My ghost partner ~ Hayalet Partnerim YİZHAN

15

    

     "İşe koyulma zamanı. Cheng, karakolda olağanüstü hal başlatmalısınız. Dışarıdan gelecek, her türlü yiyecek, içecek, kendiniz tarafından alınsın. Doktor'un ölümü çözülmedi. Kullanılan zehirin ne olduğu ise tesbit edilemiyor. Aklımıza potasyum siyanür geliyor ama o anında öldürür. İz bırakmayan zehirlerden biri kullanılmış. Adli tıbbın listesi var bununla ilgili ama şu an işimize yaramaz. Hangisi olduğunu henüz bilmiyoruz. Semptomlara göre hala araştırma yapılıyor.

     Benim bu cinayet ile ilgili fikrim var ama ne derece doğru bilemiyorum. Kim bu kadar rahat karakola girip, çiçekleri kahve makinesine koydu? Kameraların durdurulduğu bir an var. Bunu karakolu çok iyi bilen biri yaptı tabi ki. Ve bu sorgu başlamadan önce olmuş. Arada bağlantı kopuklukları olduğu için, herkes normal karşıladı bunu. İçeriden yapılmadı ama dışarıdan müdahale edildiği bariz. Bu da katilimizin iyi bir hacker olduğunu gösteriyor.

     Ama o kahve makinesinin o saate kadar kullanılmamış olması tamamen bizim şansımız mı? Onunda cevabı var. Katil zehiri makineye koymadı çünkü. O sadece bizim dikkatimizi çekmek için çiçekleri bıraktı. Doğal olarak bunu düşündük, gelen tahlil sonucu dosyalarınızda, temiz ibaresini göreceksiniz. Fincanlar da temiz. Neden dikkatimiz oraya çekilmeye çalışıldı derseniz, kafamızı karıştırmak istedi.

     O yanımızdaydı ve biz onu fark edemedik. Şu da olabilir, bu kişi çok sık, burayı ziyaret ediyor. Böcekler, izlenme programları yüklenmesi, bunu gösteriyor. Ve eminim ki bu kişi maske kullanıyor. Bizde onu bulamıyoruz, çünkü olmayan birini arıyoruz. Görüntülere bakın, biri var, bu adam hep çevremizde olmuş. Kuan araştırma yaptı yok bu kişi.

     Sanırım bu olaydan sonra bir daha gelmedi. 'Doktoru nasıl öldürdü o zaman?' sorusunun cevabı da basit. Bazı zehirlerin etki göstermesi uzun zamana yayılabilir. Doktor sabah kahvaltısında almıştı zehiri diye düşünüyorum. Sabah getirilen kahvaltıyı, sorgudan onbeş dakika önce yemiş. Sanırım bunun farkındaydı. Görüntüleri iyi incelediğinizi söylüyorsunuz. Başka detay yoksa mantığa en uygunu bu düşünce oluyor.

     Yine de, 'neden?' sorusu geliyor ardından. Belki hayranlık, belki hapishaneye gitme korkusu. Sonuçta idam cezası alması çok olasıydı. Bakın, kahve içerken parmağını fincana batırıyor, bilerek yapıyor bunu. Ölümle burun buruna ama o hala bizimle oynuyor. Ad söyleyeceği de yoktu. Öleceğini bilen birisi konuşmak isteseydi, çoktan o ismi verirdi. Neden dikkatimizi Yubin'e çekti? Çünkü onun tanık olduğunu biliyordu. O özel, ona dokunamazdım demesi ise başka bir soruyu doğuruyor. Neden? "

     "Bunları ne ara düşündün, buldun Zhan, inan aklıma gelmemişti. Ee boşuna Holmes lakabını almamışsın. Ben Yubin konusunu düşünüyorum. Hipnoz gerçekten işe yarayabilir mi?"

     "Bilmiyorum Ziyi, şimdi doktor konusundan yeni cinayete geçersek, adli tıp, bizim bildiğimizin dışında birşey söylemedi. Ve tahmin ettiğimiz gibi, bu öfke cinayeti. Adam, yurtdışında doğup büyümüş, yıllar sonra ailesi Çin'e dönmeye karar vermiş. O yine Fransa'da kalmış, daha bir ay önce dönmüş, sevdiği kız burada diye ve yeni nişanlanmışlar. Çalışıyormuş, iş yerindeki arkadaşları da kendi halinde biriydi diyorlar. Yani benim hiç çevremde olmamış. Sanırım o gece haftasonu diye biraz fazla içmiş. Ne yazık ki katilin kurbanı haline gelmiş. İpucu yok, görüntü yok, elimiz yine boş. Hastane tam bir fiyasko. İşimiz yıllıklara kaldı. Siz yıllıklara bakarken, ben kasabayı araştıracağım, ailem aksayan birini hatırlamıyor. Yubin sen annene sordun mu bunu?"

     "Hayır, Zhan, henüz sormadım. Yıllıklara bakalım önce, hatırladığım biri olursa daha net sorabilirim."

     "Tamam, haklısın, Jack, Darren, Raba siz de yeniden tüm görüntüleri gözden geçirin, bizim kaçırdığımız birşey olabilir.Ben eski okulumuzu arayacağım, umarım orada eskilerden birileri vardır hala.Yubin ve Jiyang çok dikkatli bakın, arada ara verin gözleriniz çok yorulmasın. Birazdan ben de size katılacağım. Cheng, siz şimdilik karakola dönün, fazla dikkat çekmeyelim."