Elson "Hadi yukarı çıkalım da içerisini gör" dedi. "Ayrıca temizlenmek istersen şelalenin suyu sıcak, istediğin zaman yüzebilir ve yıkanabilirsin burda benim yedi ayrı çeşit çiçeklerden yapılmış şampuanım ve losyonum var. Ayrıca boyun ve bedeninde benimle aynı gibi buradaki elbiselerimde sana uyar onlarıda kullanabilirsin, biz Lucas'la buraya sık sık geldiğimiz için burada her çeşit eşyamız var, dilediğin gibi davranabilirsin" dedi. Merdivenleri çıkıp içeriye baktığımda inanamadım, içerde iki cibinlikli yatak, masa ve dört tanede koltuk vardı. Dışarıdan küçücük görünen evin içi bayağı genişti ve harika manzaraya bakan birde balkonu vardı. Ben ağzım açık bakakalmıştım ki Elson'un kahkasıyla kendime geldim. "Hayran kaldın değil mi? Kaldın kaldın!" dedi. "Evet, harika az kalır buraya harikanın da harikası!" köşelere asılmış dört küçük şişe vardı, ayrıca bir lamba bile yoktu, "Bunlar da ne?" dedim "Ah!" dedi "Onlar geceleri aydınlatmak için" "Ama kabloları nerde burda hiç priz yok" dedim şaşırarak "Elektriği nereden alıyorsunuz?" dedim Bana şaşkın şaşkın bakıp "O da ne?" dedi "İşte" dedim "Aydınlatmak için kullanılıyor"
"O dediğin şey ne bilmiyorum, hiç duymadım. Biz bunların içine ateş böcekleri koyarız" dedi. "Ah! Tahmin etmeliydim. Filmlerde görmüştüm ama gerçek olabileceği aklıma gelmemişti" Aman! ben ne saçmalıyordum ki ya burda gördüğüm şeylerin hangisinin gerçek olabileceğini tahmin edebilirdim! Bir anda içeriye vuran kırmızılık dikkatimi çekti, balkona çıktım ve muhteşem bir gün batımı manzasıyla karşılaştım. Gökyüzünde turuncu ve kırmızının ahenkli buluşması vardı ve güneş nazlı nazlı ağaçların ardından batıyordu. sanki ağaçların her biri renk değiştirmiş ve güneşin son ışıklarını yaprakların arasından birbirlerine sunuyor gibiydi.
"Çok güzel" dedim. Elson'da yanıma geldi "Evet, Lucas ile buraya bazen sadece bu manzarayı görmek için bile geldiğimiz günler oldu" dedi. "Lucas ve sen çok iyi anlaşıyor olmalısınız" dedim. "Lucas benim hem abim hem en iyi arkadaşım" dedi, "Başka arkadaşın yok mu?" diye sordum. "Var aslında ama abimle daha çok eğleniyorum arkadaşlarım sadece alışveriş, moda ve makyaj konuşur" dedi. Bi anda kahkahamı tutamadım.
Bana bakıp şaşırdı, "Bu kadar komik olan ne?" dedi. Ah beni yanlış anladı sanırım! "Hayır!" dedim "Komik olan dünyada yani benim geldiğim yerde de çoğu kızlar ve kadınlar tıpkı senin arkadaşların gibiler ve hatta en yakın arkadaşım Elvin... Oda öyle yanımdayken mağazaların önünden yürümeye korkardım!" Güldüm "Yani ilk defa iki gezegende de benzer bir şey varmış! insan yada Elf farketmiyormuş moda ve alışveriş her gezegende varmış kadın her gezegende kadınmış!" dedim. Oda kahkaha atmaya başladı ve "Periler de aynı!" dedi. Biz kahkahalarla gülerken Lucas'ın geldiğini görünce sustuk. Şaşkın şaşkın bir bana bir Elson'a bakıyordu. "Bu kadar komik olan ne kızlar?" dedi. Ben susmuşken Elson gülerek "Ah, önemli değil abicim. Kızlar arası bir konu" dedi. Lucas tek kaşını havaya kaldırıp "Öyle olsun bakalım" dedi. Elindekileri uzatıp "Hadi, bunları masaya koyun da yiyelim" dedi. Yiyecekleri görünce karnım tekrar guruldamaya başladı. Açız Esal açız! Dedi iç sesim. Ve Lucas'ın getirdiklerini dizmeye başladık, inanılmaz masada mis gibi kokan yiyecekler ve meyveler vardı. Oturduk ve yemeğe başladık, yediğim et muhteşemdi daha önce hiç böyle bir et yediğimi hatırlamıyorum "Bu ne eti?" dedim yemeğimi yemeğe devam ederken. "Bu benekli geyik eti" dedi Lucas, "Çok lezzetli" dedim. Gülümsedi. "Peki siz, ailenizle nerede yaşıyorsunuz?" dedim. Elson Gülümsedi ve Lucas'a baktı. Lucas "Sarayda" dedi. Ben bir anda öksürmeye başladım. Elson "İyi misin Esal!" dedi . "Evet, evet iyiyim" dedim. "O zaman siz prens ve prenses misiniz?" dedim. "Yani kraliçe ve kral sizin-" derken Elson "Hayır" dedi "Evet biz prens ve prensesiz ama ailemiz kral ve kraliçe değil. Kral bizim amcamız" dedi. "Peki amcanızdan sonra kral kim?" dedim. "Erkek kuzenim ve Lucas var hangisi olursa artık" dedi. Lucas "Benim kral olmak gibi bir düşüncem yok, bunu amcalarımda, babamda biliyor. Ben zamanı geldiğinde babamın görevini devralacağım" diyerek aramıza katıldı. "Babanızın görevi-" derken "Ah!" dedi Elson "Babam komutan ve aynı zamanda kralın baş danışmanı. Annem ise büyük bir şifacıdır" dedi. "Vay!" dedim
"Çokta meraklı biriymişsin!" Dedi Elson. Ufak bir kahkaha atıp, önüme döndüm. "Son bir soru daha-" Diyecektim ki Lucas sözümü kesti "İstediğin kadar soru sorabilirsin zaten yeni geldiğin için çok normal birşey merak etmen, Elson seninle dalga geçiyor" dedi, Elson ise kafasını sallamakla yetindi. "Benimde sizin gibi kanatlarım olacak mı?" Dedim Elson ve Lucas sorumu duyar duymaz ufak bir bakışma yaşadılar. Ben ise Lucas veya Elson'un bana cevap vermesini bekliyordum "Bunun için net birşey diyemem ama eğer kanatların çıkmazsa sonsuza denk burada kalmak zorundasın" Dedi "Ne!" Diye bağırdım korkmuş ve şaşırmış bir şekilde. "Abim abartıyor, sahte bir kanat yaparsak iki, üç güne buradan çıkarsın hiç dert etme" deyince içim rahatlamıştı. Sonsuza kadar bu evde yaşamanın düşüncesiyle bile çok ürkütücüydü! "Geç oldu biz artık gidelim mi Elson? Şüphelenecekler" Dedi, Elson yanıt olarak "Tamam abi de bu kız burada tek ne yapacak? Ya benim arkadaşlarımdan biri beni bulamaz ve buraya gelirse?" Dedi "Merak etmeyin camdan bakar kim olduğuna göre kapıyı açarım, şüpheleneceklerse gidin" dedim "Peki o zaman, haydi çıkalım" derken Elson kapıya doğru birkaç adım atmıştı. Onun arkasından uğurlamak için bende yürüyordum"Sonra görüşürüz Elson" dedim el sallayarak, "Görüşürüz Esal!" Dedi merdivenlerden inerken ardından" Kapıyı kesinlikle bizden başkasına açma" dedi Lucas sessizce "Mito, sweetie veya Sidney'se?" Dedim dalga geçer gibi "Onlarda bizden olduğuna göre?" Dedi soruma soru sorarak "Neyse hadi uzatmıyorum anladın zaten sonra görüşürüz" "Görüşürüz" diye karşılık verdim ve kapıyı kapattım. Eve girer girmez kendimi cibinlikli yataklardan birine attım ve ufak televizyonu açtım, bunların kumandası da garipti! Bir şekilde açtığım Televizyonda Elflerle ilgili haberleri izlerken bir yandan Lucas'ın getirdiği şeylerden birkaç şey atıştırıyordum. Biraz televizyon izledikten sonra yediğim şeyleri mutfağa kaldırıp temizledim, onları temizledikten sonra ise yorulduğum için yatağa uzandım televizyonu kapatıp, düşünmeye başladım. Ben neredeydim? Neyin içine düşmüştüm? Burası çok güzel ama çok garipti, ayrıca da tanıdığım bir tek insan bile yokken burada ne işim vardı? Ben buraya ne zaman gelmiştim? Bu sorular kafamın içinde dönüp dolaşırken Uyuyakalmıştım bile.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mariposa
FantasíaEsal arkadaşı ile bir etkinliğe katılır. Etkinlikte lunaparka giderler. Lunaparkda Esal'ın arkadaşı bir anda kaybolur ve Esal arkadaşını aramaya başlar, bir anda kendini farklı bir dünyada bulur ve hikaye burada başlar...