9

20 2 12
                                    

(Merve ile beraber Hyunjae'nin gülüşünden bahsettik...yine takıntı haline getirdim. Püüüğ!!!)

-Anlamadım. Konsere beklemiyor muydunuz?

-Hayır. Haber bekliyordum. Kendi kendinize bilet alıp konsere gelseydiniz zaten normalden bi farkı olmayacaktı ki. Seni ben davet ettim. Her neyse...şimdi gitmem gerek sen bana gelecek olan kişilerin kimlik numaralarını, doğum tarihlerini ve isimlerini yaz. Ben hallederim.

-P-peki. İyi günler.

-İyi günler, dedi ve kapattı.

-AĞAĞAĞAĞAĞAAĞ BİLİYORDUM! BU KADAR KARİZME BİR ÇOCUĞUN BÖYLE KRAL BİR HAREKET YAPACAĞINI BİLİYORDUM.

-KAPTIK! BİLETLERİ KAPTIK KAPTIK KAPTIK, diye çığlık atıp birbirlerinin ellerini tokatladı İjoo ile Haewol. Ben de başımı eğip güldüm.

-Yaz hadi, dedi ve kızlar yerlerine geri oturunca Hyunjae'nin istediği bilgileri gönderdim. Arkama yaslanıp lattemi bitirmeye çalıştım. İçim kıpır kıpırdı.

Akşama doğru kızlarla ayrıldıktan sonra eve gelmiştim. Yatağımda uzanmış boynumdaki kolye ile oynuyordum. Aslında...Hyunjae'nin sesi de çok çekiciydi. Çok hoştu.

-Aaah! Hayır kalbim yapma bunu bana! Yapma, dedim ve kendimi tokatladım. Ama bana yemek yediğimiz yerde baktığı zamanı ve bugün olanları hatırlayınca kocaman gülümsedim. Bana kahve içmeyi teklif etmişti ve de bugün yine beni konsere davet ederken bütün yüzümü izlemişti.

-Zavallıyım. Zavallı, dedim ve kalkıp masama oturdum ve ders çalışmaya başladım. Gece saat 3'e doğru telefonum titredi ve mesaja bakmak için telefonu elime aldım.

Lee Hyunjae:
Biletleri hazırladım. Sana link atabilirim ama ne olur ne olmaz diye biletleri sana da vermek istiyorum. Nerede verebilirim?

Ryu Miran:
Şimdi mi?

Lee Hyunjae:
Evet.

Evini söylersen gelip verebilirim. Yakınsam tabi eğer.

Ryu Miran:
*Konum*

Lee Hyunjae:
Fazla uzak değilmiş.

10 dakikaya orada olurum.

Ryu Miran:
Peki.

Mesajımı attıktan sonra hırkamı da alıp kapıya gittim. Tam çıkacaktım ki eniştemin sesini duymamla ufak çaplı bir çığlık attım.

-Ne yapıyorsun burada?

-Çıkmam gerek.

-Bu saatte? Nereye?

-Çıkmam gerek işte. Neresi olduğunu boşver. Evin önünde duracam zaten. Teslim almam gereken ufak bir şey var. Çok oyalanmam, sen beni idare et, dedim ve çıkıp kapıyı kapattım. Neredeyse 20 dakika beklemiştim ve soğuktan titremeye başlamıştım.

-Pardon! Pardon kusura bakma, diyen ses döndüm. Koşturmuştu ve nefes nefeseydi. Yanıma gelince ellerini dizlerine koyup soluklandı.

-Menajerimiz beni biraz tuttu. Juyeon ile onu kandırana kadar 10-15 dakika geçti.

-Ah! Sorun değil, koşturmana gerek yoktu.

-Sen çoktandır bekliyorsun değil mi?

-Yok...yeni çıktım.

Lucid DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin