Elimdeki nota bakakaldığımda kız yanımdan ayrılmıştı. Notu yazanın yaşının küçük olmadığından emindim. Hatta yazan kişinin kız olmadığından da emin sayılırdım. Kullandığı üslup aklımda erkek bir siluetin oluşmasını sağlıyordu. Bir kadının durduk yere başka bir kadına zarar vermek isteyeceğini ya da anonim biriymiş gibi davranacağını da sanmıyordum. Ama yanılıyor da olabilirdim. Nota tekrar baktım ve katlayıp arka cebime yerleştirdim. Bu kişi şu an buradaydı. Seyirciler arasındaydı. Gözlerimi tribünde dolaştırıp birini aramaya başladım. Kimi aradığımı ve bulacağım kişiyi bilmiyordum ama o kişinin gözüme çarpacağını düşünüyordum. Gözlerim pistin etrafını yuvarlak halde çevreleyen tüm tribünü tararken yanıma yaklaşan motosikletin sesiyle takibime döndüm.
İri yarı ve esmerdi. Kolları boydan boya dövmeyle kaplıydı. Üzerindeki askılı atlet, Bulldog lakaplı rakibimin kol kaslarını ortaya çıkararak daha da iri görünmesine yol açıyordu. Kel adam, top sakalını sıvazladı ve ben yanına gelirken bana önem vermediğini belirten bir bakış attı. Gözlerimin sadece az çok seçildiğini biliyordum yani ona ters bir bakış atmamın bir anlamı yoktu.
Onun motosikleti vücudunun altında ufacık kalıyordu. Gidonu oldukça yüksek bir modeldi. Kafasına kaskını geçirdi. Ben de motoru çalıştırdım. Havaya sıkılan silah ile yarış başladı.
Son virajlara gelene kadar öndeydim ama virajlarda Bulldog farkı kapatmaya yemin etmişçesine bana yaklaşmıştı. Virajlarda bütün dikkatimi vücudumdan zafere yöneltmiştim. Çünkü vücuduma odaklanırsam ezbere aldığı virajları o kadar rahat alamayacaktı. Geçmişin pençesi, son virajdan kurtulurken elini kazağıma geçirmeye çalışmıştı ve kaçırmıştı. Aklıma dolan sözler ve bağırışlar elbette gitmemişti. Ama bunlara kulaklarımı tıkamayı bir şekilde başarmıştım. Dikkatimi yolda olmasına özen göstermiştim. Dikkatim yolda gözlerim ilerideydi. Hatta ikinci virajdayken az kalsın dengemi kaybediyordum ama başarmıştım. Geçmiş belki de beni yakalamıştı ama dikkatimi çekememişti. Saniyeler süren virajlarda üst üste iki kere savruluşumun sonunda bugün nasıl alabildiğimi bilmiyordum. Belki de not hırslanmama sebep olmuştu. Belki de sadece şanstı. Ufak bir farkla da olsa kazanmıştım.
Normalde çok yüksek seslerle alkışlanırdım. Yani tüm semt inlerdi. Ancak bu sefer neredeyse herkes kaybetmemi istiyormuşçasına sessizdi. Sevinen kişilerde bu sessizlik karşısında bir süre sonra susmuştu. Şu an ölüm sessizliği vardı bir nevi. Motosikleti pistin dışına çektim. Madem kimse bunu beklemiyordu birinci olmamı ben de kimseye bir teşekkür borçlu değildim.
Pistin dışına çıkınca herkes yarı şaşırmış yarı afallamış halde bana bakıyordu. Tribünlerin altındaki geçitten geçerek dışarı çıktım. Bahislerden kazandığım paralar Büyük Patronun Mekanı'na iletiliyordu. Ben de işime gelince alıyordum ancak bu akşam için tek planım eve gitmekti sanırım.
Zihinsel olarak çok yorgun hissediyordum ve bunun kanıtı başımın ağrımaya başlamasıydı. İşler sarpa sarmaya başlarken bu X kişisi de nereden çıkmıştı? Bundan birkaç ay önce bununla karşılaşsam muhtemelen güler geçerdim. Hatta zamanım olacağından belki karşılık verirdim. Ama şu an için beni korkutuyordu. Rakiplerimden değildi çünkü beni açık açık tehdit etmemişti.
Eve vardığımda ne ile karşılaşacağımı merak ediyordum. Belki yeni bir not? Belki yeni bir kahve?
Evin kapısının kilidi açarak içeri girdim. Hızla tüm pencereleri kontrol ettim. Herhangi açık veya aralı bir pencere yoktu. Mutfağı özellikle buzdolabını kontrol ettim. Herhangi farklı bir şey yoktu. Yatak odasını ve oturma odasını kontrol ederek bir not aradım. İlk başta tahmin ettiğim gibi tribündeydi ve yarışı izlemişti. Ben kaybetmemiştim. Şimdi ne olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dışarıda Kalanlar
Teen Fictionİki buçuk yıl önceki geçmişinden pistlerde yaptığı hızla kaçan Sahil, gerçek kimliğini de iki buçuk sene öncesine gömmüştü. Birden ona ulaşan gizemli notlar ve kazandığı yarışın gecesinde yaralı bir şekilde kapısına dayanan Atlas. Atlas neden notla...