Sıcacık yatakta birkaç saniye kıpırdanıp sonunda gözlerimi açtım. Sanki beynim olanları hatırlamamı istiyor gibi dün geceyi tek tek gözümün önüne getirirken Minhonun gittiğini fark ediyorum."Uyandın mı?"
Seungmin elindeki yemek tepsisiyle odama girerken saate bakıyorum, çoktan 11 olmuş.
"Okula neden gitmedin?"
"Sen bu haldeyken mi gideceğim Jisung?"
Yatakta yavaşça dikelip oturur pozisyona geçtim. Seungmin hazırladığı daha doğrusu annemin hazırladığı kahvaltıyı yatağa bıraktı.
"Annen nöbetten dönünce baya endişelendi, eczaneye gitti şimdi gelir birazdan. Kahvaltını et sen."
Seungmini onayladım yavaşça, midem bomboş gibi hissediyordum, zaten boştu da. Çatalı elime alıp önce birkaç domates ve salatalık yiyip daha sonra omletten birkaç parça ağzıma attım.
"Minho annen gelmeden gitti, sabah da haber etmemi söyledi."
Tek kaşımı kaldırdım, beynimde istemsizce gecenin köründe nereye gittiği fikri dolaşırken arabası olduğunu hatırladım. Sessizce onaylayıp yemeğimi bitirdim ve son olarak taze sıkılmış portakal suyunu yudumlamaya başladım.
"Jisung seni sıkmak istemiyorum ama dün olanlar... Neydi? Neden oldu ya da... Neyse boşver seni gerçekten sıkmak istemiyorum."
Seungmin sanki kırılmaya hazır bekleyen bir porselenmişim gibi davranırken tebessüm ettim.
"Cevabını bulursam sana da söylerim Seung."
Seungmin anlayışlı bir şekilde onaylayıp saçlarımı düzeltti ve boş tepsiyi alıp odamdan çıktı. Dün dağıttığım odanın şuan gayet düzenli duruyor olmasıyla etrafı inceledim. Yatağımın yanıbaşındaki çalışma masama baktım. Laptopuma uzandım yavaşça, ödev yaptığım sayfa hala açıktı.
Dün 1 kelime bile yazmadığım boş sayfada şuan 14-15 sayfalık bir yazı vardı. Makale gayet yerinde bir şekilde çevrilmiş, araştırmanın belirli konuları yazılmış ve kanıt içerikli olan deneyler yazılmıştı.
"Seung!"
Mutlu bir şekilde seslendiğimde odama gelmişti.
"Ne oldu?"
"Teşekkür ederim! Hayatımı kurtardın resmen, kalanı ben bugün bitiririm."
"Neyi? "
Seungmin anlamamış bakışlarla bana bakarken laptopu gösterdim. O an kafama dank etmişti ödevi Seungminin yapmamış olduğu.
"Dün çok endişeliydim o yüzden pek aklıma gelmedi bile ödev, bugün yardım ederim ama."
Seungmin utanıp kendini açıklarken kısaca tebessüm edip teşekkür ettim. Kapının açılma sesiyle annem koştur koştur odama girip ateşimi, gözlerimi, tüm vücudumu neredeyse kontrol edecek şekilde yoklamıştı.
"Anne iyiyim, gerçekten."
Annem inanmamış dursa da aldığı ilaçlardan birini içirdiğinde gülümsedim. Çok çalışıyordu, o yüzden hep başıma bir şey geldiğinde kendini suçluyordu. Yavaşça elini tutup öptüm.
"İyiyim, gerçekten. Sen de dinlen hadi, yorgunluktan ayakta zor duruyorsun."
Annem beni bırakmaktan nefret eden bir tavırla yatakta yanıma uzandığında gülümsedim.
"Burada yatarım o zaman."
Seungmin, annemin haline gülerken ben de gülüp elime bir defter ve kalem aldım. Üstümdeki siyah kazağa birkaç saniye gözüm takıldığında Seungmin de masaya oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
skam | minsung
Fanfiction"Bu hale nasıl geldin? Yoksa annen küçükken çizdiğin resimlerine iltifat etmedi mi? Ya baban futbol maçlarını izlemeye bir kere bile olsa gelmedi mi? Ah dur hatta... Ortaokulda herkesin sikinde kıl çıkarken tek kılsız kalan sen miydin?" •texting+düz...