Arabasını ailesinin evinin önüne park eden Karan, gözlerini yolcu koltuğuna çevirdiğinde arkasına yaslanmış bir şekilde, hareketsiz duran kardeşi ile karşılaştı.
-"İnmeyi düşünüyor musun, cadı?"
-"Düşünüyorum ama sen de bana katılırsan." diyen kardeşi ile gözlerini doğup büyüdüğü eve çevirdi. Her ne kadar bu mutlu gününü ailesi ile sonlandırmak istese de halası yüzünden bunu yapamayacağını biliyordu.
-"Yorgunum Kayra, eve gidip dinleneceğim."
-"Burada dinlen, o zaman... Hadi ama günün dedikodusunu yaparız."
-"Ben dedikodu yapmam."
-"Değerlendirmesini yaparız, o zaman." diyen kardeşinin ısrarcı tavırları ile omuzlarını düşüren genç adam, pes etmiş bir şekilde
-"Kabul etmediğim sürece arabadan inmeyeceksin, değil mi?" diye sordu.
-"Beni bu kadar iyi tanıman gözlerimi yaşarttı." diyen kardeşine gözlerini deviren Karan
-"İn hadi!" dediği gibi hızlı bir şekilde indi arabadan. Evin bahçesine giriş yaptığı an kolunda hissettiği parmaklarla evin kapısına doğru ilerlemeye başladı. Kapının önüne vardıklarında aralık olan kapı ile
-"Annemler de bizi bekliyorlarmış." diyerek içeri giren kardeşine ayak uyduran genç adam, salondaki koltuklarda oturan annesi, babası ve halasıyla göz göze geldi sırasıyla.
-"Hoş geldin, oğlum!"
-"Hoş bulduk, anne."
-"Ağabeyimle günün özetini yapacağız." diyen Kayra'yla
-"Bence çok güzel bir gündü." diyerek konuşmaya başlayan annesi ile tebessüm etti. "Gelinim diye demiyorum ama inanılmaz hamarat. Gerçi sadece hamarat olması yetmez, elinin lezzeti de gayet yerinde."
-"Kendisi de çok güzel. Ne giyse yakışıyor. Salı günü seçtiğim kıyafetleri deneyecek. Nasıl seçim yapacağız, bilemiyorum." diyen Kayra ile yanındaki tekli koltuğa oturan Karan
-"Çok da saygılı, güler yüzlü. Allah gönlümüze göre verdi." diyen babası ile oturduğu koltukta biraz daha yayıldı. Ümit'in yaşadıklarından ailesinin sevdiği kadını kabullenmesinin önemini çok iyi biliyordu. Ümit, sevdiği kadının ailesi tarafından asla kabul görmemişti. Bunun tek sebebi ise maddi durumunun o zamanlar günümüzdeki kadar iyi olmamasıydı. İpek, Ümit'i sevdiğini söylese bile, arkadaşı evliliklerinin sonunu göremediğini söyleyerek nişanı atmıştı. Ümit'in haftalarca hatta aylarca acı çektiğini biliyordu. Yıllardır hayatına kimseyi almamıştı çünkü hala İpek'i seviyordu.
-"O kadar övüp durmayın şu kızı. Eve girmeden tanıyamazsınız." cümlesi ile düşüncelerinden sıyrılan Karan, az önce yayıldığı koltukta dik duruma geldi.
-"Abla bence sen ağzını açıp tek kelime etme. Bugünkü kotanı doldurdun."
-"Ben içimden gelenleri söylüyorum."
-"Bırak içinde kalsın, hala. Böylece kimseyi kırmazsın."
-"Bu kadar kırılgan olması benim sorunum değil... Kadın dediğin biraz güçlü olacak."
-"Hayal, son derece güçlü bir kadın."
-"Ben öyle düşünmüyorum." diyen halası ile istemsizce kaşlarını çatan Karan göz göze geldiği halasının konuşmasını dinlemeye başladı. "Bana kırılma, oğlum ama her başarılı erkeğin arkasında kendisini sırtlayabilecek bir kadın vardır. Sen gayet başarılı bir adamsın ama Hayal bunu sırtlayabilecek kadar güçlü bir kadın değil. Evleneceğin kadın Didem olsaydı böyle söylemezdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkımızdaki Düşman
Teen FictionYETİMHANEDE BÜYÜYEN İKİ ARKADAŞ HAYAL VE DİDEM... MESLEĞİNDEKİ BAŞARISIYLA KENDİNİ ORTAYA KOYAN BİR ADAM, KARAN... ORTAYA ÇIKAN TAKINTILI VE MASUM İKİ FARKLI AŞK... İKİ ARKADAŞTAN BİRİNİN TAKINTILI AŞKI DİĞERİNİN MASUM AŞKINI GÖLGELEMEYE ÇALIŞIRSA N...