36. BÖLÜM

98 11 5
                                    

Karanlığa teslim olan gökyüzünü gözünü bile kırpmadan izleyen Hayal, son birkaç aydır yaşadıklarını düşünüyordu. Yaşadıklarını her gözden geçirişinde kendisini en çok üzen olay kardeşim dediği insanın kendisini sarhoş bir şekilde barda bırakıp gitmesiydi. Hayatı boyunca olmadığı kadar savunmasız olduğu o akşam on yedi yıl boyunca güvendiği insan tarafından ihanete uğramış, haftalar önce tanıştığı adam ise sığındığı limanı olmuştu. Derin bir nefes alan genç kadın gözlerini gökyüzünden sol yüzük parmağında duran alyans ve tektaş yüzük ikilisine çevirirken sağ elinin baş parmağı ile işaret parmağını yüzüklerinin üzerinde gezdirmeye başladı. Karan ile birbirlerine vermiş oldukları sözlerin temsilcisi olan yüzüklere son nefesine kadar sahip çıkacağı konusunda kendisine söz verdikten sonra gözlerini sağ tarafında sessiz bir şekilde oturmaya devam eden kocasına çevirdiğinde karşılaştığı manzara ile vicdanının sızladığını hissetti. Başı öne düşmüş bir şekilde uyuyakalan kocasının çatılı kaşları olduğu pozisyondan çokta memnun kalmadığını gösteriyordu. Hafif bir şekilde kocasının yanına doğru kayan genç kadın, sağ elini kocasının omzuna koyduktan sonra kısık bir ses tonuyla  "Karan!" diye seslendi. Kocasından herhangi bir tepki alamayan Hayal, kocasının ismini ikinci defa seslenirken bu sefer hafif bir şekilde sarstı. İsminin seslenilmesi ve bedeninin hafif bir şekilde sarsılması ile gözlerini açan genç adam, nerede olduğunu idrak etmeye çalışırken yanı başında duran karısının ilgili yeşil gözleriyle karşılaştığında nefesini tuttu. Az önce kendisine boşanmak istediğini söyleyen karısından böyle bir ilgi beklemiyordu.

-"Hayal?"

-"Burada uyumuşsun! Hadi kalk evimize girelim." cümlesi ile çatılı kaşlarını biraz daha çatan Karan

-"Evimize?" diye tekrarlarken tek amacı duyduklarının doğruluğunu ispatlamaya çalışmaktı.

-"Evet. Evimize."

Kafası karışmış bir şekilde "Hayal, biz seninle konuşuyorduk." dediği esnada sözünü kesen karısının

-"Konuşmuyorduk! Aslında konuşmamız gerekiyordu ama ben kendimi biraz fazla kapattım sanırım." demesi üzerine oturduğu yerde dikleşen Karan

-"Öyle mi?" diye sorarken kafası hala karışıktı.

-"Öyle ve bilmelisin ki özür dilerim. Bu kadar zayıf bir karaktere sahip olduğum için." diyen Hayal, ellerini ellerinin arasına alan kocasının

-"Sen çok güçlüsün. Ben sadece..." cümlesini tamamlayamadan konuşmasına ara verirken ellerini sıkan parmaklardan güç alarak konuşmasına devam etti. "Benden boşanmak istiyor musun?"

-"Ha-hayır!" diyen karısının gözlerinin yaşarmaya başlamasıyla karısını kollarının arasına alan genç adam

-"Çok şükür." derken sesi fısıltıdan farksızdı.

-"Bunu da nereden çıkardın?"

-"Kabus görmüş olmalıyım."

-"Ben senden boşanmayı hiç düşünmedim. Ona da söyledim."

-"Ne söyledin?" diye sorduğu an kollarının arasından çıkan karısının

-"Senin gönlünü alacağımı ve sonrada çok mutlu olacağımızı söyledim ama bunu ona inat olsun diye söylemedim. Hak ettiğimizi düşündüğüm mutluluk için söyledim." cevabı ile istemsizce tebessüm etti. Bunlar sevdiği kadından duymak istediği sözlerdi ve az önceki Hayal'e göre son derece gerçekti.

-"Hayal, her şey yoluna girecek. Sadece biraz zamana ihtiyacımız var."

-"Biliyorum ama bilmelisin ki benim en çok senin sevgine, şefkatine ihtiyacım var. Benim sana çok ihtiyacım var."

Aşkımızdaki DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin