. "Gözlerime bakarak senin olduğun her yer güvenli bence şuan gitmeden az daha oyalanabiliriz." dedi. Dünün yorgunluğunu atmış kendimize gelmiştik. Ve beni tekrar istiyordu. Bu his bambaşkaydı. Hayatım boyunca hissettiğim tüm duygulardan farklıydı. Gece gibi olan gözleriyle gözlerimin içine baktı. Üzerime doğruldu. Önce dudaklarımdan öpmeye başladı. Yavaşça boynuma doğru indi. Dünden sonra sadece iç çamaşırım vardı. Çıplak bedenimde sıcaklığını hissediyordum. Yavaş yavaş daha aşağıya indi. Üzerimizdeki son fazlalıkları da çıkardı. Ve alttaydı. Devam etti. İlk seferimizde bu kadar ilerlememiştik. Her seferinde sanki daha farklı daha fazla hissediyordum. Bütün kontrolümü ona bırakmıştım. Bacaklarımın arasında bir süre devam etti. Saçlarını tuttum ve önüne düşmesini engelledim. Bir süre sonra başını kaldırdı ve dudaklarıma doğru geldi. Göğüsleri bedenime değmiş yukarı çıkarken vücuduma sürtmüştü. Yaşadığım her saniye dünyanın en özel saniyeleriydi. Birbirimiz için yaratılmıştık. Tek düşündüğüm buydu. Üzerime oturdu. Tek elimle kalçasını kavradım. Bir elimle göğüsünü tuttum. Yukarı aşağı hareket etmeye başladı. İçerisine girdiğimdeki sıcaklığı yine hissetmiştim. Keşke tüm bunları kendi evimizde eski dünyamızda yaşayabilseydik. Saçları göğüslerinin üzerine gelmişti. Kendini kaybedercesine devam etti. Kalçasından iki elimle kavrayarak onu yanıma savurdum ve üzerine çıktım. Bacaklarını belime doladı bu şekilde devam ettim. Biraz sonra geri çekildim ve rahatladım. Bir yanda tüm enerjim bitmiş, diğer yanda ise hiç olmadığım kadar enerjiktim. Gözlerini gözlerime dikerek beni seyrediyordu. Rahatlamam ona da hoş geliyordu. Bırakmadım. Dudaklarına yapıştım. Önce boynuna indim daha sonra göğüslerine biraz orada oyalandım ve bacaklarının arasına inmiştim. Onunda rahatlaması gerekiyordu. Bir süre devam ettim. Her seferinde daha fazla terliyor, yavaş yavaş inliyordu. Bacaklarıyla vücudumu sarmış sıkıyordu. Hafif titremeye başladı. Daha sonra başımı tuttu ve beni yukarı çekti. Dudaklarından öptüm terlemişti. Ve bu o kadar muazzam bir şeydi ki. Yanına uzandım. Bana sarıldı ve arkasını döndü. Arkasından sokuldum tek elimle göğüsünü tuttum ve öylece uzandım. Elimi tuttu öylece yatıyorduk. Burada sonsuza dek kalabilirdim. Biraz daha yatmamızda sakınca olmadığını düşündüm.