1.8

9 2 0
                                    

bundan sonra bolumlerin basina sarki koymaya karar verdim
sarkilarin bolum icerigiyle cok bir alakasi olmaz, sadece 'bu sarkiyi dunyada duymayan kalmasin' dediklerimi koyarim💖

have fun!!!

taylor swift - would've, could've, should've

...

hayatın karşıma çıkardığı sürprizleri sevmezdim. alıştığım düzenin bozulduğunu görünce çocuk gibi oturup ağlamak isterdim düzeltin diye. yapardım da bazen.

belki çok mızmız bir çocuk olduğum için bırakmıştı beni babam.

gözlerimi açtığımda kendimi o kadar sersem hissetmiştim ki geri kapatasım gelmişti, ama en son bulunduğum durum aklıma geldiğinde şuan ne durumda olduğumu merak etmiştim.

hızla doğrulmaya çalıştığımda haliyle gözlerim kararmıştı. "hey, dikkat et."

sen yine burda mısın yani?

demir hızla gelip kalkmama engel olduğunda ona 'senin burada ne işin var' bakışlarımı atıyordum. onun beni o odadan çıkarttığını hayal meyal hatırlamıştım, ama hala burada dikilmesinin açıklaması yoktu.

"hemşire ailenle görüşmek için müdür odasına kadar gitti. kesinlikle kalkmasın, vücudunu zorlamasın diye tembihledi."

'ailenle görüşmek' dediğinde histerikçe bir gülüş oluşmuştu yüzümde. babamın telefonu açması bile mucize olurdu. benimkileri hiç açmazdı. "teşekkürler." hemşirenin ne dediği umurumda bile değildi, o karşımdayken sedyede uzanamazdım.

oturur pozisyona geldiğimde tekrardan konuştu; "çok inatsın."

zaten kendimi bok gibi hissediyordum, bir de onun iğnemeleriyle uğraşamazdım. o da ona olan bakışlarımdan bunu anlamış olmalıydı ki sustu.

uyandım ya gitsen mi artık?

kısa süre sonra hemşire odaya girdiğinde ne ara tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. "ah, uyandın mı canım? aa ama ben uzansın dememiş miydim?"

"gerek yok, sağolun." öyle olsun dercesine baktı bana. o sırada demirin toparlandığını gördüm. ona döndüğümde bir süre yüzüme bakmış ardından hiçbir şey söylemeden çıkmıştı.

"çok endişelenmişti senin için. seni getirdiğinde baygındın, korkmuş olmalı." hemşire konuşana kadar demir'in çıkıp gittiği kapıyı seyrettiğimi farketmemiştim. hemen silkelenip kendisine baktığımda imalı bakışlarının bana dikildiğini gördüm. "kim olsa endişelenir. özel bir anlamı yok. tanımıyorum."

neden açıklama yapma gereği duymuştum bilmiyorum ama bu yanlış anlaşılmanın yapışıp kalmasını istemiyordum. asla olmazdı böyle bir şey. "peki sen bilirsin canım. müdür bey velinle görüştü. durumunu anlattı, büyük ihtimal ailen seni birazdan almaya gelir."

konuşmuş muydu? "nasıl yani? açtı mı telefonu babam?"

hemşire aklı karışmış gibi baktı bana. "evet yani, konuştular ben odadaydım. emrah bey, değil mi baban?"

sen de bilme.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin