0.1

55 4 2
                                    

kendimi bulmaya calistigim bir donemde, hayatimi renklendirmek icin attigim bir adim.
kafamda kaybolurken bana yardimi olmasini umdugum bu kurguyu okuyorsan eger; lutfen mutlu ol <3

ay bu arada sadece kizimizin agzindan olmayan yerleri bu sekilde yazacagim yoksa kitap 1. tekil.

basliyoz... have fun!!

...


siyah takımı içinde alptekin bey adımını attı okuluna. otoritesini korumak için uğrardı ara sıra buralara. kendini gösterir, saygıyı kabul eder, biraz can sıkar ve giderdi.

bu sene de aynı oldu her şey. okula girdi, müdürle görüştü, işlerini halletti ve eve uğramayı tercih etmediği için pekte görmediği oğlunu bir kenara çekti.

hiçbir okulda tercih edilmediği gibi burda da ıssız kalan bodrumda konuşuyorlardı. alptekin bey böyle seviyesiz alanlarda bir tek oğlunu azarlamak için bulunurdu.

sadece koridordan gelen ufak ışık sızısı vardı okulun bodrumumda. bu ikisinin de işine geliyordu çünkü gözler, iyi değildi. konuşmaya girdi alptekin;

"uzun zaman oldu evlat."

baktı babasına demir. bu giriş konuşmalarından bıkmıştı. her zaman başta kibar olmaya çalışır, o ağzını açtı mı karakterine dönerdi.

"sadede gel." etrafında istemiyordu onu. gözü bile değse çenesi seğiriyordu.

hırsla titredi adamın gözleri. kendisiyle böyle konuşamazdı hiçkimse.

"kendini çok bir şey sanıyorsun değil mi? yani, yakışıklı, boylu poslusun. cebinde dolu. her istediğim olur sanıyorsun. hayatta her şeyin bir 'ama'sı vardır evlat. seninki de benim. ben olmasam, yoksun sen, hiçsin. bunu biliyorsun değil mi?"

demirin kanı kaynadı. şuanda onu buraya gömmek istiyordu. çünkü alptekin soydem hep böyleydi. çevresinde robot ister, duyguları umursamazdı. oğlunun başını da, karısının saçlarını da okşamazdı.

demirin sevgi istediği yoktu da, annesine parçalanıyordu içi adamı görünce.

"keşke olmasaydın o zaman. bu güç, bu para olmasaydı benimde gerçek bir hayatım olurdu belki."

"senin bu nankörlüğünle uğraşamayacak kadar meşgulum. hareketlerine dikkat et. adın hiçbir cümlede kulağıma gelmeyecek şekilde davranacaksın. kim olduğunun hep farkında ol. ama benim karşımda bir hiç olduğunu da unutma."

hiçbir şey söylemedi demir. ağzını açarsa yapacağı şeylerden dolayı tuttu kendini. katlanamıyordu bu adama. dişlerini öyle bir sıktı ki kırabilirdi o an.

alptekin egosunu tatmin etmenin verdiği hazla keyiflendi ve dönüp gitti. konuşmaları bu kadardı işte. demir ona bu hazzı verdiği için kendinden nefret etti tekrar.

o adam uzaklaştığı gibi, bulduğu en yakın şeye tekme attı demir. ve öbür şeylere de. çıkan büyük gürültülerden dolayı korktu kız. onların ayak sesini duyduğundan beri kitap okuma ışığını kapatmış, kendini belli etmeden duruyordu duvarın dibinde.

ürperince elindeki ışığı yere düştü kızın. odanın bir ucundaki öfkeli çocuğun duymamış olmasını diledi içinden.

"kim var orada?"

demir o sesi çok net duymuştu. şuanda hiçbir şeyi çekemezdi evet ama, babasından sonra onu en çok delirtecek olan şey, takıntılı bir kızın onu takip edip bodrumda aşağılanmasını dinlemesi olurdu.

insanları yargılamazdı demir ancak şuan eğer özeline saygısı olmayan birisi karşısına çıkarsa patlamasını tutamazdı.

"her kimsen şuan çık uğraştırma beni"

ürktü kız.

"HADİ"

kız normalde kimsenin ona böyle emir vermesine izin vermezdi fakat şuan bir felaketin içinde sıkıştığının farkındaydı. burayı terk etmeliydi.

elinde tuttuğu kolyeyi düşürmemeye dikkat ederek hızla kalktı ve koşarak çıktı harabe odadan. demir hareket ettiğini anlayınca seslerin geldiği yöne doğru hareket etti fakat tekmeleyip attığı bir şeye takıldı.

"siktir, bekle!"

kız çoktan koşarak merdivenlere ulaşmıştı bile. hızından ayaği takılsa da durmadı ve okulun içine karıştı.

demir hızla peşinden gitmesine rağmen kızı yakalayamadı. göremedi bile karanlıktan. siktirdi şuanda. yarın dedikodu sayfalarında acıların çocuğu olmak istemiyordu. kendine küfretti.

ellerini kafasına sarmış lanet okurken merdivenin alt basamağında bir şey farketti.

bir kolye.

onundu. demir hep dikkatli biriydi ve babasıyla inerken orada bir şey olsa görürdü.

gümüş renginde, antikaya benzeyen üstü desenli kalp şeklinde bir kolyeydi elindeki. değerli miydi? bunun karşılığında bilgiyi takas edebilirdi.

sadece acilen sahibini bulması gerekiyordu.

...

ay olcem kesin cok kotu oldu...
turkce klavyeyle olan savasim peki uf neyse bb

sen de bilme.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin