0.4

23 4 1
                                    

AY AZ ONCE kurgumu birinin okudugunu gordmmmmm!!!!!!!

artik kendi kendime konusmuyom sanirim mrb arkadaslar nasilsiniz ahhaiqnsjnqjsb

olecem basliyoz

have fun!!!

...


sonunda bu küçük tiyatro gösterisi sona erdiğinde müdür sahneye çıkıp kızına sarılınca buna neden maruz kaldığımızı anladım. gardını indirdiğini asla görmediğim suratsız müdürümüzün kızına nasıl sarıldığını görünce içim sızlamadan edemedi. elim hemen kolyemin olması gereken yere gitti ama parmaklarım hiçbir şeye ulaşamayınca derince hayal kırıklığıyla kalakaldım. iç geçirdim ve yanıma baktım.

bana bakıyordu.

daha öncesinde tüm bir gösteriyi bu çocukla yanyana oturarak izleyeceğimi söyleseler inanmazdım, ama şuan asıl inanamadığım şey gözlerinin üzerimde olmasıydı.

ne o çekti gözlerini ne de ben. şuan ne oluyordu? ne alakaydı? gözleri çok güzeldi. çekseydi ya şunları önümden.

"kaçaklar burda hocam."

o an deccal imdadıma yetişti ve ikimizin bakışları da hocalara döndü. bizi kapıda yakalayıp beklememizi söyleyen hoca, drama hocasıyla gelmişti. sanırım konferanstan o sorumlu olduğu içindi.

"ben çıkayım hocam birkaç belge işim vardı. siz zaten ne yapacağınızı bilirsiniz."

"tamamdır hocam sağolun."

deccal gittiğinde pınar hoca ikimize de bakıp iç geçirdi. "hadi sen neyse de, sana şuan ceza verecek olmayı beklemezdim kızım."

bir demir'e bir de bana yönelik konuşmuştu. demirin pek umrunda değil gibiydi ama ben hocalarımın gözünde 'cezalandırılan' öğrenci olmaktan memnun değildim.

"hocam, gerçekten çok önemli bir şeye bakmam gerekiyordu ondan geç kaldım. kusura bakmayın."

gözlerimle hocayı ikna etmeye çalıştım. ama hoca bana hiç 'oy kıyamam sana, tamam bi daha olmasın' diyecek gibi bakmıyordu.

"kusura bakma ama buradaki herhangi bir öğrencinin göreceği muameleyi görmek zorundasınız. kurallar çok açık; konferans salonuna en geç gelen bedelini öder. bunu okul yönetimi bir saygısızlık olarak görüyor canım."

diyecek hiçbir şeyim yoktu. belki acıyıp tek ayak üstünde bekletirdi bizi? demir hala herhangi bir ses çıkartmazken hoca tekrar girdi söze;

"şuan gördüğünüz gibi ortalık epey dağıldı. sizden isteyebileceğim en makul şey toparlamak olacak. sahneyi iyice toparlayıp dekorları kuliste düzenlice yerleştirin. kendi odanızmış gibi gözünüze batan ufak tefek şeyleri bile güzelce kaldırın."

"herkesten birkaç dakika geç geldik diye, amelelik yapacağız yani?"

demir ilk defa ağzını açtığında ona katılmadığımı söyleyemezdim. hocam abartmıyor musun ya???

"anlamadım?"

"anlatayım hocam; bu okulda bu gibi işler için çalışan bir sürü insan varken, bir çocuk tiyatro oyununa geç kaldığımız için bu 'cezayı' vermeniz ne kadar doğru?"

sen de bilme.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin