30.Bölüm

606 86 39
                                    

Önceki bölüm

-Yüzsüz piç!

-Hahahahah...
.
.
.
.
.
Fu Chen Zi, masadan kafasını kaldırdı ve ağzının kenarından akan salyayı sildi. Oldukça ciddi duruyordu.

-Ondan gerçekten de hoşlanıyor musun?

Kaan da ciddeşti ve başıyla onayladı.

-Evet. Onu görene kadar ihtiyacım olduğunu bilmiyordum.

-Sen gerçekte kimsin? Yu Han Dao musun yoksa Yu Han Yao musun?

-İşte çattık. Şimdi ne bok söylesem?

-Yüzünde şişenin izi kalmış.

-Siktir! Konuyu değiştirdin.

-Hahahha..ne fark eder ki? Ya Dao ya Yao. Boşver.

-Hayır. Önemli. Karşımdaki kim bilmek istiyorum.

Kaan, bir süre düşündü. Sonunda aklına harika bir fikir gelmişti. Gözlerinde ki parıltıları saklayıp ciddileşti. En iyi yalan doğrularla karıştırılmış yalanlardı.

-Reenkarnasyon'a inanır mısın?

Fu Chen Zi, kaşlarını çatıp onayladı. Kaan'ın nereye varmak istediğini anlayamamıştı.

-Evet. Ruhun başka bir bedende yeniden doğması demek. Neden sordun?

-Peki ya Wanzi Wang ismini sorsam?

Fu Chen Zi, uzun süre düşündü. Sonra aniden aklına bir çocuk masalı geldi. Annesi bir keresinde onu korkutmak amacıyla anlatmıştı.

Zamanın birinde Wanzi Wang isimli büyük bir varlık yaşarmış. İsmi gibi on milyonlarca canlının kralıymış. Herkese hükmedecek kadar kudretliymiş.

Beyaz saçları bilgeliğinin göstergesiymiş. Gözlerinde ise siyah bir bandaj varmış. Sırtında ise devasa siyah kanatları bulunurmuş.

Wanzi Wang, ne zaman olduğu ve kimin yaptığı bilinmez binlerce kılıç ve zincirle bilinmeyen bir bölgeye hapsedilmiş. Ne zaman hükmettiği insanoğullarından birisi korkunç bir şey yapsa onu uzaklardan cezalandırırmış.

Kaan, tüm ciddiyetle hikayeyi anlatan Fu Chen Zi'ye baktı. Kendisini gülmemek için zor tutuyordu. Bir yandan da şaşkındı. Uydurduğu bir ismin gerçek(!?) olacağını tahmin etmemişti.

Kaan, eski türkçede kralların kralı demekti. O da bu dünyanın diline çevirdiğinde Wan wang zi wang oluyordu. Kısaltarak Wanzi wang ismini uydurmuştu.

Fakat bir çocuk masalında yer alan bir isim olacağını tahmin etmemişti. Gerçi o buranın çocuk masalını nereden bilsindi ki? Onun bildiği sadece küçük kırmızı başlıklı kız ya da hansel ve gratel idi.

Yu Han Dao ise çocuk masallarını bilmeden büyümüş zavallı bir çocuktu. Yine de Fu Chen Zi'yi bozmadan tüm ciddiyeti ile saçmalamaya devam etti.

-Bu masal gerçek. Bu beden Yu Han Dao'ya ait ama ben Wanzi Wang'ım.

Fu Chen Zi'nin gözleri sonuna kadar açıldı ve alnı kırıştı. Buna inanmak istiyordu ama fazla inanılmazdı.

-Sen ciddi misin?

-Evet. Son derece ciddiyim. Sadece bir kaç ay önce bu bedene geldim. Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.

-Yalancı!

-Gerçekten de doğruyu söylüyorum. Bunu kimseye söyleme.

-Hadi lan oradan! Yu Han Yao olduğunu söylediğin gibi saçmalıyorsun.

Writer's Journey (BL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin