Bölüm 2

565 6 0
                                    

Demir Bey " Öğle yemeği yemediğin için tansiyonun düşmüş,neden yemesin bir şeyler?" Dedi tek düze bir sesle , aklıma yaptığım harika çizimimin gelmesiyle dudağım yukarı kıvrılıken " işime aşık biriyim ve eksik bir işi sevmem "dedim. Beni onaylayan sesler çıkararak odadan çıktı,bende arkasından çıkarak hastaneden ayrılıp şirketin otoparkına kadar sessizce yürüdük. Kendi arabama ilerlemeden önce ona döndüm gözlerimi ondan kaçırarak " teşekkür ederim siz olmasaydınız ben..." Lafımı böldü  " rica ederim kim olsa aynı şeyi yapardı." Diyerek arkasını dönüp uzaklaştı,bir müddet arkasından baktım ve arabam ilerleyip beklemeden binip otoparktan ayrıldım. Bu akşam ailem ve iş ortaklarımız ile yemek yiyecektik her ne kadar Demir Bey ve onun insanı üşütücek bakışlarından kaçmak istesem de kader bizi sürekli karşı karşıya getiriyordu.eve geldiğimde hazırlanmak için odama koştum,ailemin yanına biraz erken gitmek ve onlar ile özlem gidermek istiyorum,dolabımdan dizimin 2 parmak üzerinde biten mavi elbise askıdan alıp alıp giydim . Makyaj masama yaklaşıp çok hafif bir makyaj yapıp çantamı ve kabanımı alarak evden çıktım,yolun kenarında bir pastahane görüp arabamı uygun bir yere park edip pastahane ye girdim hiç vakit kaybetmeden annem ve babam için cheesecake alıp arabama geri döndüm. Ailemin evine geldiğimde aldığım cheesecake ile arabadan inip kapıyı çaldım ,annem kapıyı açtığında özlemle ona sarıldım ,annem önce şaşırdı sonra ise kollarını bana sıkıca doladı, ikimizde birbirimizin kokusunu çekip ayrıldık . İçeriye girerken anneme aldığım cheesecake i verdim annem her ne kadar geri çevirmek istese de yanağına bir öpücük kondurup "annem lütfen geri çevirme " dedim annem küçük bir tebessüm ile mutfağa girdi ,ben oturma odasına girip babamın yanına gidip ona da sarıldım. Babam her zamanki geniş gülümsemesiyle bana karşılık verdi ,annemde yanımıza geldiğinde biraz sohbet ettik. Yemek için annem ile mutfağa girdim tezgâhın üzerine annemin istediği malzemeleri çıkartıp hazırlık yaptık. Misafirler için yemek masasını düzenledikten sonra kapının çaldığını duyup açmak için kapıya ilerledim, Mehmet Bey babacan bir tavırla " merhaba Afra" dedi ,nezaketen gülerek "hoşgeldiniz " dedim ve kenara çekilip geçmeleri için yol açtım Mehmet Bey içeriye geçerken eşi arkasından girip sevecen bir sesle " merhaba Afra, ben Mehmet Bey'in eşiyim adım Yonca " diyerek elini uzattı,elini sıkarak " memnun oldum  Yonca Hanım" diyip onun da geçmesi için yer açtığım sırada arkasındaki o deniz gözlerle kesişti elalarım , gözleri benim gözlerimi bulunca bana o soğuklukta baktı zoraki gülümseyerek baş selamı verip içeriye girdi,bende kapıyı kapatıp içeriye girdim . Babam " isterseniz masaya geçelim" dedi ,herkes onaylayarak yemek masasına oturdu, babam ve Mehmet Bey sohbet etmeye başladıklarında,annem ve Yonca Hanım da sohbet etmeye başlamışlardı . Ben ve Demir Bey arada göz göze gelip aynı anda gözlerimizi kaçırıyorduk ,Demir Bey " izninizle lavabonuzu kullanabilir miyim Nergis Hanım" annem sevecen bir sesle " tabii evladım Afra sana göstersin lavabonun yerini" dedi ve bana baktı" tabiki gösteririm anneciğim " dedim ve Demir Bey ile masadan kalkıp merdivenleri çıkmaya başladım. Koridorda biraz yürüyüp sağdaki kapının önünde durdum ve ona dönerek" burası Demir Bey, isterseniz temiz havlu verebilirim." Dedim aramızdaki mesafeyi kapatırken " gerek yok Afra Hanım , teşekkürler" dedi ,daha fazla yaklaşmasına izin vermeden kenara çekilip merdivenlere yöneldim bir basamak inip ona döndüm dudağının kenarı yukarıya kıvrılmış dalga geçer hali ile beni izleyip lavaboya girdi. Kendimi toparlayıp masaya geri döndüğümde Yonca Hanım tatlı sesiyle " maşallah Afra'cığım çok güzel ve zarif bir kızsın." Yanaklarımın ısındığını hissederek başımı eğerek " o sizin zarifliğiniz Yonca Hanım" dediğimde anneme dönüp " hâlâ Hanım diyor Nergis , Afra'cığım hanım deme Yonca teyze de bana lütfen." Kafamı kaldırıp" Peki Yonca teyze ." Diyip izin isteyerek mutfağa girdim ,kendimi serinlemek için  bardağa su koydum . Suyu içeceğim sırada Demir Bey'in yüksek sesini duydum ,irkilip bardağı elimden düşürdüm, Demir Bey kapıda belirip bir bana birde cam kırıklarına baktı ve ben  cam kırıklarını toplamak için eğildiğim sırada Demir Bey beni kaldırıp " sen elleme ben halledirim ,bir yerlerine gelmedi dimi,iyisin dimi?" Dedi yüzümü inceleyip camları toplamak için hareketlendi ,bende zoraki bulduğum sesimle "i...iyiyim ben sadece dalgındım ,sen bırak ben toplarım"diyip cam parçalarına yöneldim. Parçalardan biri elimi kesince acıyla inledim Demir elimdeki parçaları da alıp tezgâhın üzerine bırakıp 2 adımda bana ulaşıp kesilen yere bakmak için elimi avuç içine hapsetti, yumuşak sesiyle " sana bırakmanı söylemiştim neden bu kadar dikkatsizsin Afra?" Göz göze geldiğimizde " ben..." Lafımı bölüp "lütfen dikkatli ol sakar kız" dedi ve beni sandalyeye oturttup " ecza dolabınız nerede elini saralım mikrop kapmasın." Dediğinde mikro dalganın üzerindeki dolabı gösterdim . Sargı bezi ,pamuk ve tentürdiyot alıp karşımda diz çöktü, uzun ,zarif parmaklarıyla elimi tutup tentürdiyot sıktığı pamuğu kesiğe yavaşça bastırdı acıyla inleyerek "  yavaş olur musun?" Dedim Demir pamuğu tekrar bastırıp üfledi acımın azalması için ,işi bittiğinde elimi sarıp  diğer eşyaları dolaba geri koydu ve  fısıltı gibi çıkan sesiyle " iyisin dimi şimdi" ben kafamı salladım ve mutfaktan çıkıp annemlerin yanına gitmek için yeltendiğimde bileğimden nazikçe tuttu,ona soran gözlerle baktım dudağını dişleri arasına sıkıştırıp  " inan duymak istemezsin konuştukları konuyu." Tereddütle ağızımı aralamıştım ki durdurup " dışarıda anlatırım, hadi gel benimle " kafamı sallayıp çantam ve kabanımı alarak evden çıktık.

Beklenmedik BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin