30. BÖLÜM

121 6 9
                                    

10.08.2020

Üzerine giydiği yarım kollu, mavi renkli elbiseye yakışacak şekilde yaptığı topuzuna son tel tokayı takan Esma, hazır olduğundan emin olduktan sonra oturduğu sandalyesinden kalkıp dolabına doğru ilerlemeye başladı. Tüm duvarı kaplayan giysi dolabının kendisine ait olan kapağını açtığında en üst rafa ulaşabilmek için parmak uçlarında yükseldi. Rafa doğru uzattığı parmaklarının değdiği kutu ile aradığını bulmuş olmanın verdiği heyecanla parmaklarını kutunun etrafına sarıp kendisine doğru çekti. Dikdörtgen şeklindeki küçük boy kutu ile yatağının kenarına oturduktan sonra hiç düşünmeden kutunun kapağını açıp içindekilere göz gezdirmeye başladı.

Kırmızı kese içindeki köstekli saati, damla şeklindeki elmas bilekliği içinde barındıran kutuyu es geçerek beyaz belleği avuç içine alan Esma, dolan gözlerini kırpıştırarak bakışlarını kendisine yaklaşan adım seslerinin sahibine çevirdiğinde kapı pervazına yaslanan eşinin "Zamanı geldi, desene." cümlesi ile başını salladıktan sonra

-"On sekiz yıldır sakladığım emaneti bugün sahibine vereceğim." derken içten içe heyecanlandığını hissetse de içindeki endişe ile konuşmasına devam etti. "Umarım... umarım Hayal bana kızmaz!"

-"Sana neden kızsın ki?"

-"Bu kutuyu yıllardır sakladığım, O'na vermediğim için."

-"Sen rahmetli teyzesinin vasiyetini yerine getirdin. Hayal bunu anlayacaktır."

-"Umarım dediğin gibi olur."

XXXXXXXXXXXXXX

Arabasını usta bir manevra ile nikahlarının kıyılacak olduğu belediye binasının önüne park eden Karan, gözlerini sessiz bir şekilde yanında oturan müstakbel karısına çevirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arabasını usta bir manevra ile nikahlarının kıyılacak olduğu belediye binasının önüne park eden Karan, gözlerini sessiz bir şekilde yanında oturan müstakbel karısına çevirdi. Üzerindeki beyaz elbisesi, maşalı saçları ve ışıl ışıl parlayan yeşil gözleriyle her zamanki gibi büyüleyiciydi.

-"Heyecanlı mısın?" diye sorduğu anda yeşil gözlerin odağı olan genç adam alacağı cevabı biliyordu çünkü yanındaki kadını çok iyi tanıyordu. Heyecanlandığında susmak yerine konuşmayı tercih eden bir kadındı, Hayal.

-"Heyecanlı değilim ama mutluyum! Çok mutluyum!"

-"Bende öyle. Gerçi bende bir nebze heyecan da var." diye itirafta bulunan Karan, sağ elinin üzerinde hissettiği eli sımsıkı tutarken

-"Karan, biz gerçekten evleniyoruz!" diye şakıyan kadın ile dudaklarında beliren tebessüme engel olamadı.

-"Evet, güzelim. Biz birbirimizin ailesi olacağız." dediği an dudaklarını sevdiği kadının dudaklarına bastıran Karan, duyduğu tıklatılma sesi ile hızlı bir şekilde uzaklaştı, Hayal'den. Utanmış bir şekilde kendisinden uzaklaşarak bakışlarını birbirine kenetlenmiş ellerine çeviren Hayal ile bakışlarını sesin geldiği yöne -sürücü koltuğunun camına- çevirdi. Karşı karşıya geldiği siyah gözler ile meydan okurcasına

Aşkımızdaki DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin