Dediğin şeyin farkında mısın?" diyerek geriledim. Belime sarılmış kolunu ittirdim. "Kendin durulan ve çık." Kendimi önce kabinden sonra ise banyodan dışarıya attım. Islak kıyafetlerimden yere damlayan suları umursamayarak yatak odasına geldiğimde ilk yaptığım şey kapıyı kilitlemek oldu. Bir kriz habercisi olan burnumun sızlanmasının üzerine pek düşünmemeliydim.
Sorun onun hareketleri değildi. İstesem onu etkisiz hâle getirebilirdim. Ama beni durduran neydi? Onun benimle şakalaştığına emin olan tarafım kimdi? Ona güvenen ya da bunu yapmayacağına neden inanmıştım? Onun şakalaşmasına neden katılmış hatta kendim de ona takılmıştım? Bundan rahatsızlık duymamıştım. Artırıyorum, hoşuma gitmişti.
Söyledikleri hoşuma gitmemesi gereken şeylerdi. Rahatsız olmalı ve bu konuşmayı açmamasını sağlamalıydım. Sertçe konuyu kapatarak devam ettirmemeli ve onun sınırları aşmaması için uyarmalıydım.
"Neden?" diye fısıldadım. Dolan sol gözümle görüşüm bulanıklaşmıştı. "Neden?" diye üst üste mırıldanırken robotik hareketlerle üstümdekileri çıkarmaya başladım. Şortuma geçtiğimde aklıma gelen gülüşle şortu yere sertçe fırlattım. Sigaraya ihtiyacım vardı. Sigara istiyordum. Nefes alamıyordum.
Islak olan iç çamaşırlarımı görmezden gelerek üstüme bol kıyafetler giyindim. Islak çamaşırlar rahatsız ediyordu ama oturma odasında bıraktığım sigara paketine ulaşmalıydım. Hızlı olursam onunla karşılaşmazdım sanırım. Kilidi açıp içeri yönelecektim ki onu birkaç adım ötemde öylece dikilirken buldum. İçeri falan adımlamıyordu, duştan çıkalı biraz olmuştu ve kapıyı açar açmaz göz göze gelmemiz onun burada beklediği anlamına geliyordu.
"Özür dilerim," dediğinde ses tonu daha önce hiç duymadığım kadar ince ve kısıktı. Gözümü kaçırdım. Dolan gözümü görmesini istemiyordum.
"Ben," diye devam etti. "Benim amacım kötü değildi. Sadece şakalaşmak istemiştim. Yakınlıktan o kadar da rahatsız görünmüyordun, ben yanlış yorumlamış olmalıyım. Verdiğim rahatsızlık için ö-"
"Sigara paketimi gördün mü?" Gözümü içeride dolaştırmama rağmen hâlâ bulamamıştım.
Afallamış olmalı ki birkaç saniye sessizlik hüküm sürdü. "Görmedim," dediğinde sesi kısıktı.
"Tamam, o zaman," diyerek arkamı döndüm.
"Yarın giderim."
"Ne?" derken tüm dikkatim ona kaymıştı. Görmesini umursamayarak onunla göz göze geldim.
"Şu anda saat geç oldu. O yüzden yarın gidebilirim. Sadece bana kıyafet vermeni istesem-"
"Gitmeni istemiyorum." Sesim kendinden çok emin çıkmıştı. Devamını getirmeliydim. Bu ikinci kere sözünü kesişimdi ve bir açıklamam olmalıydı. O aralı kalmış dudaklarını kapatmıştı. Bana konuşmam için zaman tanıyordu. "Sana bakacak birileri var mı ki?" Ona cevap verme fırsatı tanımadım.
"Yok, o yüzden burada kalmalısın. Kalman gerekiyor." Kalmanı istiyorum. "Dikişlerin alınınca gidersin."
"Benden rahatsızlık duyuyorsan gitmeliyim, Athena," dedi bir şeyleri açıklığa kavuşturmak istercesine. "Evin içerisinde sürekli olarak beraberiz ve sana rahatsızlık vermek istemiyorum daha fazla. Tanımadığın birisi evinde ağırlayarak zaten olması gerekenden daha fazla yük alıyorsun. Bir de benimle ilgilenmen gerekiyor. Kusmalarım da cabası."
"Buna ben karar veririm," diyerek çıkıştım. Gitmesini istemiyordum. Yaşadığım saçma sapan duygu değişimlerinden dolayı gözüm tekrar doldu. "Eğer gitmek istiyorsan git. Ama sana bakmak bana rahatsızlık vermiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dışarıda Kalanlar
Teen Fictionİki buçuk yıl önceki geçmişinden pistlerde yaptığı hızla kaçan Sahil, gerçek kimliğini de iki buçuk sene öncesine gömmüştü. Birden ona ulaşan gizemli notlar ve kazandığı yarışın gecesinde yaralı bir şekilde kapısına dayanan Atlas. Atlas neden notla...