"Doktor, söyleyin ne oldu? Yibo'nun nesi var? O iyi mi şimdi?"
"Bay Xiao, Yibo çok iyi, merak etmeyin. Bir anda kalbi durdu ama onu tekrar geri getirdik. Şu an durumu stabil ve size bir müjde verebilirim. Yibo o krizden sonra parmaklarını oynattı, bu çok iyi bir işaret, yakında tamamen uyanacağı müjdesini verebilirim artık. Bugün makine olmadan nefes aldığını gördük, şimdilik sadece maskeyi takıyoruz. Ama makineleri durdurduk, kendi başına nefes alması iyiye işaret. Yine de makineden henüz çıkarmayacağım. Biraz izleyelim ilk yirmidört saat önemli. Umuyorum ki bizi mutlu edecek. Ben odamda olacağım bu gece burada nöbetçiyim. Ara ara gelip durumunu kontrol edeceğim, siz de biraz rahat olun artık."
"Doktor, çok teşekkür ediyorum. Yibo ile çok ilgilendiniz, minnettarım. Ben de bu gece burada olacağım, tekrar karakola gidip döneceğim."
Zhan, doktora saygıyla selam verip, çıkmasını izledi. Ardından Yibo'nun yanına oturdu.
"Yibo'm şu an beni duyuyor musun? Yine beni yalnız bıraktın. Ama bu kez uyanacağına inanarak gitmene üzülmeyeceğim. Sana hayalet olarak bile, ne çok alışmışım, hayalet değil de gerçek gibiydin. Bana ufacık bir işaret versen öyle mutlu olacağım ki anlatamam. Doktor uyanacağını söylüyor, inanıyorum, bana döneceksin, biliyorum. Seni çok seviyorum Yibo, beni çok bekletme. Bak yanındayım, hiç merak etme, eminim hayalet arkadaşlarında şu an merakla seni gözlüyorlar, uyanırsan mutlu olacaklardır. Jia, Xiu, Meng ve usta. Sen uyanınca onları sana anlatacağım. Hatırlamıyor olsan bile onları ve yardımlarını bilmen gerekiyor. Usta, beni duyduğunuzdan eminim, Yibo'yu size emanet ediyorum, şimdi gidiyorum. Akşam yine geleceğim. Yibo, seni seviyorum, akşam görüşürüz aşkım.
Zhan, hastaneden karakola geçti. Herkes orada toplanmış bir haber bekliyordu. Zhan onlara açıklama yapmalıydı artık.
"Arkadaşlar, şimdi size anlatacağım olaylardan, şok geçireceğiniz biliyorum. İçinizde bir şüphe de var eminim. Sen bu kadar ayrıntıyı nereden biliyorsun, düşünceleriniz olduğundan eminim. Size herşeyi şimdi neden anlatıyorum onu da anlayacaksınız. Bugün biraz üzgün, biraz mutluyum, şimdi beni dinleyin."
Zhan, tüm olanları baştan anlattı, herkes ciddi bir şok yaşamıştı, Cheng bütün bu olanlar gerçek dediğinde bile zor inanmışlardı . Sonunda Zhan rahatlamıştı.
"Yani, şimdi Yibo gitti mi Zhan, yanında değil mi?"
"Evet Cheng yine yalnız bırakıldım."
"Heyy, sakın böyle konuşma, biz hep yanındayız. Evet Yibo'nun yeri başka ama sen yalnız değilsin. Ayrıca tekrar bir araya gelmenize çok sevindim."
"Lulu çok haklı. Sen yalnız olduğunu asla düşünme. Veee biliyordum siz yeniden bir araya geldiniz ya önemli olan bu."
"Ziyi, Lulu canlarım, bir de siz bizi mutlu etseniz, ne iyi olacak. Chen ve Yuchen yaşlanmadan düğün görsek, diyoruz hani."
"Jiyaaang, şimdi bunun sırası mı?"
"Jiyang'ım çok haklı, şimdi değil de ne zaman sırası, elinizi çabuk tutun bizce. Evlilik çok güzel arkadaşlar. Tecrübeye kulak verin."
"Xuan'ım muaah, ne güzel konuştun."
"Tamam arkadaşlar, haklısınız. Jiyang ve Xuan, size katılıyorum. Bakın bize, ne çok zaman kaybettik. Ben ilk aşık olduğumda konuşsaydık belki farklı olurduk bugün. Ama Yibo'nun saldırıya uğramasını engellermiydik, sanmıyorum. O zamanlar bunu bilmiyorduk çünkü. Belki daha da kötü olacaktı. Bunu düşünmek bile istemiyorum. Diğer konuya gelirsek, biz henüz birlikte sayılmayız. Yibo uyandığında hayalet iken yaşadığı hiç bir şeyi hatırlamayacak. Güvendiğim tek nokta, o benim konuştuğum herşeyi duyuyor, kolay çözeceğiz bunu. Yeter ki Yibo hafızasını kaybetmiş olmasın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My ghost partner ~ Hayalet Partnerim YİZHAN
FanficKimsin sen? Veya kimsiniz? Neden benim çevremde ölüm var? Ve neden sadece erkekler? Yibo'ma ne yaptın? Çevremde gelişen garip olaylar ne?