melindayla yatmadığını söyle

5.2K 574 247
                                    


Bok gibi ve anlamsız geçen bir günün sonunda neden aramızın bozulduğunu bile anlayamadan odamda yalnız başıma kalmıştım. Ne kadar düşünsem de yine vardığım tek sonuç şuan Minho'nun kolları arasında olmayı istiyor oluşumdu.

Saate baktığımda Minho'nun klasik eve geçme saatinin geldiğini görmemle kalktım. Üstüme hızlıca bir hoodie ve pantalon geçirip telefonumu da aldığım gibi evden çıktım, annem zaten yine nöbetteydi.

Hızlı gitmek için bir taksi tutup adresi verdim ve yolu izlemeye başladım. Ailesi çok nadir geldiği için Minho kocaman evde genelde tek başına oluyordu. Tabi Changbin, Chan ve Hyunjin dediğine göre hiç evden ayrılmıyordu ama sorun değildi.

Taksi durduğunda kılıfıma koyduğum parayı uzatıp hızlıca indim. Evin bahçesine girdiğimde içeriden gelen yüksek sesli müzikle rengarenk aydınlanan pencerelere baktım. Dans eden ve kapıda kusmaya giden insanlara göz ucuyla baktım. Parti vereceğini söylememişti diye düşünsem de iç çekip içeri girdim.

Hiç tanıdık yüz görmemenin verdiği panik yüzünden gözlerimi etrafta gezdirirken üstündeki şarap kırmızısı elbiseyle oturan Melindayı görünce istemeye istemeye yanına yürüdüm. Beni görünce hızlıca ayağa kalkmış ve samimiyetsiz bir sarılma verip tebessüm etmişti.

"Minho'yu gördün mü diye soracaktım?"

Melinda yanındaki birkaç kişiye fransızca bir şeyler söyleyip gülmüş ve sonra geri bana dönmüştü. Kırmızı rujla adeta boyadığı dudakları gülümsemeye dönüşürken göz devirdim.

"Ah... Minho'yu bilirsin, onu bulmak zordur. Saat kaç bebeğim?"

İçtiği belli olsa da kafasının gayet ayık olduğu gözlerinden belliydi. Telefonumu çıkarıp saati gösterdiğimde gülümsedi.

"Ah sanırım bir kızla çıkmıştı yarım saat falan önce, bu saatler eğlenme saatidir genelde onun."

"Nasıl?"

Kulağıma yaklaştı, arada hala benimle alay edercesine yüksek kahkahalar atıp yanındaki kişilere bakıyordu.

"Yani bir kızın koynundadır şuan."

Kulağımdan uzaklaştığında ona baktım. Tek kaşımı kaldırıp yüzünü onun gibi aşağılayıcı bakışlarla incelediğimde güldü.

"Üzgünüm, burada değil o yüzden. Geldiğinde morali bozuk gibiydi zaten kavga etmişti falan. Yani stres atma yöntemi herkesin farklı değil mi?"

Çok komik bir fıkra duymuş gibi tüm masa gülerken göz devirdim. Sinirlenmek istemiyordum, Minhoya güvenim sonsuzdu ancak bunları nasıl söyleyebildiğini de anlamıyordum.

"Çok yardımcı oldu, teşekkür ederim."

Sabır dileyip telefonumu çıkardım ve hızlıca Minho'yu aradım, naz yapmayı bırakmak lazımdı artık. Beşinci aramamda da artık cevap veren olmayınca sırayla Chan, Changbin ve Hyunjini de aradım. Sadece Hyunjin açmış ve sadece Minho'nun işim var dediğini söylemişti.

İşte şimdi bok gibi hissediyordum.

"Güzellik, moral bozukluğuna en iyi ne gelir biliyor musun? İçki." Melinda elime bir kadeh sıkıştırırken ona baktım. Her şeye cevabı olması sinirimi bozuyordu. Kuruyan boğazımı rahatlatmak için kadehin yarısını içtikten sonra boş bir koltuğa oturdum yavaşça. Eninde sonunda evine gelecekti sonuçta, değil mi?

_________

Gözlerimi dünyanın en şiddetli baş ağrısıyla açtığımda , parlak güneş ışıkları yüzünden küfür etmiştim. Gözlerimi etrafta gezdirirken tanımadığım bir odada olduğumu fark etmemle kafam yeni gelmişti. Kafamı çevirdiğimde yanımda yatan iki kişiyi görmemle gözlerim büyümüştü.

skam | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin