0.6

34 7 0
                                    

Gün aydınlanmış, ilk saatlerin ışıltısı gözümü alıyordu. Gözümü açar açmaz doğanın güzelliği ile karşılaştım. Bu doğanın eşsiz güzelliği beni benden alırken kalkıp yatağı düzelttim. Esnerken bir yandan acaba saat kaç diye düşünüyordum. "Burada da saat yoktur ki şimdi. Ne değişik bir yer burası ya!" Dedim, o sırada mutfağa doğru ilerliyordum. Tam o sırada kapı çalınca gözlerimi devirip kapıya doğru yöneldim. Gelen kişi Mito'ydu, "Sabahın bu saatinde neden geldin?" Diye sordum uyku mamuru, "Esal kendine gel saat oysave'ye geliyor" Oysave ne be! Burada herşey çok karışık! "Oysave ne demek?" Diye sordum, sonradan hala kapıda dikildiğimi, ayrıca Mito'yu da içeri davet etmediğimi fark ettim. Hemen kendime gelip elimle Mito'ya 
*Buyurun, Sayın Şerif* der gibi içeriyi işaret ettim. İçeri geçerken kulaklarını dikmiş, tam bir Kral ifadesi vardı suratında. "Oysave, Sabahtan sonra akşamdan önce demek bizim dilimizde, sizde ne deniliyor peki?" "Bizde öğlen yada saat iki buçuk olmuş lan!" Deniliyor dedi iç sesim. Tabi ki bunu dışarı yansıtmadım,"Bizde öğlen deniliyor" dedim sakin bir ses tonuyla.
"Akşam onlar gittikten sonra ne yaptın?" Diye sordu, "Televizyonu açıp biraz haber seyrettim, daha sonra uyuyakalmışım" Dedim "Televizyon mu?" Dedi. Ne! Bu kadar da olmaz ama bari bunu bilsinler! "Evet, televizyon?" Dedim ve ekledim "Şurada duvara monteli işte görmüyor musun?"
"Evet görüyorum ama o televizyon değil, ayrıca onu biz bayağıdır açamıyoruz sen nasıl açtın ki?" Dedi Mito."Tesadüfen açtım bende nasıl açtığımı bilmiyorum ki!" Dedim, sesimi fazla yükseltmiş olacaktım ki Mito ürkmüştü. Televizyona bakarken "Marcon gene neyin peşinde böyle?" Dedi Mito "O da kim?" Dedim sorusuna soruyla cevap vererek, ama o soruyu bana sormamıştı ki! Of buraya geldiğimden beri işler hiç iyi gitmiyordu, O lunaparka hiç gitmemeliydim. Ama işlerin bu hale geleceğini bilmiyordum! Kafam gene çok karışmıştı , "Marcon Elson'un eski sevgilisi ve o çok kötüdür, ona dikkat etmelisin her an bir açığını bulup seni yakabilir"
"Tamam olabildiğince dikkatli olurum" Dedim, ama Marcon dediği kişiyi nerden görebiliyordu? Durmadan sordum "Onu nereden görebiliyorsun Mito?" Dedim "Onu senin televizyon dediğin şeyden görebiliyorum" Televizyon derken tam söyleyememişti. "O bir televizyon değil, Mariposa'nın bir kısmını görüntüleyen kısa görüşlü bir ayna" Diye eklendiğinde ağzım açık onu dinliyordum, benim televizyon zannetiğim şey aslında sihirli bir ayna mıydı? Yok yok! Kesin ben yanlış duymuştum "Hı?" Dedim fısıldarcasına ama o duymuştu "O bir  sihirli ayna yanlış duymadın Esal" Dedi o küçük ekranı izlerken. Yok artık gerçekten çüş  diyesim vardı ama iç sesim olarak kaldı, "Hıh anladım" dedim, "Peki Elson-" derken sözümü kesti, Mito "Onlar şuan annesinin yanındalar, perilerden biri yaralanmış birazdan burada olurlar" Dedi, "Benim şimdi gidip Marcon'u durdurmam lazım" diye eklerken kapıdan fırlarcasına çıktı, kapıyı kapatmaya bile tenezzül etmemişti! Kapıyı kapatıp tekrar mutfağa yönelmiştim ki balkonda Sindey ve sweetie'yi gördüm "Niye orada duruyorsunuz gelsenize içeri!" dedim yüksek sesle sweetie ve Sindey içeri girince kendime ve onlara ufak bir kahvaltı hazırladım, tam hazırladım diyemem ama evde ne varsa koydum işte önlerine "Efendim? Esal başka ne yapmayı planlıyordun ki evde ne varsa onu verecektin tabi!" Dedi Sweetie. İç sesim gene dışarı taşmaya başladı demek "Pardon, ben onu içimden söyledim zannediyordum" dedim sweetie ufak bir kahkaha atarken Sindey'de ona eşlik etti. Hep birlikte gülerken kapı birden kırılacak gibi çalmaya başladı. "Geldim geldim!" Dedim mutfaktan çıkarken. Kapıyı açtığımda önümde Lucas duruyordu Mito ile birlikte gelmişlerdi "Elson ner-" diye soracaktım ki beni hiç dinlemeden Lucas sözümü kesti! "Hazırlan gidiyoruz" dedi mutfağa doğru ilerlerken, daha buraya yeni yeni alışmaya başlamışken şimdi nereye gidiyorduk ki? "Hey! Lucas nereye gidiyoruz?" Dedim bağırarak "Merak etme, seveceğin bir yere gidiyoruz. Zaten orada kalmayacaksın, kalamazsın zaten. Gidip döneceğiz" Dedi içim rahatlamıştı, "Tamam, gidiceğimiz yer nasıl bir yer ona göre kıyafet giyicem de" Dedim. Eee madem bir yere gidiyorduk özenli giyinmem gerekiyordu, şöyle kendimi göz önünde bulundurayım. "Beyaz bir elbise giyebilirsin, yeterli" Dedi. Gözümü devirerek Elson'un odasına girdiğimde odanın köşesinde siyah birşey olduğunu fark ettim. Görür görmez büyük bir çığlık attım ve olduğum yerde kilitlendim "Hey ne oluyor?" Diye bağırarak ve koşarak yanıma geldi ve beni arkaya doğru çekti, yanlış anlamayın aramızda birşey yok sadece omuzlarımdan tutarak arkasına aldı, "Or-Orda birşey var siyah siyah!" Dedim  parmağım ile o siyah şeyi gösterirken "Bak bak orda!" Dedim bağırarak, "Ya Esal kulağımın dibinde bağırıp durmasana, gördüm onu"
"Ee niye duruyorsun o zaman! Birşey yapsana!" Dedim yine ve yine bağırarak
"Raven? Burada ne işin var senin!" Dedi bağırarak, sesi evde yankılanmıştı "Ne dedin sen?" Dedi Mito mutfaktan koşa koşa gelirken "Ne oluyor?" Dedim. Bir Mito birde Lucas'a bakıp duruyordum, "Dur sen şimdi" dedi Lucas kolumdan itiklerken "Ta-mam!" Dedim salona geçerken.
