(Yorobun ben geldim! Bugün yazmayacaktım ama sıkıldım dedim yaziiim <3)
Biraz daha yemek yiyip sohbet ettikten sonra kalkmak için ayrıldık. Restorandan çıktığımızda taksi çağırmak için telefonunu çıkardı ama bugün beni o kadar iyi hissettirmişti ki biraz daha geç gitmek istiyordum.
-Yürüsek mi?
-Bu şekilde mi, diyerek üzerimizi gösterdi.
-Ne varmış üstümüzde?..Ha ama sen topkulu ayakkabı ile yürüyemeyeceksen-
-Hayır hayır! Yürürüm ama demek istediğim...senin için sorun olmasın?
-Arkadaşımla yürüyüşe gitmenin nesi yanlış? Gidelim, dedim ve yürümeye başladım. O da yanımda benimle beraber yürüyordu.
-Sence...Jacob ile İjoo'nun yemeği nasıl geçmiştir?
-Bilmem. Jacob bu, evlilik kararı bile almış olabilir, o herife güvenemem bu konuda, dediğimde gülmüştü ve ben de ona bakıp güldüm.
-İjoo çok çabuk kabul etmez, için rahat olsun.
-İçim neden rahatsız olacakmış ki? Umarım iyi anlaşır mutlu olurlar.
-Değil mi? Umarım.
-Ha! Naeil ile Haewol nasıl? Uzun zamandır hiç karşılaşmadık.
-Biri kimya biri sanayi ile meşgul. Naeil...biz tanışmadan kısa bir süre önce biri tarafından terk edildi. O yüzden şimdi kendini hep derslere, iş başvurularına adıyor. Haewol da zaten...bölümü başlı başına çok zor.
-Değil mi? Bir gün...hep birlikte yemeğe çıkmalıyız.
-Sen hep böyle miydin?
-Nasıl?
-Bilmem. Yani...ilk tanıştığımızda çok hazır cevaptın bu yüzden kibirli ve şımarık olduğunu düşündüm. Biraz...hani derler ya serseri tipli. Öyleydin, beyefendiden çok uzaktın benim için yalan söyleyemem. Hatta...seni dövmek istediğimi bile hatırlıyorum.
-Wooaaah! Arkamdan neler dönmüş böyle, dediğim zaman sesili bir şekilde güldü ve bana baktı.
-Ama önemli olan fikrimi değiştirmiş olman değil mi?
-Şimdi nasıl düşünüyorsun?
-Kibar, kadınlara değer veren bir beyefendi gibisin.
-Eski fikrin bana daha yakın.
-Ahhh! Şu andan itibaren eski fikrime geri dönüyorum. Akıllanmaz herifin tekisin.
-Ne dersen serbestin. Bu gece çok güzel olduğu için umursamayacağım.
-Anladııım! Daha da bir şey demiyeceğim.
-Of! Sıcak oldu, dedim ve gömleğimin bir kaç düğmesini açtım.
-Taksi mi çağırsaydık?
-Neden?
-Sana şimdiden sıcak oldu, benim de ayağım acıyor. Ayakkabı ayağıma vurmasın sonra.
-Yürüyemeyeceksen en başta söylemeliydin!
-Yürümeyi teklif eden sendin!
-Reddetseydin! Yürü diye boğazına mı yapıştım?
-Iyyh! Dayaklık herif, dedi ve elini kaldırıp vurmak istese de son anda durdu ve hızlı hızlı önden ilerledi.
-NEREYE?
-TAKSİ BULMAYA!
-GECENİN BU SAATİNDE...Bu kılıkla nereye gidiyorsun offf, diyerek kendi kendime isyan edip arkasından koştum ve yanına yetişip birlilte yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucid Dream
FantasyYarım kalan rüyalarınızı tamamlamak için saçma sapan şeyler yapmaya kalkışmayın. Bu tarz gruplara girmeyin sakın...