Bu bölüm + 18'dir. Rahatsız olacaklara ve yaşı küçük olanlara duyurulur...
Kuşbakışı bakıldığında yemyeşil denizin ortasındaki ıssız bir adaya benzeyen kulübeyi gördüğümde inişe geçtim. Uzun süredir yolda olduğum için artık kanatlarımı kaldıracak gücüm kalmamıştı, bu yüzden dinlenmem gerekiyordu.
Dağın eteğindeki bu kulübe bana çöldeki vaha gibi, biraz nefes alacak ortam sağlayacaktı.
Yere iner inmez insan formuna geçmeye başladım. Tylor belki tek başıma gelmek zorunda kalırsam diye benim için yedek anahtar yaptırmıştı. Kulübenin ön cephesindeki gizli girintiye sakladığı anahtarı çıkartıp kapıyı açtım.
Sahibi olmadan kulübenin içi boş ve soğuk görünüyordu, buna rağmen tereddüt etmeden içeri girdim.
Biz şekil değiştirenler için içerinin havası soğuk değildi ama sanki bir ritüel gibi hemen şömineyi yakmak için uğraşmaya başladım.
Şöminenin önündeki sandalyede oturup ateşin yanmasını izlerken aklıma acımasızca öldürdüğüm Lamont Leroy ve kızı Elsa geldi. İçimde pişmanlığa benzeyen bir duygu aradım ama bulamadım. İçimde sadece doldurulması zor büyük bir boşluk vardı. Bunun dışında babamın ve Roger'ın katillerini öldürdüğüm için hiç pişman değildim.
Vücudumda hala Elsa ve Lamont Leroy'u öldürürken üzerime sıçramış olan kan lekeleri vardı, bu durumdan rahatsız oldum. Duşun altına girip üzerimdeki kan ve pislikten arınmaya çalıştım. Uzun bir süre saçlarımı ve vücudumu yıkadıktan sonra kapının arkasında duran Tylor'un gri bornozuna sarınıp banyodan çıktım.
Bornoz aynı Tylor gibi kokuyordu, ferah, baharatlı ve erkeksi. Kısa bir an için onu, yanımdaymış gibi hissettim, ama yoktu. Hoşnutsuz bir şekilde içimi çektim.
Çok acıkmıştım, bu yüzden yiyecek bir şeyler bulmak için dolabı karıştırmaya başladım. Geçen sefer açtığımız şarabın üçte biri hala duruyordu, ben de hemen kendime bir kadeh doldurdum. Tylor buraya her geldiğimizde taze yiyecekler getiriyordu. Şu an mutfak dolabında sadece makarna ve konserve tarzı yiyecekler vardı. Kendime şarapla birlikte yemek için bir kutu ton balığı konservesi açtım. Konserveyi ve şarabı şöminenin önüne taşıdıktan sonra ateşi seyrederek yemeye başladım.
Sanki hipnoz altındaki biri gibi ateşe baktıkça ve mideme bir şeyler girdikçe kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Konservenin ve şarabın hepsini bitirdikten sonra bornozu yerine astım. Yanımda hiç kıyafetim yoktu, aslında kulübenin içini arasam kesin Tylor'a ait bir şeyler bulabilirdim ama bu durumu umursamadım. Çok yorgundum, bu yüzden hemen yattım.
Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama dudağıma bırakılan öpücük ve Tylor'un odayı dolduran kokusuyla uyandım. Gözlerimi açmadan gülümsedim. "Rüya görüyor olmalıyım, şu an burada olamazsın değil mi?"
"Gözlerini açarsan emin olabilirsin," diyen Tylor'un sesi rüya görmediğimi anlamamı sağladı. Arabada gelirken dağılmış saçları ve keskin yüz hatlarıyla şu an çok çekici görünüyordu. Yeşil gözlerinde oluşan endişe bulutları benim burada olduğumu gördüğü için yavaş yavaş dağılıyordu.
Yeni uykudan uyandığım için kısık sesimle "Burada olduğumu nasıl bildin?" diye sordum.
"Burası yalnız kalmak için mükemmel bir yer. Bir de uçuş yönünden tahmin ettim," dedi Tylor, gittikçe koyulaşan yeşil gözleriyle,
Yavaşça eğildi ve canımı yakmak istemiyormuş gibi beni öpmeye başladı. Bana olan sevgisini öpücüğünden hissedebiliyordum ama aradığım şey bu değildi. Onu gömleğinden tutup sertçe kendime çektim ve tutkuyla öpmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şekil Değiştirenler (TAMAMLANDI)
Fantasía"Beyaz iç çamaşırlarınız karanlıkta gece gökyüzünü aydınlatan havai fişekler gibiydi Bayan Willis, sizi görmemek imkansızdı." (+18 sahneler bulunmaktadır.)