"Raven!" Diye bağırarak evi çınlattı, tabi ki kulaklarımın zarı patlasa bile sesimi çıkarmadan oturdum. Aman! Bunların koltukları da bir garipti! "Raven bana cevap ver! O köşeye sıkışıp kalırsan hiç birşeyi halledemeyiz!" Diye tekrar bağırdı, bugün sinirli günündeydi herhalde, yazık birazdan boğazı patlıyacak haberi yok. "Raven, Çık dışarı!"  Dedi, bu sefer boğazı acımış olacak ki sonlara doğru sesi kısıldı. Kapıdan o minik siyah şey, kafasını eğmiş kapıya doğru yürüyordu. O minik şey dediğimde kedi bu arada,"Hey Raven!" Diye seslenince bana doğru döndü "Gel yanıma" Dedim, koltuğa vururken. Yanıma geldi usulca oturdu ve bana bakmaya başladı,"Esal?" Dedi şok olmuş bir şekilde Lucas "Efendim?" Dedim minik Raven'e bakarken, Raven beni samimi bulacak ki kafasını dirseğime sürttü. Kafasını okşarken, Lucas'a doğru bakıyordum "Sen... Şuan ne yaptığını bilmiyorsun Esal" Dedi fısıldayarak ama evde ölüm sessizliği olduğu için duyulmuştu. Ya alt tarafı ufak bir kara kediyi seviyordum! Ne buluyorlardı ki bunda?
"Ne mi buluyoruz? O sadece bir kara kedi değil, o bir panter Esal" dedi yüzüme ciddi bir ifadeyle bakarken,"Ya! Ben yine mi düşüncemi sesli söyledim"
"Evet, Esal" Dedi Lucas. Bir tişörtüm ile oynayan kara kediye birde Lucas'a baktım, "Hah! Bu mu Panter? Hayatta inanmam!" Dedim gülerken "Benimle dalga geçme Esal" Dedi yarım ağız gülümserken "Sana bunu kanıtlarım" Diye ekledi ve sonrasında yanımdaki minnoşa baktı "Dönüş Raven, izin veriyorum. Ama saldırmamak amacıyla, sadece şimdi ve burada" Diyince yanımdaki Raven'e baktım ilk başta yere atladı sonrasında esnedi ve bir anda pantere dönüştü, "Allah'ım lütfen rüyada olayım, lütfen" dedim, "Maalesef bu bir rüya değil Esal kendine gel artık" Dedi Mito. Bir yılda anca konuşmuştu bu da! "Esal'cim madem bunu kanıtladım, isteğim üzerine beraber az önce gideceğimiz yere gidiyoruz, hadi hazırlan" Dedi "Off!" yarım ağız gülerken bana bakıyordu,"Tamam in sen aşağı ben üstümü değiştirip gelicem"
Kafasını onaylarcasına sallayıp dışarı çıkarken bende odanın kapısını kapatıp dolaba ilerledim. Dolabı açar açmaz ufak bir kriz geçirmiştim, renk renk, çeşit çeşit elbiseler vardı. "Acaba hangisini giysem" derken elbiselere tek tek bakıyordum en sonunda gözüme çarpan ışıl ışıl, bembeyaz olan bir elbiseyi aldım, uzundu dizimi biraz geçebilirdi. "V yaka,kolları dantelli, bembeyaz bir elbise ha Elson?" Dedim yarım ağız gülerken. Kapı iki kez tıklatıldı "Gel!" Diye bağırdım ve anında kapı açıldı. Arkama dönüp baktığımda ise Elson'u gördüm. Üstünde kısa askılı mavi bir crop altında ise beyaz bol bir pantolon vardı "O sana çok yakışır" dedi yüzümde ufak da olsa bir tebessüm oluştu istemsizce. "Gerçi hepsi sana yakışır da" diye ekleyince dudaklarım daha da yukarı kıvrıldı. "Ay! Elson sen ne zaman geldin?" Dedim,"Eh, geldim işte. Ne yapıyorsun bugün?" Diye sordu. "Elbiseyi giyip abinin yanına gideceğim, beni bir yere götürecekmiş galiba" Dedim, istemsizce şaşırmış olacak ki şaşkınlığı çok az sürdü "Ha" dedi,"Demek o yüzden kapıda bir sağa bir sola dönüp duruyordu" diye fısıldadı. Gülümseyerek ekledi "O zaman size iyi eğlenceler!" Deyip el sallayarak dışarı çıktı.

MariposaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin