Bugünün son dersinin bitmesiyle birlikte iki günlük hafta sonu tatilimiz başlamıştı. Bir kaç gündür Sharon eve onunla birlikte gitmem için ısrar edip duruyordu. Ona hayır cevabını vermekten artık utandığım için en sonunda davetini kabul etmek zorunda kalmıştım. Durumu haber vermek için annemi aradığımda, bu hafta sonu da onların yanına gidemeyeceğim için kızmıştı ama ısrarlarıma dayanamamış ve izin vermek zorunda kalmıştı.
Yanıma iki gün yetecek kadar kıyafet aldıktan sonra valizimi kapattım. Sharon'un eviyle yerleşke arasındaki mesafe onun dediğine göre iki saat sürüyordu. Abilerinden biri bizi almak için gelmişti ve şu an otoparkta bekliyordu.
Valizlerimizi çekerek yatakhaneden dışarı çıktık. Otoparka geldiğimizde Tylor'da pikabının arkasına eşyalarını yerleştiriyordu. Muhtemelen bu iki günü yine kulübesinde geçirecekti. Döneli çok zaman olmamasına rağmen o doğal ortamı özlediğimi hissettim, belki de özlediğim ortam değil başka bir şeydi.
Sharon'un abisi sanki başka yer yokmuş gibi arabasını Tylor'un pikabının yanına park etmişti. Odamda geçirdiğimiz saatlerden sonra onunla konuşma fırsatımız pek olmamıştı. Ona yaklaştığımızı hissettiği için eşyalarını yerleştirmeye ara verdi ve bana baktı. O an sarsıldığımı hissettim, çünkü gözlerinden yakıcı bir özlem okunuyordu. Benim gözlerimde ise onun ne gördüğünü bilmiyordum, sadece içimden geçenlerin bir ayna gibi gözlerime yansımamasını umdum.
Önce elimizdeki valizlere, sonra Sharon ve bana baktı. "Nereye gidiyorsunuz böyle?"
Sorusuna Sharon cevap verdi. "Nihayet Cathy'yi benimle birlikte gelmesi için ikna etmeyi başardım Bay Grey, eee artık geç bile kaldı. Daha önce sizin kulübenizde misafir olduğuna göre artık sıra bende," dedi.
Tylor'un gözleri başka bir şey söylerken ağzından, "Gidin tabii, umarım iyi bir hafta sonu tatili geçirirsiniz, bunu hak ettiniz," dedi.
Bu sefer ona cevabı ben verdim. "Teşekkürler Bay Grey, umarım sizinki de çok iyi geçer," dedim ve onun yanından ayrıldık.
Tylor'un gözlerinin hala bende olduğunu hissedebiliyordum, onu görmesem bile nerede olduğunu her zaman biliyordum. İkimizin enerjisi girdiğimiz her ortamda sanki birbirlerini arayıp buluyordu.
Sharon'un abisi bizim geldiğimizi görünce zoraki bir şekilde gülümsedi. Sharon hemen ikimizi tanıştırdı. "Bu abim Martin, bu da en yakın arkadaşım Cathy."
Ona tokalaşmak için elimi uzattım. "Tanıştığımıza memnun oldum."
Elini uzatmak için kısa bir an bekledi ve ellerimiz birbirine değdiği an aramızdan kısa bir elektrik akımı geçti.
Martin çarpılmış gibi hemen elini çekti. Hoşnutsuz bir ifadeyle "O da neydi öyle, gücün resmen beni çarpıyor," dedi.
İçimdeki hayvanlar onun kokusunu aldıkları anda hepsi birden ayaklandı. O çok güzel kokuyordu, taze ete hiç birisinin itirazı olmazdı. Sharon ise artık aileden biriydi, onu yemeyi hiç düşünmüyorlardı, o yalnızca korunacak ve sevilecekti.
Bu hafta sonunun benim için zor geçeceği şimdiden belli olmuştu ve içimdeki hayvanları hizada tutmak için çok dikkatli olmak zorundaydım.
Sharon hemen araya girdi. "Cathy buraya gelmeden önce bilgisayarında biraz zaman geçirmişti. Vücuduna istemeden elektrik yüklenmiş olmalı. Senin elinle temas ettiği anda ondaki elektrik sana geçmiştir, bu yüzden çarpıldın," diyerek aklımın ucundan bile geçmeyen bir açıklama yaptı.
Benim payıma da Martin'e bakıp onu zararsız olduğuma ikna etmek için gülümsemek düştü. Bu gülümseme kuş yutmuş bir kedinin gülümsemesi gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şekil Değiştirenler (TAMAMLANDI)
Fantasía"Beyaz iç çamaşırlarınız karanlıkta gece gökyüzünü aydınlatan havai fişekler gibiydi Bayan Willis, sizi görmemek imkansızdı." (+18 sahneler bulunmaktadır.)