0.4

44 8 1
                                    

Ben onun ardından bakarken Sidney Mito'yla konuşuyordu. "Mito onu neden getirdin buraya?" Dedi Sindey "Hayır,Hayır! Onu ben getirmedim! Elf ormanında baygın yatıyordu." Dedi Sidney "Ya tehlikeliyse?" Dedi. Mito " Merak etme Sidney zarar vermeye kalkarsa onu pencelimle parçalarım" dedi pençelerini göstererek. Bu söz üzerine arkamı döndüm ve " Hayır, ben asla size vermem! Ama lütfen sizde bana zarar vermeye kalkışmayın." Dedim sakin bir ses tonuyla. Mito güldü "Hayır sana zarar vermek gibi bir düşüncemiz yok, sadece olasılıkları konuşuyoruz" Dedi. İnce ahenkli sesiyle Sidney konuştu "Peki sen nereden geliyorsun?" Diye sordu çekinerek, "Ben Türkiye'den-" Dedim ve bilmediklerini hatırladım. "Yani bilemiyorum" dedim, "Bu ülke ve benim ülkem arasında ne kadar yol var bilmiyorum! ben burası Dünya mı onuda bilmiyorum!" Dedim bir hışınla,
"Dünya mı?" Dedi mito "O gezegeni duymuştum. Yüzyıl önce büyük büyücü o gezegeni Seyehat etmişti. Orası hakkında şöyle dediğini hatırlıyorum 'çok büyük ve karmaşık' yani sen bir insansın büyük büyücü iyi insanlarda var çok kötüleride demişti. Ve hayvanların dilinden anlamadıklarını onlara çok zarar verdiklerini söylemişti" Dedi. "Merak etmeyin, ben iyi insanlardanım evet, hayvanların dilinden anlamam ama onları çok severim" dedim manzarayı izlerken.Ve bir anda kafamda bir şimşek çaktı, burası Dünya değilse neresiydi? Başımı çevirip çiçeklere baktığım da tıpkı Sidney gibi suratları küçük kocaman gözler bana bakıyordu. Doğrusu çok sevimli bir görüntüydü elimi kaldırıp "Merhaba" dedim, hepsi aynı anda çiçeklerin içinde kayboldu. Kahkaha atmak geldi içimden ben kıkırdarken Sidney de kıkırdayarak, Mito "Bu çok şaşkın" dedi. Mito da gülümseyerek "Ve sevimli" diye ekledi. Dönüp onlara "Teşekkür ederim" dedim. Sidney utandı, Mito'nun tüyleri arasına saklandı. Tebessüm ederek "Sizler çok daha güzel ve sevimlisiniz" dedim. O sırada çok hoş bir erkek sesi "Kimmiş bakalım o hem güzel hem sevimli olan" Dedi. Arkamı döndüğümde nutkum tutuldu benim yaşlarımda bir kız ve erkek vardı. Ve onlar nasıl desem, Harika, hayır mükemmel, hayır hayır muhteşemdiler. Adını duyduğum kadarıyla Lucas olan Bey, kıvırcık saçlarıyla ve mükemmel kanatlarıyla çok muazzamdı. Kız olan Elson ise çok şirin ve mükemmel güzellikte bir kızdı. Elson'un üzerindeki yemyeşil elbisesi tam üstüne göre ayarlanmıştı. Lucas'ın ise üstünde gri bir ceket, altında da soluk yeşil bol kotu vardı. Ben nutkum tutulmuş gibi izlerken, "Esal!" Diye seslenen Mito'nun sesiyle kendime geldim. Burası gibi onlarda mükemmellerdi. "Ya, çok pardon" dedim. Mito hafif bir tebessüm ile Lucas'a döndü "Lucas bu Esal, Esal buda Lucas" dedi sonra güzel kıza döndü, "Buda Elson, Esal" dedi. "Siz çok harikasınız çok memnun oldum" dedim. Elson tatlı bir gülümseme ile "Sen kendini görmüyorsun sanırım sende çok güzelsin sweetie bahsetti. Gerçekten de anlattığı kadar varmışsın" dedi. Mito "Bunları sonra konuşuruz ama şimdi Esal'i güvenli bir yere götürmeliyiz" dedi. Elson "Haklısın, Mito" dedi. Sidney ve diğer perilere el salladım "Sonra görüşürüz!" dedim. Lucas "Elson onu küçük eve götürelim orda kimse bulamaz" dedi, Elson haklısın Lucas oraya bizden başkası gelmez" dedi, "Hadi gidelim" dedi Lucas ve yola çıktık. Ben geçtiğimiz her yere hayran hayran bakıyordum. Lucas Mito'ya dönüp "Buraya ait olmadığı çok belli dostum ama çok güzel" dedi. Bunları duyduğum da kalbim ağzımdan çıkacak gibi atmaya başladı. Acaba hepsi bu kadar yakışıklı mıydı? Sanırım uzun süre kimseyi göremiyecektim. Ben bunları düşünürken Elson'un sesiyle kendime geldim "İşte küçük evimiz" dedi.Başımı kaldırıp baktığımda inanılmaz güzellikte bir ağaç ev vardı.
Yemyeşil doğanın içinde ve aynı zamanda etraftan görülmeyecek şekilde inşa edilmiş etrafı çiçek bahçesi ve rengarenk ağaçlarla kaplı biraz ilerisinde şırıl şırıl bir şelale vardı. Bu kadar muhteşem güzellik bir arada inanılmazdı, benim yaşadıklarım gerçek olamayacak kadar güzeldi. Kendimi çimdikledim, anında bir çığlığım yankılandı boş ormanda. Mito panikle yanıma zıpladı "Esal noldu!" dedi. Utanmıştım. "Şey, pardon" dedim. "Bütün bunların gerçek olduğuna hala inanamıyorum" dedim şaşkın bir ifadeyle. Lucas bana dönüp "Bizde inanamıyoruz, ama işte buradasın" dedi. Elson gülümseyip "Olan oldu, haydi içeri girelim de biraz dinlen" dedi. O sırada karnımdan gurutular gelmeye başladı, doğru ya! Ben en son evimden çıkarken yemek yemiştim! Lucas bana bakıp sırıttı. "Bende gidip yiyecek bir şeyler getireyim, şimdi evde birşey yoktur" dedi. Ben utanıp başımı salladım, "Özür dilerim" Elson gülümseyip "Hayır! Bu çok normal özür dilemene gerek yok" dedi. Lucas "Birazdan dönerim" diyip yanımızdan ayrıldı.

MariposaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin