20. BÖLÜM

231 16 11
                                    

16.05.2020

'Yaza merhaba!' diyen güneş, perdenin izin verdiği ölçüde odayı doldurmaya başladığında içini çeken genç kadın, yaşadığı hayal kırıklığı ile yüzünü buruşturdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Yaza merhaba!' diyen güneş, perdenin izin verdiği ölçüde odayı doldurmaya başladığında içini çeken genç kadın, yaşadığı hayal kırıklığı ile yüzünü buruşturdu. Karan'a yatacağını söyleyip odada yalnız başına kaldığı anda uyuyamayacağını anlamıştı ama geri adım atmamak adına odadan dışarı çıkmamıştı... Uzun bir süre kapının önünde ayakta dikildikten sonra Karan'ında beğeneceğini düşünerek aldığı elbiseyi hızlı bir şekilde üstünden çıkarıp odada bulunan koltuğun üzerine bırakmıştı. Pijamalarını üzerine geçirdiğinde ise gözü odanın en uç köşesindeki boy aynasına takılmıştı. Yüzündeki makyajı, saçlarına yaptırdığı su dalgası varlığını sürdürmeye devam etse de bu güzel göründüğü anlamına gelmiyordu ne yazık ki! Çünkü aynada kendisine bakan yansıması son derece üzgün, kırgın ve çaresizdi. Gözlerini kapatarak başını sağa sola sallayan genç kadın, kendisini sakin bir şekilde yatağa bıraktığında yeşil gözleri beyaz tavanla buluştu ve son on iki saatte yaşadıklarını gözden geçirdi.

Kuaför kapısından dışarı adımını attığı anda sevdiği adamla göz göze gelen Hayal, aşık olduğu kahvelerdeki beğeniyi, hayranlığı ve aşkı hissetmişti. Eda ve Didem, arabanın arka koltuğundaki yerlerini aldıklarında kendisi için kapıyı açan sevgilisinin fısıldadığı 'Senin yaptığın Eda'ya haksızlık!' cümlesi hareketsiz kalmasına sebep olsa da iltifatın naifliği sebebiyle yüzünün kızarmasına engel olamamıştı. Eda, güzelliğine üzerindeki gelinlikle güzellik katmış, günün ışıldayan elması olmuştu ve yanındaki herkesi sönük bıraktığına emindi ama kendisini beğenmesini umduğu tek kişiden aldığı iltifat kalbinin bir kelebeğin kanatları gibi atmasına sebep olduğunda nerede olduklarını unutmuş bir şekilde sevgilisinin dudaklarına masum bir öpücük kondurmaktan alamamıştı kendisini. Şaşkınlık ve mutluluk dolu gözlerle kendisine bakan sevgilisinin 'Sana daha fazla iltifat etmeliyim.' iması kızarmış yüzünün biraz daha kızarmasına sebep olurken elbisesinin izin verdiği hızla arabadaki yerini aldığında kıkırdayan Eda'nın 'Siz bizim kadar beklemezsiniz. Bu sene kıyarsınız nikahı.' şakasına Karan arabadaki yerini aldığı için karşılık verememişti... Gelin almada, düğün konvoyunda, bara ilk giriş yaptıklarında bile yanından bir saniye ayrılmayan sevgilisinin kendisinden ilk ve tek uzaklaşma sebebi gelecek olan davetlileri karşılama görevini arkadaşları ile üstlenmiş olmasıydı... Ne olduysa da ondan sonra olmamış mıydı zaten? Tolga'nın kaderin cilvesi olarak Karan ile kapıda karşılaşmaları, sohbet ederek yanlarına gelmeleri ve tabi ki de gerçeği kavradığı ilk saniyedeki duygu değişikliği.

Beyninde dönüp duran görüntüler, boğazını sıkan bir çift elden kurtulmak istercesine yatakta doğrulmasına sebep olduğunda üzerini örten ince battaniyeyi yatağın boş tarafına bıraktı ve birkaç parça kıyafetine ev sahipliği yapan dolaba doğru ilerledi. Eline aldıklarının ne olduğuna dikkat etmeden dolabın kapağını kapatan Hayal, kararsız adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladığında sadece dört adımda kapının önünde buldu kendisini. Kulağını yavaş bir şekilde kapıya yasladığında evin içinde gezen ayak ya da pati seslerini duymayı beklese de ev fazlasıyla sessizdi. Farkına vardığı gerçekle kulağını kapıdan uzaklaştıran genç kadın sinirlenerek ayağını sert bir şekilde yere vurdu.

Aşkımızdaki DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin