5

23 3 0
                                    

(Elmama bakın🥰🌼 neyse! Az önceki bölüm bişiler oldu. Bi bakiim neler olmuş.?!)

-Ö-özür dilerim, diyerek selam verdim. O da öyle yaptı ve yanımdan süzülüp geçti. Öylece gitmesine izin veremezdim. O yüzden ona seslenip durdurdum.

-Q Bey, dediğimde dönüp gülümseyerek bana baktı.

-Numaranızı alabilir miyim?

-A-aah! Üzgünüm, sanırım bunu yapamam. Önce şirketime sormam gerek.

-Ama mecburum.

-Nasıl? Anlamadım.

-Siz...sanırım, dedim ve yanına yaklaşıp fısıldadım.

-Sanırım ben-benim rüya e-eşimsiniz.

-Si-sizin mi, diye sordu şaşkınlıkla. Gülümsemesi genişlemiş, kaşları kalkmıştı. Ben de başımı sallayıp onu onayladım.

-Ha-hayır benim bi rüya eşim yok. Sanırım biri ile karıştırdınız, dedi ama gülmemek için kendisini sıktığı çok barizdi.

-Hayır! Ben de ilk başta inanmıyordum ama eliniz...

-Elim mi?

-Evet. Bir de elinizdeki takı. Böyle kemikli parmaklar ve bu yüzük rüyamda gördüğümün aynısı. Sanırım sizsiniz, değil mi?

-Sanmıyorum. Kusura bakmayın, iyi günler, diyerek uzaklaştı. Rüya eşim öylece gözümün önünden geçip gitmişti ve ben de izlemiştim.

(Lee Hyunjae)
Changmin'i balık ekmek almaya göndermişlerdi ve biraz gecikerek gelmişti.

-Nerede kaldın, diye mızmızlandı Chanhee. Biz de elindeki poşetleri aldık ama ağzı kulaklarına vermişti.

-Ne gülüyorsun, diye sordu Sunwoo. Changmin de elinde kalan son poşeti yerden kalkmaya tenezzül etmeyen üyelere dağıttı ve dağıtırken de anlatmaya başladı.

-Yolda giderken şu Gang Bar'ın önünden geçtim. Biri ile çarpıştık ve sadece özür dileyip gitmeyi düşündüm. Ama sanırım uyuşturucu kullanmıştı, kafası amma güzeldi, dedi ve kocaman kahkaha attı.

-Bana dedi ki sanırım rüya eşim sensin. İnsanlar bununla kafayı bozmuş! İnanamadım! Benimle kafa buluyor sandım. İlk başta numaramı istedi çünkü, dedi ve poşeti yere bıraktı.

-Kabul etseydin fena mı olur? Belki gotik bi çocuk olurdun. Fazla renklisin Changmin, dedi Chanhee ve Changmin de gülerek yere oturdu. Kocaman kahkaha atmıştı.

-Ellerimden yola çıkarak böyle söyledi! Woaaah! İnsanlar kafayı yemiz.

-Ellerin mi, dedi Juyeon ve ben de güldüm. Herhalde el fetişi olan gotik bi ayyaştı.

-Evet, dedi ve tekrar güldü.

-Neye uğradığımı şaşırdım. Kemikli parmaklarım ve bu yüzüğü rüyasında gördüğünü söylemiş. Ama bu yüzük benim değil, dediğinde herkes kahkaha atmıştı ama ben elindeki yüzüğe bakmıştım. O benim yüzüğümdü.

-Hyung! Hyung bu senin yüzüğün, dedi Sunwoo ve Changmin'in elinden çıkarıp bana uzattı ama gülmekten patlamış gibiydiler.

-Ooooo Lee Jaehyun, dedi Sangyeon hyung ama herkes gülüşüyordu. Bu sefer ilgi bana geçmişti. Changmin de şaşırmış ve gülüyordu.

-YOK ÖYLE BİR ŞEY! Saçma sapan şeylerle aklınızı doldurmayın, diye kızdım ve yüzüğümü alıp ayaklandım. Elime taktım ve sonra gidip biraz balık ekmeği aldım. Onları yerken kaşlarımı çatmış yeri izliyordum. Böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Mantıklı mıydı böyle bir şey? Bu yüzük elimde uyudum mu hiç?

Lucid DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin