2.1

12 2 0
                                    

selammmmlar ben ve hayal dunyama!!!!!!

cok zamandır yazmıyordum buraya, artık kendimi daha iyi hissettirecegine inandıgımda geliyorum.. bu arada artık bilgisayardan yazdığım için türkçe klavyeee!


louis tomlinson - always you.


...


ertesi gün okula gittiğimde aklım hala çok bulanıktı. gerçi benim aklım hep bulanık ve düşünceliydi ama bu farklıydı. bunu ben kafamdan uydurmuyordum. bu hayatımda bariz bir değişimdi. beni geriyordu evet ama belki hayatımda atmam gereken adım buydu. bunu psikoloğumla konuşmalıydım. 

yine sabah bir şeyler atıştırmadan çıktığım için midem bulanıyordu. ve yine ilaçlarımı içmem için bir şeyler yemek zorundaydım. kantine indiğimde çok fazla kişi yoktu. 

en sevdiğim manzara.

hemen önümdeki kişinin işi bittiğinde abiden bir sade açma ve şeftali suyu alıp ücretini ödedim. tam ürünlerimi alıp çıkarken arkamda beliren gölgenin daha dönmeden canımı sıkacağını anlamıştım. 

elif.

ben de nerde kaldın diyordum.

hiç muhattap olmak istemediğim için geçip gitmeye çalıştım fakat nafileydi. bela olacaktı deli. 

"açelyacık? naber ya?" yüzsüz gibi gülerek konuşmaya başladığında gözlerimi devirdim.

"çekil şurdan." bundan sonra bu kıza asla saygım yoktu. ne bir hemcins ne de bir insan olarak. bana yapabileceği belki de en kötü şeyi yapmıştı. umarım aynı duruma düşmezdi. 

elif anında tavrını değiştirip öfkeyle konuşmaya başladı, "yoksa ne olur? demir'e mi şikayet edersin yine beni? kızım ayak altında dolanma diye daha napabilirim ben ya! bi de aramızı bozmaya çalışmışsın ama yemezler. sen bunu becerebilecek biri değilsin bunu sakın unutma."

konuşurkenki mimiklerinden bile belliydi söylediği şeyleri büyük bir özgüvensizlikle söylediği. demirin onun yüzüne bile bakmadığına emindim çünkü durumuma nasıl hassas yaklaştığını  görmüştüm ama bu konu hakkında yorum yapmayacaktım. beni ilgilendirmezdi.

demirin hayatında elif diye biri yoktu. kendisi söylemişti.

kimse yok demişti.

"sen de bu lafları edebilecek biri değilsin elifcim, onu ne yapacağız ya?" benim ağzımı açmama kalmadan arkadan bir ses geldiğinde kafamı o yöne çevirdim. 

yağmur özen.

"yağmur? ne saçmalıyorsun?" elif beklemediği bu tepki karşısında ne yapacağını bilemezken öylece bakıyordu. bozulmuştu.

yağmur, demir ve tayfasının yanında birkaç kez gördüğüm, zararsız gibi duran biriydi. dil sınıfında olması dışında pek bir bilgim yoktu ama her ne kadar onlardan biriymiş gibi gözükse de pek eliflerle takılmıyordu. "bence sen anladın beni elif. uzatma ve kızı rahat bırak. kendini yeterince düşürdün zaten." elif, yağmurun bu çıkışına öyle bozulmuştu ki hiçbir şey diyemeden sadece sinirli bir şekilde dönüp gitti. işime gelirdi.

dönüp yağmur'a baktığımda gülümseyerek bana baktığını gördüm.bir şeyler demem gerektiğini hissederek ağzımı açtım.  "sağol yolladığın için. yani ben de hallederdim ama yoruldum çenesinden biraz." galiba ilk defa okuldan birine bu kadar uzun bir cümle kurmuştum. arkadaşmışız gibi.

sen de bilme.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin