Baykuş İni'nde birden fazla pist vardı. Hepsinin ismi de farklı farklıydı. Cehennem, Şeytanın Sağ Kolu, Azrail ile Tanışma, Araf ve Cennet. Şahsi fikrimi sorarsanız size rahatlıkla en sevdiğimin Şeytanın Sağ Kolu olduğunu söyleyebilirdim. Bu pistin virajları çok keskindi. Hafta içinde yarışların yapılacağı pistlere göre bir antrenman haritası düzenliyordum kendime ama bu piste yapılan yarışlar çok nadirdi. Ve bu pistin yarışlarında en başarılı kişiler arasındaydım -düne kadar.
Eğer olacak yarışlar hâlâ belirlenmemişse de bu piste gelirdim çünkü diğer pistlerde daha zorlu mekanizmalara sahipti.
Cennet yeni başlayanlar içindi. Bir nevi Go Kart pisti gibi belli bir rotada sürekli sürüyordunuz. Orada daha çok on altı on yedi yaşlarında kişileri görmek mümkündü.
Sonra Araf geliyordu. Virajların keskinliği sizin direksiyon hâkimiyetinizi Cennet pistine göre zorlayacak kadar artıyordu.
Cehennem, Araf'ın peşinden geliyordu. Burada atlayış yapmanız gereken iki yer ve artı olarak üstünüze gelen güllelerden kaçmanız gerek bir yer vardı. Açıkçası benim yarıştığım pistler Cehennem'den sonra başlıyordu.
Şeytanın Sağ Kolu, biri oldukça uzun olmak üzere üç atlayış, beş keskin viraj -diğer tüm pistlerin virajlarından daha keskin olduğundan savrulma ihtimaliniz çok fazla-, iki gülleli yer alan içeriyordu. Benim en sevdiğim pistti.
Azrail ile Tanışma ise dümdüz bir yoldu. İstemediğiniz kadar yüksek hızlarda çıkabileceğiniz bir yol. Virajsız, atlamasız, güllesiz dümdüz yol. Hızınızı deneyebileceğiniz bir yol. Sonu uçurum olan dümdüz bir yol.
Çok iyi hatırlıyordum yaklaşık iki yıl beş ay önce o pistin tüm yolunu yürümüştüm. En sona geldiğimde çökmüş ve uçurumun kıyısına oturmuştum. Aşağısı sisten görünmüyordu. Ben de ya yine yaşarsam diye düşünmüştüm. Ya yine yaşarsam? Herkesin içine doğan intihar bende başka şekilde boy göstermişti. Ya yaşarsam? Ya tekrar hayatta kalırsam? Yükseklik ölümüme yeterli gelmezse?
O an aklımdan beni sevenler geçmemişti. Yani geçmişti de hepsinin bir yolunu bulup hayata tutunacağı kimseler vardı yanlarında. Hepsinin sırtını okşanıp omzunda ağlayacağı kimseler vardı.
Koç bile benim arkamdan üzülünce tek kalacak kadar yalnız değildi. Koç'un gece hayatı meşhurdu mesela. Her pazar gecesi dağıtır derken tek bahsettiğim alkol değildi, yattığı kişiler vardı.İstese kendini adayacağı birilerini de bulurdu pekâlâ. Kendine yeni öğrenci bulurdu, yeni rakipler bulurdu... Benim dışımda da bir sürü arkadaşı vardı onun. Ne kadar yakın ilişkilere sahipti onlarla bilemem tabii de... Vardı onun da birileri.
Bense dibini göremediğim bu uçurumda elime uyumamak için aldığım enerji içeceği ile oturuyordum. Benim ya yaşarsam kuşkusuyla cesaretim yoktu ama bugün eğer biri intihar edecekse beni de yanında götürür umarım diyecek kadar cesaretim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dışarıda Kalanlar
Genç Kurguİki buçuk yıl önceki geçmişinden pistlerde yaptığı hızla kaçan Sahil, gerçek kimliğini de iki buçuk sene öncesine gömmüştü. Birden ona ulaşan gizemli notlar ve kazandığı yarışın gecesinde yaralı bir şekilde kapısına dayanan Atlas. Atlas neden notla...