10

22 2 2
                                    

(Tamam tamam bu son eheheeh🥰)

Not kağıdını cebime koyup ben de oturdum. Hepsi benden bir açıklama bekliyordu. Gece yakalandığım bazı üyeler biliyor, bazıları bilmiyordu.

-Eee, diye sordu Sangyeon hyung. Boğazımı temizleyip boynumu kaşıdım ve anlatmaya başladım.

-Dün gece Miran'a bilet vermek için yurda gitmeden evinin önüne uğradım. Biletleri verecekken ablası pencereden bizi gördü ve beni tanımayıp yanlış anlayarak üzerime bi kova su boşalttı. Sonra ben de evine girdim kurulandım, eniştesinin kıyafetlerini falan giyindim ve eve geldim. İşte bugün de kıyafetlerimi temizleyip getirmiş.

-Bu kızla ileşitim halinde olmak ne kadar doğru? Yani rüya eşin falan ama ilk başta tanışmanın yeteceğini bi daha görüşmeyeceğinizi söylemiştin. Seni gördüğü gibi üzerine su boşaltan bir ablası varken...yani demek istediğim sıkıntı çıkarmaz mı, diye sordular ve ben de cebimdeki not kağıdını çıkarıp masanın ortasına attım. Younghoon aldı ve sesli bir şekilde okudu.

-Jaehyun, dediği zaman Sangyeon hyunga baktım.

-Pot kırıp yakalanmadığın sürece ne istiyorsan yap. İyi bir kıza benziyor, dedi ve sufleden bir cup aldı. Toplantı başlayana kadar hepimiz yemiş ve bitirmiştik. Sonra kabı kaldırıp masayı sildik ve hiç bir şey yokmuş gibi toplantıya girdik.

Uzun saatler boyunca süren toplantının sonucunda bazı kararlar alınmış ve konser düzenlemesi tamamlanmıştı. Şimdi geriye sadece konsere kadar pratik yapmak vardı. Uzun uzun çalışmalar, ardı arkası kesilmeyen fenalaşmalar...hepsi başlıyordu. Toparlanıp pratik odamıza gittik ve hiç beklemeden çalışmalara başladık. 1, 2, 3, 4, 5, 6....saatler akıp giderken biz hala pratik odasındaydık. Şimdi bir yemek molası vermek için durmuştuk ve gelen siparişleri almak için ben ve Jacob çıkmıştık. Şirketin kapısına gittik. Teslimat arabası olmadığına emin olduğum bir araba şirket kapısındaydı ve içinden bir bayan çıkmıştı. Elinde teslimat çantası vardı, telaşla koşuşturdu ve karşısında bizi görünce ayakları çivilenmiş gibi durdu. Yüzünü bir yerden çıkaracaktım ama aklımı zorlamam gerekiyordu. Neyse ki Jacob benden daha parlak zihinli çıkmıştı.

-Miran'ın arkadaşı? Restoranda karşılaşmıştık, dedi ve ben de o an hatırladım. Başını salladı kadın. Jacob elini uzattı.

-Jacob.

-Biliyorum. Da İjoo, dedi ve el sıkıştılar.

-Özür dilerim ama şu an el sıkışmaya vaktim yok, siparişi kimin yaptığını biliyor musunuz?

-Biz.

-Siz mi? Harika! O zaman bu sefer benden. Tut şunu, diyerek koca çantayı kucağıma bıraktı.

-Sipariş çantasını alayım, bugünlerde çok pahalı, dedi ve telaş içinde çantayı çıkarmaya çalıştı.

-Özür dilerim böyle karşılaşmak pek güzel olmadı ama hastaneye yetişmem gerek, bir arkadaşımız kaza-derken telefonu çaldı. Telefonu cebinden çıkarıp kulağına koydu ve sonunda Jacob hyung harekete geçerek çantayı çıkarmaya yardım etti. O sırada o da telefonla konuşuyordu.

-Naeil, Miran seni alacak diyorum anlamıyor musun kızım sen? Daehwi'nin arabasıyla alacak! Birazdan aşağıda ol, dedi ve kapattı. Sonra bize döndü. Çantayı kucaklayıp teşekkür etti ve arabasına gitti. Biz de hala şok içinde ona bakıyorduk. Arabasına binmeden önce çantayı pencereden içeri attı ve bize döndü.

-Daehwi, Miran'ın kuzeni, diye bir açıklama yaptıktan sonra arabasına binip son gaz uzaklaştı. Jacob'a döndüm. Bana bakıp gülümsüyordu.

-Napayım yani, dedim ve elimdeki yemeklerle pratik odasına geri döndük.

Lucid DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin